Libya’da bir süredir Hafter’in elinde olan stratejik Watiye Üssünün Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerince ele geçirilmesi savaşın dengesi açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirildi. Bu gelişmenin ardından UMH İçişleri Bakanı Fethi Başağa, kritik bir açıklamada bulunarak Suriye’nin Lazkiye şehrinde Rus üssü Hmeymimden 2 Su-35 eskortluğunda 6 adet MiG 29 ve 2 adet Su-24 savaş uçağının Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’na (LUO) teslim edildiğini iddia etti. Ardından LUO Hava Kuvvetleri Komutanı Sakr Curuşi’nin Libya’daki Türk noktalarını da hedef alan geniş kapsamlı hava operasyonu başlatacakları iddia etti. Bu açıklamaya sert tepki veren Ankara, Türk noktalarını hedef alınması durumunda, Hafter güçlerinin meşru hedef haline geleceği açıklandı. Söz konusu uçakların Birleşik Arap Emirliklerince Belarustan satın alındığı ve Belaruslu, Sırp ya da Suriyeli pilotlarca uçurulacağı da iddialar arasında. Son gelişmelerin ne anlama geldiğini hem Rusya uzmanı medyagunlugu.com yazarı Aydın Sezer ile Alman Dış Politika ve Güvenlik Enstitüsü’nde misafir araştırmacı olarak çalışan Libya Uzmanı Nebahat Tanrıverdi Yaşar’a sorduk. “Bazı uçaklar Cufra üssüne konuşlandırıldı” Yeni savaş uçakların bir kısmının Watiyye Üssüne yakın sayılabilecek bir noktada olan Hafter’in kontrolünde bulunan Cufra Hava Üssüne konuşlandığının iddia edildiğini kaydeden Yaşar, bu üssün geçen yıl da benzer hava saldırılarında kullanıldığını söyledi. Çatışma dinamiklerini tırmandırabilir Independent Türkçenin haberine göre, Yaşar, söz konusu gelişmenin UMH’nin son başarılarının ardından Hafterin dış müttefikleri BAE ve Mısırın Hafter’siz bir çözüm arayışına girdiğine yönelik haberlerin ardından yaşandığına dikkat çekerek şu iddiada bulundu: "Ancak Rusyanın Suriyeden çok sayıda savaş uçağını Libyaya göndermesi, çatışma dinamiklerinin tırmanabileceği ve daha yoğunluklu hava operasyonlarının gerçekleşebileceği ihtimallerini beraberinde getiriyor." Asıl hedef Watiyye üssü Rusyanın tarafından gönderilen uçakların, caydırıcı bir güç unsuru olarak kullanmak için mi, yoksa Hafter aleyhine gerçekleşen hızlı saha değişimini engellemek amacıyla çatışmayı tırmandırmak için mi kullanılacağının merak konusu olduğunu söyleyen Yaşar şöyle konuştu: "Bu uçakların kapsamlı bir hava operasyonu ile Trablusun ele geçirilmesi için kullanılması düşük bir ihtimal. Öte yandan yeni ele geçirilen Vatiyye üssünün UMH tarafında aktif bir sekilde kullanılan bir üsse dönüstürülmesini engelleme hedefi oldukça yüksek." “Rusya’nın bu adımı Hafter’in geri plana itilen rolüne öne çıkardı” “Hafterin ülkediki toplumsal ve siyasal ittifaklarında yaşanan kırılmaların derinleştiği ve uluslararası müttefiklerinin pozisyonlarını yeniden değerlendirdikleri bu kritik zamanda Rusyanın bu adımı Libya krizinde geri plana itilen rolünü yeniden on plana çıkardı” diyen Yaşar sözlerini şöyle tamamladı: "Libyadaki büyük kayıplarının ardından önümüzdeki birkaç gün içinde çatışmaların Terhune- beni Valid bölgesine yoğunlaşacağının sinyalleri bulunuyor. Bu çatısmalar sırasında LUO ve Rusya dahil Hafterin uluslararası müttefiklerinin nasıl bir politika izleyecekleri daha çok fikir verecektir." “Resmi anlamda taraflar arasında eşitlikçi bir yaklaşım izliyor” Rusya uzmanı ve medyagunlugu.com yazarı Aydın Sezer ise Rusya’nın Libya’da resmi anlamda taraflar arasında eşitlikçi bir yaklaşım izlediğini belirterek şöyle konuştu: "Her iki tarafla da temas halinde ve görüşüyor. Böyle olmasa Ocak 2020’de Hafter ile Serrac’ı Moskova’da bir araya getirip, dolaylı da olsa temas sağlayamazdı. Bu süreçte elbette Türkiye’de Serraç’ın ikna edilmesinde önemli bir rol oynadı. Yine 19 Ocak’ta Berlin Konferansının toplanmasında da Rusya’nın ciddi katkısı oldu ve tavrını ateşkesten yana koydu." “Resmen olmasa da Wagner üzerinden Hafter’e destek veriyor” Buna karşın bir de sahadaki gerçekliğin olduğunu söyleyen Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Rusya’nın kendi ifadesiyle resmen olmasa da, Wagner üzerinden Hafter’e destek verdiği görülüyor. Gerçi, Rusya resmi bir açıklamada bulunarak Wagner’in Libya’da üçüncü ülkeler tarafından kiralanan bir güç olarak sahada olduğunu ve Rusya’nın Hafter’e doğrudan destek vermediğini deklere etmiş olsa da, dediğim gibi sahada Wagner savaşıyor." “Putin, gelişmelerden duyduğu rahatsızlığı Erdoğan’a iletti” Rusya’nın Berlin Konferansı’ndan sonra sahada Türkiye’nin önünü kestiğini ve barışın sağlanacağını düşündüğünü öne süren Sezer, şunları söyledi: "Ancak, Türkiye, BAE ve Mısır’ın savaşan tarafları desteklemesi sonucu çatışmalar devam etti hatta yoğunlaştı. Hafter’in Ramazan’daki ateşkes çağrısına rağmen çatışmalar sürdü ve Serrac güçleri sahada Hafter’i geriletti. Bu süreçte, Fransa, Hafter’in arkasında daha net tavır almaya başladı. ABD ve Rusya tarafsız görünüyor ancak, ABD biraz daha Serrac, Rusya ise biraz daha Hafter’e destek veriyor gibi görünüyor. Bu arada, Putin önceki gün Erdoğan’a Libya’daki gelişmelerden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi." “Libya’da bozulan hava dengesini dengelemek isteyebilir” Teyid edilemeyen bilgilere göre 6 veya 8 Rus savaş uçağının Libya’ya gönderildiğini belirten sözlerini şöyle tamamladı: "Mısır, kendi savaş uçaklarıyla doğrudan müdahale bulunmak istemiyor, bu biliniyor. Ancak bu uçaklar için gereken zemini hazırlayabilir. Rusya, Libya’da Bayraktar’lar üzerinden bozulan hava dengesini, BEA eliyle dengelemek için bu yolla Hafter’i müzakere masasına daha güçlü oturmak isteyebilir. Ramazan ayından sonra Libya sahasında yeni ve daha farklı gelişmeler olacağını düşünüyorum."
مشاركة :