İsrail’de Binyamin Netanyahu ve Benny Gantz ortak hükümetinin göreve başlamasıyla yeni Dışişleri Bakanı Gabi Ashkenazi dün yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trumpın açıkladığı Ortadoğu barış planının İsrailin sabit sınırlarının belirlenmesi için ‘tarihi’ bir fırsat olduğunu ve planın İsrail’in komşularıyla yapılacak istişarelerle, iyi hesaplanmış bir şekilde uygulamaya çalışacaklarını söyledi. Eski Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’dan görevi teslim aldığı törende konuşan Ashkenazi, “ABD yönetimiyle koordinasyon, komşularımızla diyalog ve mevcut barış anlaşmalarının sürdürülmesi yoluyla ABD planının uygulanmasını teşvik edeceğiz. Komşularımızla barış, stratejik bir hazinedir. Korunması ve geliştirilmesi son derece önemlidir. Mısır ve Ürdün önemli müttefiklerdir” ifadelerini kullandı. Öte yandan Ashkenazi’nin bu açıklamaları, özellikle Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın Der Spiegel dergisine verdiği röportajda, Batı Şerianın ilhakına karşı yaptığı uyarıların ardından Ürdüne verilen bir mesaj olarak görüldü. Kral Abdullah röportajda, böyle bir ilhakın ‘Ürdün ile büyük bir çatışmaya ve Filistin Yönetimi’nin çökmesine yol açabileceğini’ ve ‘bölgede daha fazla kaos ve radikallik’ yaratacağını söylemişti. Açıklamalarını sürdüren Ashkenazi, “Başkan Trumpın barış girişimi, her şeyden önce önümüze önemli bölgesel fırsatlar sunuyor. Bu girişimi önemli bir plan ve bir kilometre taşı olarak görüyorum. Başkan Trumpın planı önümüze İsrail Devletinin onlarca yıllık geleceğini şekillendirmek için tarihi bir fırsat olarak koyduğuna inanıyorum” şeklinde konuştu. Eski bir asker olan ve daha önce Savunma Bakanlığı Genel Müdürlüğü görevini yürüten Ashkenazi, “İsrailin öncelikli misyonu her zaman İran’ın nükleer projesini ve komşu ülkelere asker yerleştirmesini engellemek oldu ve olmaya da devam edecek” dedi. Aşkenazi, ABD yönetimine ‘İran projesiyle mücadelede İsrail’in yanında yer aldığı’ için teşekkür etti. Öte yandan yeni hükümetin ilk bakanlar kurulu toplantısını Pazar gecesi geç saatlerde gerçekleştiren İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, yeni bakanların yemin etmesinin ardından toplantı sırasında hükümet programındaki ana görevleri şöyle sıraladı: 1- Koronavirüs salgınıyla ilgili bir bakanlar konseyi oluşturulması, 2- İsrail ekonomisinin canlandırılması, 3- İranın nükleer silah edinme ve Suriyede askeri varlık edinme girişimlerinin engellenmesi, 4- Laheyde bulunan Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davanın ele alınması, 5-Batı Şeriadaki bazı bölgelerde İsrail egemenliğinin dayatılması. Öte yandan Netanyahu, ilhak ve İsrail egemenliğinin dayatılması planını uygulayacağından şüphe eden muhalefet kanadındaki Yemina (Sağ) İttifakı liderliğine yanıt olarak, kendisinin ilhak projesinin sahibi olduğunu ve uygulayacağını söyledi. Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Nickolay Mladenov, Netanyahu’nun bu açıklamasına, Pazar akşamı İsrail Bölgesel Dış Politikalar Enstitüsü (Mitvim) tarafından düzenlenen konferansta verdiği yanıtta, İsrailin işgal altındaki Batı Şeriadaki Filistin topraklarını ilhak etmesinin uluslararası kanunlara göre yasak olduğunu söyledi. Böyle bir adımın ‘büyük bir tehdit’ olduğunun altını çizen Mladenov, “İlhakın, barış beklentilerine zarar verecek ve her tarafta radikalleşmeyi teşvik edecek yasal, siyasi ve güvenlikle ilgili başa çıkılması zor sonuçları olacaktır” ifadelerini kullandı. Mladenov ayrıca ilhakın uygulaması halinde İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin normalleşmesi olasılığının da azalacağını vurguladı. Diğer yandan İsrail parlamentosu Knesset’te muhalif kanada liderlik eden Yeş Atid (Gelecek Var) Partisi Başkanı Yair Lapid, Batı Şeria ve Ürdün Vadisinde İsrail egemenliğinin dayatılması planına karşı oy kullanacaklarını, çünkü bunun tek taraflı bir anlaşma olduğunu ve siyasi bir anlaşmanın parçası olmadığını söyledi. Tek taraflı adımlara karşı olduğunu belirten Lapid, “Ürdünlülerle koordinasyon olmadan değil Ürdün Vadisi’nde egemenlik ilan edilmesi, yerleşimleri bile desteklemiyorum” şeklinde konuştu. Netanyahunun ilhak ile ilgili planlarını sorgulayan Lapid, Netanyahu’nun planlarının ideolojik veya politik arka plana değil, kişisel çıkarlara dayandığını söyledi. Lapid, “İnsanların yolsuzluk davaları hakkında konuşmalarını ve onu sorgulamalarını önlemek istiyor. Bu yüzden ilgiyi başka bir konuya çekerek, dikkat dağıtmaya çalışıyor” dedi. Bununla birlikte Netanyahunun İsrailin Güvenlik İşleri İçin Küçültülmüş Bakanlar Kurulu (KABİNET) üzerinde çalışma başlatması dikkat çekti. Çalışma çerçevesinde siyasi ve güvenlik misyonlarının çok sayıda bakanlığa dağıtıldığı büyük bir hükümetin (35 bakanlık) varlığı nedeniyle, KABİNET üyesi bakan sayısı 17 ile sınırlandırılması planlanıyor. Ayrıca kurul sadece aralıklı sürelerle oturumlar düzenleyecek. Netanyahu KABİNET yerine yarısı kendi partisi olan Likud Partisi’nden diğer yarısı da Mavi-Beyaz İttifakı’ndan (Kahol Lavan) 6 veya 8 bakandan oluşan ‘siyasi mutfak’ kurulmasını planlıyor. İsrailin ne bir anayasası ne de belirli sınırları bulunuyor. Devletin kurulması sırasında oluşturulan temel bir yasaya göre faaliyet gösteriyor. İsrail, Haziran 1967de Gazze Şeridinin yanı sıra Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeriayı işgal etti. Batı Şeria’daki yerleşim birimlerinde 600 binden fazla İsrailli yaşıyor. Filistinliler ve uluslararası toplum söz konusu yerleşim birimlerini yasalara aykırı olarak görüyor.
مشاركة :