Husi milislerinin, erkeklerin ve kadınların bir arada durmasını engellemek bahanesiyle Yemen’in başkenti Sana’daki kafeler, eğitim kurumları ve piknik alanlarının yanı sıra vatandaşların şehirler arasında seyahat etmelerine yönelik getirdiği ciddi kısıtlamalar sürüyor. Zira seyahat şirketlerinin seyahatten günler önce yolcuların nüfus cüzdanlarının ve telefon numaralarının kopyalarının olduğu listeleri göndermeleri ve araç kiralama şirketlerinin de Husilerin kontrolü altında olan ve olmayan bölgelere geçiş yapmak için aynı prosedürleri takip etmeleri gerekiyor. Otobüs firmaları çalışanları ve yolcular tarafından Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamalarda Husi milislerin şehirler arasında yolcu taşıma prosedürlerine ilişkin kısıtlamaları sıkılaştırdığı ve seyahat etmek isteyenlerin ilk gün nüfus cüzdanlarının bir kopyasını, telefon numaralarını ve gidecekleri yeri vermelerinin zorunlu hale getirildiğini aktardılar. Yolcuların ve görevlilerin ifadelerine göre otobüsün kalkacağı saatte Husi istihbarat temsilcisi isim listelerinin otobüs koltuklarında oturanlarla eşleşip eşleşmediğini kontrol ediyor, ardından da bir ceza soruşturma temsilcisi gelerek otobüsün hareket etmesine izin vermeden önce isimleri gözden geçirerek nüfus cüzdanları ile eşleşip eşleşmediğine bakıyor. Birçoğu tedavi almak üzere yurt dışına giden yolcular, Husiler tarafından iller arasında yol boyunca farklı yerlere kurulmuş olan kontrol noktalarından şikayetçiler. Kontrol noktalarını özellikle büyük şehirlerin girişlerine ve çıkışlarına yerleştiren Husiler yolcu listeleri ile koltuklarda oturan yolcuların eşleşip eşleşmediğine bakıyor, otobüste aradıkları kişilerden biri olup olmadığını teyit ediyor ve yolcuların çantaları ve bagajlarını yola çıkmadan önce dikkatli bir denetime tabi tutuyorlar. Eşyalara istihbarat güvenlik prosedürlerinin uygulandığına dair etiket yapıştırılmasına rağmen tekrar ayrıntılı bir şekilde arıyorlar. Aynı şekilde araç kiralama şirketinden iki yetkili de Husi milislerine bağlı Ceza Soruşturma Dairesi’nin başta meşru hükümetin kontrolündeki bölgeler olmak üzere diğer şehirlere gitmek için araba kiralayanların ya da aile nüfus cüzdanlarının kopyasını kendilerine gönderme şartı koyduğunu belirtti. Aynı prosedür ailenin Husilerin kontrolü altındaki bölgelere dönmesi durumunda da geçerli. Bu uygulamaların ne Husilerin darbesinden önce ne de son beş yıl içinde Yemen’de olmadığı belirtiliyor. Seyahat şirketlerinden bir yetkili Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda şunları söyledi: “Devamlı şantajlara maruz kalıyoruz. Çalışmaları durdurma, askıya alma, kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere herkesin kimliklerini ve işlerini inceleme gibi keyfi kararlara maruz kalıyoruz. Husi temsilcilerine ödediğimiz rüşvetler de işin cabası Aynı zamanda yabancı bir kuruluşa araç kiralarken maruz kaldığımız başka bir şantaj yöntemi daha var. Husiler, yolculuk esnasında yaşananlara dair kendilerine bir rapor sunmamızı istiyorlar.” Seyahat şirketinden bir diğer yetkili de konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Husilerin kontrolü altındaki bölgelerden yapılan uçuşların askıya alınması ve geçici başkent Aden’deki ekonomik ve siyasi faaliyetlerin yoğunlaşması ile seyahat şirketlerinin çalışmalarında son üç yılda bir patlama yaşandı. Şirketler iyi kazançlar elde etti. Bu da milis liderlerinin şirketlere ortak olmak ya da devamlı vergiler dayatmak için sektör çalışanlarını sıkıştırmasına sebep oldu. Bu duruma karşı gelinmesi halinde şirketlere güvenlik suçlamasında bulunmak, çalışmaları kalıcı olarak durdurmak ya da engellemek kolaylıkla yapabilecekleri şeyler” Ulaşıma getirilen bu kısıtlamalar ile birlikte Sana şehrinde Husilere bağlı olan Yemen Merkez Bankası şubesi tarafından döviz şirketlerine birtakım kısıtlamalar getirildi. Söz konusu kısıtlamalar kapsamında 100 bin Yemen riyali (yaklaşık 170 doları) geçen herhangi bir meblağın bir şehirden diğerine ve aynı şekilde meşru hükümetin kontrol ettiği bölgelere havale edilmesine müsaade edilmiyor. Ayrıca şirketlerin herhangi bir kişiye üç bin dolardan fazla satmaları ya da aynı değerde parayı dönüştürmeleri de yasak. Ancak şirketlerin kişilerin nüfus cüzdanlarının bir kopyasını ve telefon numarasını saklaması şartıyla buna müsaade ediliyor. Bunlara ek olarak tüccar ya da ithalatçılara nakit olarak herhangi bir miktarda para verilmesi de tamamen yasaklandı. Sana’daki döviz işiyle uğraşan kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığı bililere göre Husi milisler tüm döviz şirketlerini bir ağ üzerinden Sana’daki Merkez Bankası’nın Denetim Departmanı’na bağlanmasını şart koştu. Bu da departmana çalışma trafiğinden ve mali transferlerden haberdar olma ve bunları takip etmenin yanı sıra döviz alım-satım sürecini kontrol etme hakkı veriyor. Aynı şekilde Husiler döviz şirketlerinin telefonlarını da denetim altına aldı. Döviz şirketleri ile şubeler arasında döviz kurları ve döviz kuru hacmini öğrenmek için yapılan konuşmalar kayda alınıyor. Bu da Husilerin döviz şirketlerine baskın yapmalarını ve sahiplerini tutuklamalarını kolaylaştırıyor. Husi milislerin kısıtlamaları, ulusal para biriminin yeni baskısını tedavülden kaldırmalarının ardından meşru hükümetin kontrolü altındaki bölgelerden kendileri tarafından kontrol edilen bölgelere transfer edilen paradan yüzde 30 oranında komisyon alınması kararı ile aynı zamana denk geldi. Bu uygulama Husilerin kontrol ettiği bölgelerde, maaşlarını meşru hükümetten alan çalışanların ve emeklilerin büyük kayıplar yaşamasına sebep oldu.
مشاركة :