Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac ile başkent Trablus’taki Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir arasındaki anlaşmazlık, benzeri görülmemiş bir noktaya ulaştı. Durum ülkede ek bir mücadelenin başlamasına yol açtı. Gözlemciler, söz konusu anlaşmazlığın Müslüman Kardeşler’in bankadaki kolunun Serrac’ın aleyhine güçlenmesine olanak tanıyacağı görüşünde. Nitekim gözlemcilere göre televizyon ekranlarında ‘İşler çıkmaza girdi’ diye seslenen Serrac yenilmiş gibi görünüyordu. Kebir, ülkenin doğusundaki Temsilciler Meclisi karşısında kendisine verdiği destek sonrasında Başkanlık Konseyi’nin en etkili adamlarından biri olarak sayılıyordu. Nitekim 5 yıl önce görevden alınması sonrasında yerine iktisatçı Muhammed Abdusselam eş-Şukri atanmıştı. Ancak gözlemcilere göre Sıddık el-Kebir kararlarında bağımsızdı ve Müslüman Kardeşler’in bankadaki kanadı tarafından desteklenerek Serrac’a karşı ayaklanma ilan etti. Merkez Bankası’nda Serrac’a yakın bir yetkili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Müslüman Kardeşler’e bağlı liderler de dahil bankada özel hesaplara sahip blokların Serrac karşısında Kebir’e destek verdiğini belirtti. Serrac ise ilk kez geçen çarşamba akşamı televizyon kanalları aracılığıyla krize değindi. “Durum, bütçenin hazırlık aşamasında Merkez Bankası ve UMH’ye bağlı Maliye Bakanlığı arasındaki ilişkileri koparma noktasına ulaştı” dedi. Fayiz es-Serrac ayrıca hükümetinin, ‘UMH’nin ülkedeki krizle mücadele etmek için bir acil durum bütçesi kabul etmesi’ talebini reddeden Sıddık el-Kebir ile çıkmaza girdiğini söyledi. Aynı şekilde gözlemcilerin Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamaya göre Müslüman Kardeşler’in tuzağına düşen Serrac, ‘taraflar arasındaki temasın kesildiğine ve bütçe krizini sona erdirmek üzere arabuluculuklara başvurulduğuna’ dikkat çekti. Fayiz es-Serrac ayrıca Kebir’in hükümetle temasa geçmeden ithalat için gerekli kredi sistemini durdurduğunu belirterek “Durum, maaş ödemelerinin gecikmesine neden oldu” dedi. Bankayla mücadelede yenilgi yaşayan Müslüman Kardeşler liderleri arasında bankanın yönetim kurulu sekreteri Fethi Akub ve yönetim kurulu üyesi Tarık el-Makrif de bulunuyor. Aynı şekilde el-Beyda’daki Libya Merkez Bankası Likidite Krizleri Komitesi Başkanı Remzi Recep el-Ağa, Trablus’taki Merkez Bankası’nın Libya’daki Müslüman Kardeşler’in elinden çıkartıldığını kaydetti. Diğer yandan Libya Ulusal Ordusu (LUO) Sözcüsü Ahmed el-Mismari, Müslüman Kardeşler’i mart ayı ortalarında başkent Trablus’taki Merkez Bankası’nın kontrolünü ele geçirmekle suçladı. Mismari, Müslüman Kardeşler’in kadrolarını ‘grubu ve milislerini finanse etmek için’ Yönetim Kurulu’ndaki üst pozisyonlara ve liderliğe atadığını ifade etti. Gözlemciler, ‘başkentin LUO’nun eline geçmesini engellemek üzere verilen savaş, petrol üretiminin durdurulması ve koronavirüs salgınıyla mücadele’ ortasında Serrac ve Kebir arasındaki anlaşmazlığın Trablus’taki makamları zayıflattığını vurguladı. Kebir, Serrac’ın çağrılarına yanıt vererek mevcut dönemde kredileri açma prosedürlerine ilişkin gerekli düzenlemeleri belirlemişti. Prosedürler buğday, arpa ve şeker gibi gıda ürünlerinin yanı sıra endüstriyel malzemeler ve ilaçlar için tek bir kredi değeri hususunda minimum ve maksimum limitlerin belirlenmesini içeriyor. Banka bu hafta ortalarında yayınladığı bir bildiride, ocak ve şubat aylarının maaşlarını ödeme kararı alarak ‘finansal ve ekonomik krizin ana sebebinin UMH’nin petrol kuşatmasını çözememesinden kaynaklandığını’ bildirdi. Ekonomik faaliyetlerle ilgilenen Libyalı siyasi analist Muhammed Bayo, Sıddık el-Kebir nedeniyle ortaya çıkan krize ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Merkez Bankası’nın ve diğer bankaların hazinelerinde likiditenin mevcut olduğu doğrulandıktan sonra Libyalıların mart öncesindeki ocak ve şubat maaşlarını ödemesi için yalvardığımız bu kişi, böbürlenerek bunları topluca ödedi. Ama yaklaşık 6 milyar dinar olan üç aylık maaşın ödenmesi yeterli değil.” Bayo, 9 Nisan’da yaptığı açıklamanın devamında şunları söyledi: “Enflasyon yükseldi, tüccarlar sıkıntıya düştü ve fiyatlar alevlendi. Olağanüstü hal nedeniyle sokağa çıkma yasağı saatleri, Ramazan Ayı’nın yaklaşmasıyla birlikte azaldı. Vatandaşlar koronavirüs korkuları ortasında bankaların önüne yığıldı.” Bayo ayrıca Serrac’ı söz konusu kötü koşullara son vermek amacıyla geri adım atmadan tavrına bağlı kalmaya çağırdı. Merkez Bankası’nı ‘Şeytanların Kardeşliği’ grubunun ellerinden kurtarıp normal yasal statüsüne döndürme çağrısı yapan Bayo, “Devletin üstünde hiçbir taht yoktur. Tarih sizin bu tavrınızı yazacak ve Libyalılar da bu duruma tanıklık edecektir” dedi. Fayiz es-Serrac, 3 Nisan’da ülkenin bölünmüş finansal kurumlarının hızlı bir şekilde birleşmemesi halinde ‘tehlikeli bir durum yaşanacağı ve ulusal ekonominin çökeceği’ konusunda uyarıda bulundu. UMH Başkanı ayrıca Merkez Bankası yönetimine de ‘yasal yetkileri kullanmak, para, kredi ve bankacılık politikaları geliştirmek ve uygulamak’ için bir an önce bir araya gelme çağrısı yaptı. Analistler ise Trablus’tan ziyade doğuya meyleden çok sayıda üyenin bulunduğu banka yönetim kurulunun bir araya geldiği görüşünde. Yapılan yorumlar bu durumun doğudaki makamlara Kebir’i değiştirme hususunda eski hedeflerini gerçekleştirme fırsatı verebileceği yönünde. Diğer yandan Libya’nın doğusundaki Temsilciler Meclisi, Aralık 2017 sonlarında oyların çoğunluğunu kazanan Muhammed Abdusselam eş-Şukri’yi Kebir’e alternatif olarak seçti. Ancak Yüksek Devlet Konseyi tarafından yönetilen Libya’nın doğusundaki makamlar, “Sıddık el-Kebir, egemenlik pozisyonları belirlenene kadar görevde kalacak” açıklamasında bulundu. Dönemin Konsey Başkanı Abdurrahman es-Suveyhili, Kebir’in görevde kalmasının ‘siyasi anlaşmanın 15’inci maddesinde belirtilenler uyarınca olacağını’ kaydetti. Serrac ve Kebir arasındaki bu savaşa paralel olarak Libya Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyeleri Ali Salim, Gays Süleyman, Muhammed Ahmed el-Muhtar ve Abdurrahman Habil, 9 Nisan’da düzenlenmesi planlanan yönetim kurulunun acil toplantısına yönelik davetlerini geri çektiklerini duyurdu. Söz konusu üyelerin yayınladığı bildiride şu ifadeler yer aldı: “Başkanlık Konseyi toplantıya davet edildikten sonra herhangi bir eylemde bulunmadı. Hazırlığa giriştiklerini gösteren hiçbir şey yayınlamadı. Nihayetinde toplantının aciliyetinin tek amacının bu daveti baskı kartı olarak kullanmaktan başka bir şey olmadığı ortaya çıktı.”
مشاركة :