Cenevre’deki Suriye muhalefeti belgesi, çoğulcu cumhuriyet çağrısı yapıyor

  • 12/6/2020
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

Muhalif “Suriye Müzakere Heyeti”, Esed rejimini temsil eden heyetin Cenevre’deki Anayasa Komitesi toplantılarında sunduğu bir belgeye, birçok unsuru kapsayan 4 sayfalık ‘anayasal içerik olarak ulusal ilkeler’ konulu bir bildiri sunarak yanıt verdi. Siyasi sistemin ‘siyasi çoğulculuğa’ dayalı cumhuriyetçi olmasını da içeren söz konusu bildiride, ‘Güç, oy sandıkları aracılığıyla demokratik bir şekilde uygulanır. Siyasi partiler ve seçim toplantıları, ulusal siyasi hayata katkıda bulunur, anayasaya ve ulusal egemenlik ilkelerine saygı gösterilmelidir” deniliyor. Geçen cuma günü Birleşmiş Milletler’in (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in açıklamasıyla, komitenin dördüncü tur toplantıları sona erdi. Pedersen, “Komitenin uzlaşmasından çok memnunum ve sanıyorum ki bunu ilk kez başardı. Bir sonraki toplantımızın tarihi, anlaştığımız gibi 25 Ocak’tır” açıklamasında bulundu. Suriye makamları ve ‘muhalefeti ve sivil toplumu eşit oranda temsil eden 45 kişiden oluşan’ Anayasa Komitesi, Ekim 2019’dan bu yana dördüncü kez pazartesi günü Cenevre’de bir araya geldi. Pedersen, bir sonraki toplantıda yapılacak görüşmelerde, ‘anayasa ilkeleri veya anayasanın temel ilkelerini ele alacaklarını’ belirtti. Suriye hükümeti heyeti başkanı Ahmed el-Kuzbari, Anayasa Komitesi toplantılarında BM Temsilcisine, eski hükümet belgelerine göre daha katı ve ayrıntılı tavırlar içeren bir belge sundu. Belgede, İran ve Rusya’ya atıf yapılmadan, Türkiye, İsrail ve ABD’den gelen dış müdahaleleri kınama da dahil, ‘muhalefetin müzakere heyeti ve sivil toplum’ temsilcilerinin ‘terör eylemlerini reddetme talepleri’ de yer alıyor. Aynı şekilde belge, ‘olası bir ayrılıkçı gündemi" reddederek Kürt ‘Özerk Yönetimine’ karşı da tırmanış içeriyor. Öte yandan muhalefet heyetinin başkanı Hadi el-Bahra, muhalefet heyetinin önerilen Suriye anayasasına müdahalesini özetleyen dört sayfalık bir karşıt belge sundu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre metin, “Suriye devleti sivil, demokratik, tamamen egemen ve bölünmez bir devlettir. Topraklarının hiçbir parçası devredilemez. Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve BM’nin kurucu üyesidir. Ulusal egemenlik ve uluslararası hukuk ilkesine dayalı olarak, iyi komşuluk ilkelerine ve bölgesel- uluslararası çevresi ile en iyi ilişkileri kurma ilkelerine bağlıdır. İşgal altındaki Golan’ı, BM tüzüğü ve uluslararası hukuka uygun olarak, tüm meşru yollarla geri almaya kararlıdır” ifadelerini içeriyor. Metin ayrıca, ‘devletin, diğer devletlerle eşit düzeyde tam ulusal egemenliğe sahip ve işlerine karışmamaya kararlı olduğunu’ belirtiyor. Belgede, terörizm, radikalizm ve mezhepçiliğin her türlüsüyle savaşmanın, onlarla mücadele etmenin ve yayılmacılık nedenlerini ele almanın yanı sıra ‘devletteki yönetim sisteminin demokratik, cumhuriyetçi ve müzakereci olması, siyasi çoğulculuğa, hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına dayalı olması, Suriye halkının çok uluslu ve çok dinli olması, egemenliğe sahip olması, halkının kendi kendilerini yönetme ilkesine dayanması, anayasada öngörülen şekil ve sınırlar dahilinde egemenliği kullanması, Suriye halkının Suriye devletinin haklarına uygun olarak demokratik yollarla ve dışarıdan müdahale olmaksızın oy sandıkları aracılığıyla ülkelerinin geleceğine tek başlarına karar vermeleri gerektiği’ ifadelerine yer veriliyor. Aynı şekilde biri yerinden edilenler, diğeri ise insan hakları için olmak üzere iki organın oluşturulması öneriliyor. Bu çerçevede ‘Halkın hiçbir üyesi, milliyetinden mahrum bırakılamaz’ denilen belgede, “Anayasa çerçevesi dışında vatanseverlik olarak nitelendirilebilecek hiçbir ilke ve dayanak bulunmadığına dair iddiamızla birlikte, önerilen bu anayasal içerikler, ‘ülkenin yeni anayasasının temel ilkeleri kapsamında yer alması, formüle edilmesi ve tüm yelpazesi ve bileşenlerinde halkın konsensüsünde yer bulması’ açısından uygundur” ifadelerini kapsıyor. Anayasa Komitesi toplantıları, anayasa reformu, parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini öngören 2254 sayılı Güvenlik Konseyi (BMGK) kararını uygulamak için, geçen yılın başlarında Soçi’deki Ulusal Diyalog Konferansı kapsamında gerçekleştiriliyor.

مشاركة :