Irak’ta yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen başbakan adayı Adnan ez-Zurfi, geri çekilmesi için yapılan girişimlere karşı istikrarlı duruşundan ödün vermiyor. Zurfi, Meclis Başkanlığı’ndan kabinesi ve hükümet programı için yapılacak güven oylaması oturumunun tarihinin belirlenmesini beklerken, Şii siyasi güçleri arasında yapılan görüşmeler, Bağdat ile (Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadrın evinin olduğu) Necef kentinin el-Hanane bölgesi arasındaki hatta devam ediyor. Daha önce Şii liderler, bir kerede üç isim belirlemişlerdi. Ancak şimdi sadece bir isim üzerinde anlaştılar. Şii liderler önceki seferde, koronavirüs pandemisinin ortaya çıkmasından günler önce protesto meydanlarında yankılanan bazı isimleri seçti. Bu da daha fazla ismi aday gösterme ısrarı dışında her şeyin durmasına neden oldu. Ancak bu kez daha önce adı geçen yedi adaydan biri olan Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı Mustafa Kazimi’nin Zurfi’nin yerine aday gösterilmesi konusunda anlaştılar. Başbakanlık konusunda pek hevesli görünmeyen Kazimi, şuana kadar Şii liderlere kendi şartlarını dayatmayı başardı. Ancak birçok silahlı grup ve İran’a yakın Asaib Ehlil Hak’ın parlamentodaki bloğu Sadikun Grubu içinde hala belirsizlik söz konusu. Kazimi destekçileri, Zurfi’nin adaylığını sona erdirecek yasal bir yol aramaya devam ederken Şarku’l Avsat’a konuşan güvenilir kaynaklar, Zurfi’nin kendisi yerine Kazimi’nin desteklenmesinin ardından liderlerinin davranışlarından rahatsız olan Şii milletvekillerinin güvenini daha fazla kazanabileceğine ikna olduğunu belirtti. Bununla birlikte Zurfi’nin göreve gelmek için yeni bir denklem formüle etmeyi başardığının altını çizen kaynaklar, bunun bir önceki başbakan adayı Muhammed Tevfik Allaviye yakın olan blok liderlerinin fikir birliği yerine farklı bloklardan milletvekillerinin kararı olduğunu, çünkü Allavinin müzakerelerde yanlış bir yol izleyerek şansını sona erdirdiğini kaydettiler. Zurfi’nin, milletvekilleri ile liderleri arasındaki uçurumu genişlettiğini ifade eden güvenilir siyasi kaynaklar, bu durumun eğer Zurfi’nin kabinesinin ve hükümet programının oylanması için bir oturum düzenlenmese bile önümüzdeki dönemde açığa çıkacağını vurguladı. Ancak eğer parlamento oturumu yapılırsa Zurfinin güven oyu alma şansını blok liderlerinin değil, milletvekillerinin yükselteceğine işaret eden kaynaklar, blok liderlerinin her ne kadar imkansız da olsa oturumu engellemek için ellerinden geleni yapmaya çalışacaklarını düşünüyor. Çünkü bu liderler, Kürt ve Sünni bloklara daha demokratik bir yapı vaadinde bulunmuşlardı. Fakat Zurfi denklemini değiştirme niyetleri bu vaatle çelişiyor. Dahası, Şii liderlerin Kazimi konusundaki tutumlarının büyük ölçüde uyumlu olduğu bir dönemde, Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın Zurfiyi desteklediğini açıklarken, Sadr Hareketinin desteklediği parlamento bloğu Sairun Koalisyonu milletvekillerinin ve liderlerinin çelişkili açıklamaları belirsizliğin hala devam ettiğini gösteriyor. Ancak Şarku’l Avsat’a konuşan Sadr Hareketi’nin önde gelen isimlerinden Emir el-Kinani, “Sadr Hareketi’nin her iki aday konusunda da belli bir tutumu yok. Bu nedenle hareketin konumunda herhangi bir değişiklik de yok. Eğer bir parlamentoda oturum yapılırsa Zurfi güvenoyu alacaktır. Çünkü Sadr Hareketi parlamentodaki milletvekilleri aracılığıyla Zurfiye oy verecek. Eğer Kazimi aday olursa hareket onu da destekleyecek” ifadelerini kullandı. Öte yandan Cumurbaşkaı Berhem Salih’in anayasa çerçevesinde Zurfi’yi yetkilendiren kararnameyi çekip çekmeyeceği ya da Zurfi’nin görevden çekilip çekilmeyeceği tartışmaları da devam ediyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan hukuk uzmanı Ali et-Temimi, “Zurfi’nin anayasal çerçevede görevinin iptal edilmesi, ancak hükümeti kuramaması ya da güvenoyu alamaması halinde söz konusu olabilir. Zurfinin başarısız olması ile Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin geri çekilmesi arasında bir ayrım yapılmalıdır. İlk durumda, Zurfi’nin Anayasa’nın 5. fıkrasının 76. maddesinde belirtilen son aday olması halinde başbakanlık makamının boş kalacağı anlamına gelir ve bu durumda 81. maddeye döneriz. Cumhurbaşkanı 81. maddede belirtildiği üzere başbakanlık makamı konusunda serbesttir. İkinci durum ise zaman kaybettirir. Asliye Mahkemesi’nin Federal Mahkeme üyelerinden birinin eksikliğine dayanarak Zurfi aleyhine verilen kararnamenin geçerliliğine itiraz edebilir. Çünkü Cumhurbaşkanı ancak Federal Mahkeme’nin yetkilendirmesi durumunda parlamentodaki en büyük bloğa başvurmadan bir kişiyi hükümeti kurmakla görevlendirebilir. Mahkeme yolu dışında Zurfinin veya başka bir adayın atanmasını iptal etmek mümkün değildir” şeklinde konuştu.
مشاركة :