Filistinliler, Siyonist yerleşimcilerin Nablustaki Urme Tepesi’nin işgalini önlemek için iki gün boyunca İsrail ordusuyla çatıştı. Yerleşimciler buraya gelmeden önce oturma eylemi çağrılarına kulak veren Filistinliler, daha önce de çatışmalara şahit olan bu tarihi tepede vur kaç taktiğini kullandı. Fetih Hareketi’nin, tepenin toprakları dahilinde bulunduğu Beyta’daki Fetih Genel Sekreteri Münevver Beni Şemse, sabah erken saatlerde Urme Tepesi’ne baskın düzenleyen işgal güçlerinin plastik kaplı metal mermi ve biber gazı kullandığını, bu nedenle yaralıların ve boğulma vakalarının kaydedildiğini bildirdi. Yerleşimcilerin buraya düzenleyeceği baskın öncesinde birçok Filistinlinin burada düzenlenen oturma eylemine katıldığını dile getiren Şemse, geçen yıl yerleşimcilerin burayı ele geçirmesini önlemek amacıyla buradaki şiddetli çatışmalara katılan bir Filistinlinin öldürüldüğünü, diğerlerinin ise yaraladığını hatırlattı. En az 3 bin yıl önce Orta Tunç Çağında önem kazanan ve eski kalıntıların yer aldığı bu tepe, zaman zaman Filistinli gençler ile İsrail güçleri arasındaki çatışmalara tanık oluyor. Diğer yandan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahuyu son dönemde yerleşimcilere verilen desteği yoğunlaştırmakla suçlayan Filistin Dışişleri Bakanlığı, Netanyahunun iktidara geldiği 2009 yılından beri, yerleşimciliği çeşitli biçimlerde uluslararası topluma ve ABD yönetimine kabul ettirmek için bu yöndeki slogan ve tutumlarını tekrarlayıp durduğunu belirtti. Bakanlık, dünkü açıklamasında, Netanyahu’nun iktidarının tüm aşamalarında Kudüsü Yahudileştirme süreçlerini tamamlamanın yanı sıra, yerleşimciliği genişletmeyi, işgal altındaki Filistin topraklarını daha fazla ilhak etmeyi, C olarak sınıflandırılan tüm bölgelerdeki herhangi bir Filistin varlığıyla savaşmayı hedeflediğini vurguladı. Nitekim İsrail, Filistin ve uluslararası düzeylerde yayınlanan onlarca raporda, yerleşim oranları ve yerleşimci sayısının ikiye katlandığı, Filistinlilere ait ev ve kuruluşlara dair yıkımın arttığı, Filistin vatandaşlarının zorla yerlerinden edildiği kaydedildi. Söz konusu açıklamada, “Son günlerde Netanyahu, seçim amacıyla yerleşim yerleri ve yerleşimcileri desteklemeye yönelik adımlarını artırdı” ifadelerine yer verildi. Netanyahu’nun Filistin devleti şekli, doğası ve imajına dair sınıflandırmalarına dikkat çeken Bakanlık, buna İsrail’in yayılmacı ve yerleşimci projelerini yürütmek için başvurduğu ‘güvenlik korkuluğu’ sloganlı altında Filistin devletinin eksik egemenliğine ilişkin polemikleri örnek verdi. Netanyahu, başkenti Doğu Kudüs olan, tamamen egemen ve coğrafi olarak birleşik bir Filistin devletini açıkça reddettiğinde bu yönde vurguda bulunmuştu. Bakanlık, Netanyahunun hayal gücünde yarattığı, sömürge çıkarları haritasına uygun bir Filistin devletini sahada zorla dayatmaya çalıştığını, aynı zamanda yumuşak bir dille uluslararası toplum ve Biden yönetimine yeniden pazarlamak için uğraştığını vurguladı. Açıklamada aynı zamanda, “Sadece bu da değil, Araplar ile İsrail arasındaki normalleşme anlaşmalarından doğan bir barış yoluna girmeyi öneriyor. Kendi görüşüne göre Filistinlilerle barışa kapı açacak olan bu yol, aslında Arap Barış Girişimi’ni altüst edecek, muhtevasını boşaltacak, aşamalarında oynamalara neden olacaktır; ki bu da uluslararası meşruiyet, kararları ve uluslararası barış referanslarıyla tamamen çelişir” ifadelerine başvuruldu. Bu saldırganlığı ortaya çıkarmak için olası tüm yasal yolları etkinleştirmeye devam edeceğini doğrulayan bakanlık, uluslararası hukukun yoruma veya çifte açıklamaya müsaade etmediğine dikkat çekti.
مشاركة :