Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, İsrail’in Filistinlilere özellikle de Gazze’ye yönelik saldırılarının bölgede iki devletli çözümü baltaladığı, şiddeti ve aşırılığı kuvvetlendirdiği uyarısında bulundu. Filistinde dökülen kanı durdurmak için mümkün olan çabaların yerine getirilmesi çağrısında bulunarak, Suudi Arabistan’ın askeri operasyonların acil olarak durdurulması için atılacak tüm yapıcı adımları memnuniyetle karşıladığını vurguladı. Prens Faysal bin Ferhan, işgal altındaki Filistin topraklarındaki durumla ilgili Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yapılan acil toplantısı sırasında ülkesi adına yaptığı konuşmada son zamanlarda tırmanan olaylar ve Filistin halkının haklarına yönelik devam eden saldırıların uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler kurallarının ciddi ihlalleri olarak kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca bu olayların bölgede ve dünyada barış şansını zayıflattığını, hem de iki devletli çözüm şansını azalttığını, şiddeti ve aşırılığı artırdığını, bölgede güvenlik, emniyet ve istikrarı sağlamaya yönelik tüm uluslararası çabaları baltaladığını da vurguladı. Doğu Kudüs’ün de içinde bulunduğu işgal altındaki Filistin topraklarında İsrail kolonileşmesinin devam etmesi ve etnik yapılaşmanın kurulması nedeniyle Suudi Arabistan’ın başkanlık ettiği İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinin, geçen hafta üye devletlerin varsayımsal olağanüstü toplantısında kınandığını hatırlatmasında bulunarak İsrailin Filistin topraklarını sömürgeleştirme politikasının hızlanması konusundaki hususi endişesini dile getirdi. İşgalin Birleşmiş Milletler, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi, uluslararası insan hakları hukuku ve Birleşmiş Milletler kararları kapsamındaki yükümlülüklerine aykırı olan tüm bu yasadışı politika ve uygulamaların özellikle de Şeyh Cerrah ve Silvan mahallelerindeki aileler de dahil olmak üzere yüzlerce Filistinli aileyi, işgal altındaki Doğu Kudüsteki evlerinden zorla tahliye etme tehditlerinin derhal durdurulması çağrısında bulundu. "Şiddet şiddetten başka bir şey getirmez” diyerek, şiddet döngüsünün yıkımdan başka bir sonuç getirmediği ve çatışmayı ateşlediği uyarısında bulunarak sivillerin her türlü hedef alınmasını, tüm tek taraflı ve kışkırtıcı uygulamaları ve her yönden nefreti, aşırılığı, şiddeti ve her türlü kışkırtmayı şiddetle kınadığını ifade etti. Suudi bakan, dikkatlerin iki devletli çözüm, uluslararası meşruiyet ve Arap Barış Girişimi uyarınca adil ve kalıcı bir barışa ulaşmaktan başka bir yöne çekilmemesi çağrısında bulundu. Ayrıca, güvenliğin sağlanması, akan kanın durdurulması ve şiddet döngüsünü durdurmak için mümkün olan en kısa sürede her türlü çabayı gösterme çağrısında bulunarak, Suudi Arabistan’ın askeri operasyonların acilen durdurulmasına yönelik tüm yapıcı çabaları memnuniyetle karşıladığını ve mağdurlara insani ve tıbbi yardım ulaştırılması için gereken tüm çabayı sağlayacağını vurguladı. Öte yandan Filistin meselesinin Suudi Arabistan’ın dış politikasının esasını teşkil ettiğini ve Filistin halkının, haklarını ve topraklarını geri kazanana ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulana kadar Suudi Arabistan’ın politikasında merkezi bir eksen olarak kalacağını açıkladı.