Suriye içindeki muhalifler Şam’da ulusal kurtarma konferansı düzenlemeye çalışıyor

  • 3/24/2021
  • 00:00
  • 2
  • 0
  • 0
news-picture

Ulusal Koordinasyon Komitesi liderliğindeki Suriye içindeki muhalefetler, gelecek cumartesi günü genişletilmiş konferanslarını gerçekleştirmek ve ‘Ulusal Demokratik Cephe’yi (UDC) kurmak’ için başta Moskova ve Tahran olmak üzere Şam’ın müttefiklerinden diplomatik koruma elde etmeye çalışıyorlar. Söz konusu bu çaba, siyasi geçişe bağlılığı, Cenevre Bildirgesi’nin ve 2118- 2254 sayılı Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarının uygulanmasını içeren siyasi çatı altında yürütülüyor. Komite, anlaşmazlığı ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Fırat’ın doğusundaki ‘özerk yönetimin’ tavrını çözdükten sonra aralarında bir ilkeler anlaşmasının uygulanmasına yönelik bir harita ortaya koymak için Suriye Demokratik Konseyi (SDK) ile de görüşmelere devam ediyor. Koordinasyon Komitesi Genel Koordinatörü Hasan Abdulazim, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Rusya, İran, Çin ve Mısır da dahil olmak üzere Şam’da diplomatik olarak temsil edilen hükümetlere, gelecek cumartesi günü Şam’daki konferansın açılışına katılmaları için davetiyeler gönderildiğini aktardı. Koordinatör ayrıca bazı ülkelerin konferansın düzenleneceğini daha önceden bildiğini söyledi. Komitenin bileşenlerinden olan Arap Demokratik Sosyalist Birlik Partisi Genel Sekreteri Ahmed el-Asravi, henüz konferansın yapılacağını doğrulayan herhangi bir güvencenin olmadığını belirttiği açıklamasında “Diplomatik varlık, koruma sağlayamaz” ifadesini kullandı. Asravi “Konferansın Şam’da yapılması, yüzde 75’lik bir başarı şansı veriyor. Ancak tarafların hiçbirinden bir güvencemiz yok” dedi. Bir başka yetkili de Şarku’l Avsat’a, komitenin eski lideri Abdulaziz el-Hayr’ın resmi Çin ziyaretinden Şam Havalimanı’na geri döndükten sonra ‘ortadan kaybolduğunu’ aktardı. -sBloklar ve konferanslar Suriye’nin içinden ve dışından 11 Suriyeli muhalefet partisinden, bileşeninden ve gücünden oluşan Ulusal Koordinasyon Komitesi, Haziran 2011’de kuruldu. Komite, 2012 yılına ait Cenevre Bildirgesi, 2013 yılına ait 2118 sayılı ve 2015 yılına ait 2254 sayılı BMGK kararına göre Suriye’de ulusal demokratik değişimi amaçlıyor, dış müdahaleye karşı durarak siyasi geçiş çağrısında bulunuyor. Komite Eylül 2012’de Şam’da Rusya, İran ve Mısır’dan büyükelçilerin ve temsilcilerin katılımıyla  düzenlenen Ulusal Kurtuluş Konferansı’nda ‘radikal demokratik değişim’ çağrısı yapmıştı. İki müttefik olan Kürt ‘Demokratik Birlik Partisi (PYD)’ ve komitenin yolları birbirinden ayrıldı. PYD, Suriye’nin kuzeydoğusunda Özerk Yönetim’in kurulmasının yanı sıra ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’dan DEAŞ ile mücadele için destek alan SDG ile ittifak kurdu. 2015 sonunda Riyad’da muhalefet için genişletilmiş bir konferans düzenlendi. Konferans sonucunda Suriye Müzakereler Komitesi oluşturuldu. Komite, Kürtlerin 1 üyesinin yanı sıra koalisyondan 8, Moskova platformundan 4, Kahire platformundan 4, Koordinasyon Komitesi’nden 5, askeri gruplardan 7 ve bağımsızlardan 8 olmak üzere 36 üye içeriyor. Kurtarma Abdulazim, geçen pazartesi günü Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde şunları aktardı: “Yeni konferans, Cenevre Bildirgesi ve 228-2254 sayılı uluslararası kararlar uyarınca siyasi çözüme bağlı ulusal güçlerden geniş bir koalisyon oluşturmak için Koordinasyon Komitesi’nin 11 bileşeninin ve diğer on kuruluşun katılımıyla gerçekleştirilecek.” Yetkili aynı durumun 2012 yılında diğer bileşen ve koalisyonları dahil ederek Suriye Ulusal Konseyi’ni genişleten muhalif Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu ile de yaşandığını belirtti.  Asravi’ye göre konferans fikri iki yıl önce önerildi ve bir hazırlık komitesi oluşturuldu. Konferansın mart ayı sonunda yapılması kararlaştırıldı. Şarku’l Avsat’a konuşan Ahmed el-Asravi, bunun muhalefete veya Ulusal Koalisyon’a alternatif olmadığını söyledi. Hasan Abdulazim ise “Koalisyonun dışarıda ve içeride uzantıları var. Biz içerideyiz ve yurt dışında da uzantılarımız bulunuyor” dedi. 2012’de, kurtarma konferansı düzenlenmeden önce Koordinasyon Komitesi, Rusya’dan güvenceler aldı. Ancak konferansın katılımcıları daha sonra gözaltına alındı. Fakat bu defa Komite, büyükelçileri açılış oturumuna davet etmekle yetindi. Konferansın sonunda ‘siyasi bir çözüm yoluyla demokratik değişim ve siyasi geçiş’ çağrısında bulunan ortak bir siyasi belge açıklanacak. Suriye Komünist Partisi, geçen haziran ayında Ulusal Demokratik Cephe’nin (UDC) oluşumunun başladığını duyurdu. Parti, UDC’nin genel bir ulusal kurtarma konferansı düzenlemeyi, sistemin radikal değişimi üzerinde çalışmayı, geçiş döneminin görevlerini yerine getirmeyi, ‘hesap verebilirlik, tazminat ve toplum barışını’ da içeren geçiş dönemi adaletini desteklemeyi hedeflediğini bildirdi. Aynı şekilde sosyal adalet sağlayan ve insan haklarına dayalı sürdürülebilir büyümeyi güvence altına alan politik- ekonomik- sosyal bir sistemin kurulmasına katkıda bulunmanın da bu hedefler arasında yer aldığı kaydedildi. Başkanlık seçimleri Abdulazim ve Asravi konferansın, Devlet Başkanı Beşşar Esed’in 17 Temmuz’daki görev süresinin bitiminden 60 gün önce yapılması planlanan Suriye başkanlık seçimleriyle hiçbir ilgisi olmadığını söyledi. Seçimler, mevcut 2012 anayasası uyarınca anayasal yetkinin uygulanmasını destekleyen ve Esed’i meşru başkan olarak gören Moskova ile Tahran arasında bir anlaşmazlık noktası oluşturdu. Washington ve Batı ülkeleri, 2254 sayılı karar uyarınca gerçekleşmeyen seçimlerin sonuçlarını tanımayacaklarını bildirdiler. Abdulazim açıklamasında seçimlerin boykot edilmesi çağrısında bulundu. Asravi ise iç muhalefet güçlerinin 1973 yılından bu yana seçimlere katılmadığını belirttiği açıklamasında şunları söyledi: “Bu seçimler şeklidir. Seçimlerle ilgili tutumumuz boykot etmek ve vatandaşları adayları ve seçimlere katılmayı reddetmeye çağırmaktır. Bunun nedeni seçimlerin Cenevre Bildirgesi, 2118 ve 2254 sayılı kararlar uyarınca müzakere edilmiş siyasi çözüme giden yolu tıkamasıdır.” Hasan Abdulazim de “Seçimlerin rejim tarafından yürütülmesi, müzakere edilmiş bir siyasi çözümü reddetmek ve uluslararası kararları görmezden gelmek demektir” dedi. Diyalog Kürt güçlerden oluşan UDC konferansına Kürt İlerici Parti ve Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin de katılableceği belirtiliyor. Koordinasyon Komitesi, (SDG’nin siyasi kolu olan) blokla bir dizi diyalog oturumu yapmak için koalisyonun bir parçası olan Kürt Ulusal Konseyi ve SDK ile diyalog halinde, yürütme konseyinin kararları doğrultusunda hareket etmeye devam ediyor. Düzenlenen oturumların ardından Suriye’nin birliğine bağlılığa yönelik mutabakata varıldı. Mutabakatlar, çözümden çıkmanın tek yolunun demokratik değişim, ulusal bir ordu inşa etmek, güvenlik hizmetlerini yeniden yapılandırmak, SDG de dahil askeri güçlerin siyasete karışmaması ve orduya entegre edilmesini hedefliyor. Ayrıca Özerk Yönetim deneyiminin objektif bir şekilde yeniden okunması, olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirilmesi ve Kürt meselesinin ulusal bir mesele olarak ele alınmasını da kapsıyor. Aynı şekilde iki taraf, SDK da dahil olmak üzere herkesin siyasi sürece ve anayasal komiteye dahil olmak için en geniş güç ve ulusal şahsiyetler yelpazesini bir araya getirmek üzere iş birliği sağladı. Abdulazim’e göre iki taraf arasında halen anlayışların uygulanmasını engelleyen anlaşmazlıklar bulunuyor. Öyle ki SDK temsilcileri, SDG’nin özellikleri koruyan bağımsız bir organ olarak orduya dahil olmasını istiyor. Bu bağlamda temsilciler şu açıklamada bulundular: “Biz, SDG’nin ve savaş suçu işlemeyen tüm silahlı kuvvetlerin, gelecekteki Suriye ordusuna profesyonel bir şekilde dahil edilmesini talep ediyoruz. Özerk Yönetim, artıları ve eksileriyle koşulların dayattığı bir tecrübedir ve olumlu bir atmosferde incelenir.” Diğer yandan söz konusu deneyimin Suriye geneline yayılması gerektiğine inanılıyor. Bu bağlamda Abdulazim, komite heyetinin petrol ve gaz kaynaklarının herhangi bir muhalif tarafa değil Suriye halkına ait olmasını talep ettiğine dikkat çekti. SDG Komutanı Mazlum Abdi, geçen ay Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Ülkede güvenlik ve istikrarın sağlanması konusunda Suriye’nin ulusal hedeflerini gerçekleştiren ve SDG içerisindeki özelliklerimizi koruyan herhangi bir ulusal askeri yapıya katılmaya karşı değiliz. Ancak sizin isimlendirdiğiniz gibi; yeni konsey, ulusal, dini veya mezhepsel bir karakterde oluşmamalıdır. Aksine vatanı savunmaya inanmalıdır. Dış tarafların gündemlerine tabi olmamalıdır.” SDK Yürütme Konseyi Başkanı da “Özerk Yönetim’i etkili bir tecrübe ve Suriye’de izlenecek bir model haline getirmeye çalışıyoruz” açıklamasında bulunmuştu.

مشاركة :