G7 ülkelerinin dışişleri bakanları, ‘Afganistan’dan geri çekilme, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılması sonrasında ticaret anlaşması, Çin, İran nükleer programı ve Rusya ile gerginlik’ meselelerini görüşmek üzere iki yıl sonra ilk defa 3 Mayıs’ta bir araya geldi. Londra’daki toplantı, eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi sırasında yaşanan anlaşmazlıklar sonrasında geleneksel müttefiklerle iş birliğini yeniden canlandırmayı amaçlayan ABD Başkanı Joe Biden’ın gelecek ay düzenleyeceği ilk yurt dışı ziyareti kapsamında gerçekleşti. İngiltere Dışişleri Bakanlığı söz konusu toplantıda koronavirüs salgınıyla mücadele sürecinde aşamasında kız çocuklarının eğitimini güçlendirme ve kadınların çalışması planlarını da görüşeceklerini belirtti. Gelecek iki yıl içerisinde gelişmekte olan ülkeler için 15 milyar dolarlık bir fon oluşturulacak. Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, ABD ve İngiltere G7 ülkelerinin dışişleri bakanlarının yanı sıra Avustralya, Hindistan, Güney Afrika ve Güney Kore dışişleri bakanlarını Londra’daki toplantılara katılmaya çağırdı. Grubun dönem başkanlığını elinde bulunduran İngiltere, toplantıları ‘Batı’nın etkisini yeniden savunmak üzere bir fırsat’ olarak nitelendi. İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab şu açıklamada bulundu: “Bu haftaki G7 toplantısı, İngiltere’nin ortak zorlukların üstesinden gelmek için en büyük demokrasileri bir araya getirdiğini gösteriyor. Aşılara dünya çapında eşit erişim sağlamak için çalışacağız, kız çocuklarının eğitimi için küresel hedefler belirleyeceğiz, iklim değişikliği konusunda iddialı adımlar atacağız ve açlıkla mücadele için yeni önlemler geliştireceğiz.” Toplantı, İngiltere’nin uluslararası yardımlarının düzeyini azalttığı için eleştirilere maruz kaldığı bir zamanda gerçekleşiyor. Boris Johnson hükümeti, 2021 yılında kalkınma yardımını ulusal servetin yüzde 0,7’sinden 0,5’e düşürmeye karar vererek ülkenin Kovid 19 pandemisi nedeniyle kamu maliyesinde karşılaştığı zorluklara işaret etti. İngiltere Dışişleri Bakanlığı’na göre Raab, ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile ‘ticaret, Çin, Afganistan ve İran’ı’ ele aldı. Londra ve Washington, Çin’in Sincan’daki Uygur azınlığa yönelik uygulamalarını kınamak için Pekin’in karşısında birleşik bir cephe oluşturdu. ABD, Müslüman azınlığa yönelik baskıyı ‘soykırım’ olarak tanımladı. Aynı şekilde görüşmelerde NATO kuvvetlerinin Afganistan’dan çekilmesi ve eski Başkan Trump’ın söz konusu süreç sonrasında ABD’yi 2015 yılında imzalanan İran nükleer anlaşmasına geri döndürmek için devam eden müzakereler ele alındı. İngiltere’nin G7 için belirlediği hedefler arasında yalan haberlere karşı hızlı bir mekanizma benimseyerek, özellikle Rusya tarafından başlatılan dezenformasyon kampanyalarıyla mücadele etmek de yer alıyor. Londra’da düzenlenen ve çarşamba gününe kadar devam edecek olan görüşmenin ardından Blinken, Moskova ile gergin ilişkiler ışığında Rus güçlerin sınırlarda seferber edilmesinin ardından ABD’nin Ukrayna’ya verdiği ‘kararlı’ desteği teyit etmek için Kiev’e gidecek. Ayrıca Dominic Raab da 3 Mayıs’ta Japonya Dışişleri Bakanı Toshimitsu Motegi ile güvenlik meslesini, özellikle Hint-Pasifik bölgesinde ticaret ve iş birliğini görüşmek üzere bir araya geldi. Raab yaptığı açıklamada, “İngiltere ve Japonya arasındaki ilişkinin derinliği, ortak bir demokrasi görüşüne, serbest ticarete, iklim değişikliğiyle mücadele ve güvenlik iş birliğine dayanmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. İngiliz Bakan sözlerini şöyle sürdürdü: “Dışişleri Bakanı Motegi ile yaptığım görüşmelerde, İngiltere’nin Trans-Pasifik Ortaklığına Kapsamlı ve Aşamalı Geçiş Anlaşması (CPTPP) katılım talebine Japon desteği, iklim değişikliğiyle ve Kovid-19 ile mücadele konuları üzerinde durduk.” G7 dışişleri bakanlarının son toplantıları, Nisan 2019’da Fransa’nın kuzeybatısındaki Dinard ve Saint-Malo’da gerçekleştirildi. Görüşmeler koronavirüsün yayılması ve karantina önlemleri nedeniyle söz konusu dönemden bu yana video konferans aracılığıyla gerçekleşti. Blinken, ABD Başkanı Joe Biden’ın Pyongyang’ın karşı çıktığı Kuzey Kore’yle ilgili vizyonunu sundu. Antony Blinken, Joe Biden’ın Kuzey Kore’ye yönelik ABD politikasını gözden geçirmesinden birkaç gün sonra, Japon ve Güney Koreli mevkidaşları ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi. Güney Kore Dışişleri Bakanı Chung Eui-yong açıklamasında “ABD ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirmek için bize yönelik verilen fırsattan dolayı oldukça minnettarız” dedi. Bakan ayrıca Biden’ın geçen hafta Kongre’ye sunduğu açık mesajı memnuniyetle karşıladığını bildirdi. ABD Başkanı açıklamasında Pyongyang’ın nükleer hırslarını kontrol altına almak için ‘diplomasiyi ve caydırıcı önlemleri” kullanacaklarını belirtmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, Antony Blinken ve Japon mevkidaşı Toshimitsu Motegi’nin toplantı sonrasında ‘Kuzey Kore’nin nükleer ve balistik füze programı hakkındaki endişelerini paylaştıklarını’ bildirdi. Ayrıca iki yetkilinin, Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılması için birlikte çalışma konusunda uzlaşı sağladığı aktarıldı. ABD Başkanı Joe Biden, eski Başkan Donald Trump tarafından benimsenen yaklaşıma ve Kim Jong-un ile medyada yaşanan provokasyona dair gerçekleştirilen üç görüşmesinin sonrasında Kuzey Kore politikasının gözden geçirilmesi çağrısında bulundu. Bu bağlamda, Kore Savaşı’ndan 70 yıl sonra kapsamlı bir anlaşmaya ulaşmak için Trump’ın hırslı ancak nihayetinde başarısız olan kapsamlı bir anlaşmaya varma girişiminden uzaklaşılarak ortak bir zemin önerildi. Ancak Beyaz Saray, meseleyi Kuzey Kore ile de görüşmek istiyor. Zira bu, eski Başkan Barack Obama’nın ‘davranışları değişene kadar Pyongyang’ı dışlamaya devam etmek amacıyla stratejik sabra’ dayalı politikasıyla çelişiyor. Kuzey Kore geçen pazar günü, yarım yüzyıldır ‘düşmanca bir politika’ uygulandığını duyururak Joe Biden’ın yaklaşımını kınadı. Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Sözde ABD diplomasisi, düşmanlıklarını örtbas etmeyi amaçlayan sahte bir etikettir. İlan edilen caydırıcılık, yalnızca nükleer tehditleri Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne yönlendirmenin bir yoludur.” Antony Blinken, şiddete son verilmesi çağrısından bir hafta sonra yaptığı açıklamada Japonya ile Myanmar’daki duruma değindi. ABD Dışişleri Bakanlığına göre Blinken ve Japon mevkidaşı Toshimitsu Mutegi, Myanmar’ı demokratik sürece döndürme ve askeri grubun hesap verebilirliğini sağlama konusunu görüştüler.
مشاركة :