Irak Kürdistan Bölgesi Diyanet İşleri Bakanlığı Yahudi İşleri Daire eski Başkanı ve İsrail-Kürdistan Dostluk Topluluğu (KJC) Başkanı Şerzad Ömer Mamnasi, Tevratta Yahudilerin, Allahı tanıması için Mezopotamyaya sürüldüğünü belirterek, "Yahudilerin Iraktaki varlığı 1700 yıl öncesine dayanırken, Kürt Yahudilerin Kürdistanda varlığı en az 2700 yıla dayanıyor" diyor. Mamnasi, IKBdeki Yahudilerin "Kürt" kimliklerini "Yahudi"kimliğinden önce kullandığını belirterek, "Kürt Yahudilerin Kürdistan Bölgesini ikinci ülke olarak gördüklerini" söylüyor ve ekliyor, "Biz bilimsel düşünüyoruz. Olması gereken de budur. Kürt bir Müslümanın da bunu yapması gerekiyor." Mamnasi, PKKya dair ise, "PKK de siyasetinin ne olduğunu bilmiyor. Daha Kürtler arasında barışı kurmadan ‘halkların kardeşliğinden söz ediyor. Büyük bir yanlışlıktır. Görünüşte Türkiyeye karşı İran, Suriye ve Iraka dostluk içinde, ancak gel gör ki; Türkiye ile de sıkı ilişkilere sahip. Çünkü PKK olmasaydı, Türk askerleri Kürdistan Bölgesine girmeyecekti, PKKnin girdiği her yere TSK giriyor ve çıkmıyor o bölgelerden, bunu PKK bilmiyor mu?" sözlerini kullandı. 2015-2017 yılları arasında IKB Diyanet İşleri Bakanlığı Yahudi İşleri Daire Başkanlığı görevini yürüten ve halen KJC Başkanlığı görevini sürdüren Şerzad Mamnasi, Indepentend Türkçenin sorularını yanıtladı… "Yahudiler, Allahı tanıması için Kürdistana sürüldü" Yahudilerin, Irak ve Irak Kürdistan Bölgesinde geçmişten günümüze varlığına değinerek, sohbetimize başlayalım… Elbette, Irakta 1938 -1956 yılları sonrası Yahudi topluluğuna dair bir varlık kalmadı. Kürdistanda (günümüzde IKB) ise 1956da Kürt Yahudiler İsraile döndüler. Yahudilerin Iraktaki varlığı 1700 yıl öncesine dayanırken, Kürt Yahudilerin Kürdistanda varlığı en az 2700 yıla dayanıyor. Örneğin; Nahun Peygamber Elkuşta yaşamış ve Asur İmparatorluğu yıkılmadan 100 yıl önce Tevratta Nahun bölümünde, Asur İmparatorluğunun yıkılacağına yer veriyor. Bir diğer anlamda tarihi kaynaklar ve hepimizin bildiği gibi 2800 yıl önce Kürt Med (Midya) İmparatorluğu, Asur İmparatorluğunun yıkılmasına sebep olduğuna yer veriyor. Kürdistanın en eski ve ilk dini de Yahudiliktir. Allah, Tevratta Dicle-Fırat arasından (Mezopotamya) "mukaddes bir yer" olarak tanımlıyor ve "7 gün 7 gecede dünyanı kurdum. 3üncü günde de Dicle-Fıratta insanı yarattım" diyor. Başka bir bölümde de, "Ey İsrailoğulları, Allaha sırtınızı çevirdiğiniz için, Allahı tekrar tanımanız için sizi Asur İmparatorluğu aracılığıyla Habura sürdüm!" deniliyor. Habur neresi? Habur, Kürdistan! Bir diğer anlamda Allahı tanıması için Kürdistana sürülüyorlar. Yine başka bir bölümde de Allah, Hz. İbrahime seslenerek, "Ey İbrahim, Asurilerin zulmünden dolayı zorda kalma. Asur İmparatorluğunu yok etmesi için Med İmparatorluğunu önüne çıkartacağım" diyor. Yani Tevratta İnsanlığın ilk yeri "Kürdistan" olarak belirtiliyor. Şerzad Ömer Mamnasi Fazla uzatmadan Kürdistan topraklarındaki Yahudiler, Irak toprağındaki Yahudilerden farklı olmasının nedenlerinden biri de budur. Iraktaki Yahudiler, dönemin hükümeti tarafından 1941 Temmuzunda Iraklıların desteğiyle ülkeden çıkarılmıştır. Ancak Kürdistandaki Yahudiler yine dönemin Irak hükümeti tarafından 1952de çıkarılmaya çalıştığında Kürtler buna şiddetle karşı çıktı. Saddam öncesi ve sonrası hükümetler de bu amacı güttü. Ayrıca Yahudi Kürtlerine ait tüm tarihi mekânlar, mal ve mülkleri de günümüze kadar korundu. "İslam Kürtlere birlikte yaşamı aşılamadı, Kürtlerin sahip olduğu köklü tarih ve kültürüyle ilişkilidir" Biz Yahudi Kürtlere, ne Müslüman ne Kakai ne Zerdeşt ve ne de Ezidi Kürtler hiçbir zaman düşmanlık yapmadı. Kürtlerin tek tanrıya inanan halk olması ve çok kültürlüğe olan inancıyla birlikte yaşama örnek olmuştur. Bunu da İslam Kürtlere aşılamadı, Kürtlerin sahip olduğu köklü tarihi ve kültürle ilişkilidir. 1948-2015 yılına kadar da Irakta bir şekilde kanunların değişmesini beklerken, Irakın gün be gün geriye gitmesine tanık olduk. Bunun da nedeni "zorla birlikte yaşam" üzerine kurulmak istenmesidir. Bu bir nevi 18 yaşındaki kız çocuğunun, 80 yaşındaki bir yaşlı adamla zorla evlendirilmesi gibi bir durumdur. Irakta bu durumda bir ülkedir. Kildan, Asuri, Zerdeşt, Yahudi ve Ezidilerin varlığı üzerinden de Irakta birlikte yaşam kültürü olduğu söylenildi oysaki bu kültür olmadı. Saddam, Arapların bu bölgedeki varlıklarıyla asimilasyonu doğurdu ve ilk katliamı da Yahudi Kürtlerine yaptı. 2015 yılından sonra Irak daha çok karıştı. Şii ve Sünnilere kalan Irakta IŞİD ortaya çıktı. Şii grupların güçlenmesiyle mezhepsel çatışmalar arttı. Sadece Ezidiler değil, Hristiyan, Sabai-Mendai, Kakai ve diğer azınlıklar da saldırı ve çatışmaların hedefinde oldu. "Sykes-Picot Anlaşmasını yapan bölgedeki haritayı çizen Britanya ve Fransanın sorunudur" Peki, Irak bu çatışma ortamından nasıl kurtulacak? Bir Kürt Yahudi olarak bu benim sorum değilim. Bu Sykes-Picot Anlaşmasını yapan bölgedeki haritayı çizen Britanya ve Fransanın sorunudur. 1200 yıl önce temeli atılan bir sorundur. Öncelikle Arapların ardından da İngilizlerin sorunudur. Britanya bölgedeki kontrolünü sürdürmek için Sünni ve Şiileri de destekliyor. Bunu onlara sormak gerekiyor… İslami bir ülke olan Irakta, IKB Diyanet İşleri Bakanlığı bünyesinde ilk Yahudi İşleri Daire Başkanlığı görevini yürüttünüz. Görev süreniz nasıl geçti? Evet, 22 Nisan 2015 yılında Kürdistan Parlamentosunda "dini ve etnik azınlık hakları çoklu kültür ve dinlerin birlikte yaşamına" yönelik oy çokluğuyla bir yasa kabul edildi. Bu yasa Sayın Mesud Barzaninin destek ve girişimleriyle onaylandı. Yasa gereği Kürdistan Bölgesindeki her din ve inanç kendi temsilciliğini açma hakkına sahiptir. Bizde, Temmuz 2015 yılında büyük bir çaba göstererek, Yahudilerin de bakanlık bünyesinde temsilciliğinin açılmasını talep ettik. O dönem Diyanet İşleri Bakanı Değişim Hareketinden (Goran) Ömer Muslim idi ve parti olarak Bağdat ile diyalogları sıkı olması nedeniyle de yaklaşık sekiz ay uğraştıktan sonra ancak temsilcilik açabildik. Hatta bizim temsilciliğimiz görev süresi dolmadan bir gün önce onayladı. Bu süre içerisinde Yahudi toplumunu gerek iç gerekse dış toplantı ve çalışmalarda temsil etmenin yanı sıra birlikte yaşama dair tüm etkinlik ve anmalarda yer aldık. Benim için oldukça deneyimli bir süreç oldu. Bu girişim sayesinde Kürdistan Bölgesindeki etnik ve dini oluşumlar bir birilerine daha çok yakınlaştı. Kürt Yahudiler Rewandız 1905 "Irakta 4, Kürdistan Bölgesinde kimliğini saklayan çok sayıda Yahudi var" Günümüzde Irak ve IKBde Yahudilerin nüfusu ne kadar? Irakın genelinde 1986dan sonra resmi olarak nüfus sayımı yapılmadı. Yapıldığı söylenilen nüfus sayımlarının hepsi de siyasi ve faşist bir baskınlığın sonucunda, ülkedeki diğer millet ve azınlıkların nüfusunu sindirmeye yönelik yapılmıştır. Örneğin; yapılan sayımlarda Yahudiler, Musevi olarak yazılmış, Museviler de bir nevi Şiilerin bir kolu gibidir ve onların Musevi mi, Şii mi, Yahudi olduğu tam olarak belirleyemiyoruz. Bir nevi "beyaz katliam" olarak da tanımlayabiliriz. Irakta tam olarak ne kadar Şii, Sünni, Zerdeşt, Bahai vs. olduğunu bilemediğimiz gibi Yahudilerin de gerçek sayısını bilemiyoruz. Şu anda ise Bağdatta kimliğini saklamayan ve koruyanlar arasında dört Yahudi kaldı. Kürdistan Bölgesinde ise çok sayıda Yahudi var ancak bunlar resmi olarak bilinmiyor, bunun da nedeni dönemsel olarak radikal terör ve İslami grupların (El Kaide, Haşdi Şabi, IŞİD…) ortaya çıkmasıdır. Bu nedenle de Yahudiler dinlerine bağlı ve kimliklerini saklamayı tercih ediyor. Bir diğer anlamda Ezidiler gibi katledilmek, Kakailer gibi öldürülmek ve Zerdeştler gibi ölümle tehdit edilmek istemiyorlar. Şunu da eklemek istiyorum. Yüzlerce Yahudi aile Müslüman olmak zorunda kalmıştır. Bunlara Kürtçe "Bin Cu" diyoruz. Yani melez olan Yahudiler, annesi Yahudi ya da sadece babası Yahudi olan Yahudiler var. Ayrıca 1991 devriminden sonra birçok Yahudi, İsraile döndü. Ve döndükten sonra İsrailde yaşamlarını sürdürmek istemeyip, tekrar Kürdistan Bölgesine dönüp bir Yahudi gibi yaşıyor. Bir diğer anlamda dinsel disiplin faaliyetlerini toplu olarak sürdüren Yahudiler yok, ancak köken olarak var olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayinleri için Sinegog ve hahamın olması gerekiyor. Melez olan binlerce Yahudi ve kendi kimliği saklayan yüzlerce Yahudi aile var. Mamnasi-Zalmay Halilzad Can güvenliklerinin sağlanmaması konusunda endişeli ve bulundukları topluma güvenmiyor diyebilir miyiz? Kürdistan Bölgesi hükümetine, Kürt Müslüman toplumuna güvenleri var ancak, radikal İslami gruplar, terör ve komşu ülkelere güvenleri yok. Kaldı ki bu komşular açık bir şekilde Kürdistan Bölgesine de saldırıyor. Sırf Ermeni ve Kürt oldukları için çok sayıda kişi öldürüldü. İranda Bahai,Zerdeşt ve Sünni oldukları için çok sayıda kişi açık bir şekilde idam ediliyor. Etrafımız birlikte yaşam ve torelans kültürüne düşman ülkelerle çevrilidir. Yani Kürt Yahudiler can güvenliklerinin korunması açısında halen korku ve endişeye sahip. Saddam gitti, El-Kaide geldi, El-Kaide gitti, IŞİD geldi, Haşdi Şabi geldi. Farklı ad ve sloganlarla yeni radikal ve terör grupları çıkacaktır. Bölgede ne Saddamın, ne El Kaidenin ne de IŞİDin ne de Haşdi Şabinin ideolojisi son bulmayacaktır. İsrailde Kürt nüfusunun oranı belli mi? Elbette, yaklaşık bir oran var. 2000 yılında yapılan nüfus sayımında İsrailde, 220 bin Kürt Yahudi var. Günümüzde ise yaklaşık 350 bin Kürt olduğu tahmin ediliyor. İsrail-Kürdistan Dostluk Topluluğu "3 kez suikastte uğradım, bir elim ve bacağımdan oldum" Bildiğim kadarıyla geçmiş yıllarda birkaç kez suikaste uğradığınız… Evet, üç kez suikaste uğradım ve ölümden döndüm. Bedenimde halen şarapnel parçaları var. Bir suikastte bir elimi ve bacağımı kaybettim. Benim tek mesajım birlikte yaşam idi, sadece Yahudiler için değil, toplumun her kesimi için birlikte barış için yaşam mesajı idi. Bir Kürt Yahudi olarak, annemin ve babamdan bana kalan din ve kültürü sahiplenmemdi. Amacımız bir insan, bir Kürt ve Yahudi olarak yaşamaktır. Yaşamamamıza tahammül edemeyen radikal ideolojilerin hedefinde oldum. Bağdatta Yahudi bir aile "Osmanlı İmparatorluğu Yahudilerden özellikle ekonomik açıdan büyük fayda sağladı" IKBdeki Kürt Yahudilerin, Türkiye ve diaspora Yahudileri arasında farklar var mı? İspanyada Yahudilere karşı katliam olduğu sırada, İspanyadaki Yahudilerin büyük bölümü Türkiyeye yerleşti. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu, Yahudileri destekleyerek oraya yerleşmelerine izin verdiler. Şu da bir gerçek Osmanlı İmparatorluğu Yahudilerden özellikle ekonomik açıdan büyük fayda sağladı. Nitekim o Yahudilerin hepsi iş ve zanaat sahibiydiler. Osmanlı Ordusuna top, tüfek ve kılıçları Yahudiler yapıyordu. İspanyanın zengin ailelerinden biri olan Alfandari ailesi tüm varlıklarını o dönemde Osmanlıya taşıdı. Bunun gibi birçok aile var. Günümüze kadar da Yahudi aileleri Türkiye ekonomisine büyük katkıları olmuştur. Bunu Türkiyedekiler daha iyi biliyor. Kürdistandaki Yahudiler ise çiftçiydiler ve tarımla uğraşıyorlardı. Kendilerine ait toprak ve bağları vardı. Kürdistandaki Yahudilere de "Ortadoğulu Yahudiler" deniliyor. Avrupada yaşayan Yahudilerin büyük bölümü de Ortadoğulular. Dini olarak; farklı coğrafyalardan olan Yahudiler arasında hiçbir fark yoktur. Aynı dilde ibadetlerini yapıyor, kutsal kitaplarını okuyorlar ancak bölgesel farklılıklardan dolayı aksağan farkına sahipler. Yaşam kültürü olarak evet aralarında fark olabilir. Nasıl ki ABDde yetişen bir Kürt ile Ortadoğuda yetişen bir Kürtün bir ölçüye yemek kültürü vb. farklar olduğu gibi Yahudiler arasında da farklar vardır. "Kürt Yahudiler Kürdistanı ikinci ülke kabul ediyor" Kürdistan Bölgesindeki Yahudiler, Türkiyedeki Yahudilere kıyasla kendilerini "Kürt Yahudi" olarak tanımlıyor, yani Kürt kimliğini Yahudilikten önce kullanıyor. Bunu nedeni bulundukları coğrafya mı? nitekim konuşmanızın başında "Yahudilerin, Allahı tanıması için Kürdistana sürüldüğüne de" dikkat çektiniz… Evet, Kürt Yahudiler, Kürdistanı ikinci ülkeleri olarak kabul ediyor. Bunun da nedeni anne, baba ve ataları Kürdistan topraklarında yaşamlarını sürdürmesidir. Başta da belirttiğim gibi 2700 yıl önce Orşelimden Mezopotamyaya gönderildiler. Bir de Yahudiler ikiye ayrılıyor. Med İmparatorluğu döneminin padişahlarından Hesmani Padişahı, Asuriler ile savaşmak için imparatorluğu Yahudiliğe geçiyor. Yani tüm Yahudi topluluğu -Kildani, Süryani ve Aramiler-. Dinimize göre Yahudi doğulur ve sonradan Yahudi olunamaz. Ancak Haham Meclisi dönemin şartlarını göz önüne alarak böyle bir karar almış. Zerdeşt biri Yahudi olabilir, bunun da nedeni Zerdeştler de tek tanrıya inanıyor. Yahudiler de tek tanrıya inanıyor. Yani çok sayıda Yahudi Med İmparatorluğunun torunudur. Bu nedenle de Kürt Yahudiler deniliyor. Yani "Türk Yahudi" diye bir tanımla yapılmıyor çünkü yoklar. Türkiyedeki Yahudiler de İbraniler, Türk değiller. Yahudi biri, Türk ile evlenebilir ancak doğan çocuklar İbranidir Türk değildir. Çünkü Türkler saf ırk değil, Kürtler Ari ırkındalar, Ari Faxşin oğludur, Fexş Asurun oğludur, Asur Samin oğludur, Samda Nuhun oğludur. Yahudilerin ise hepsi Samidir. İsrailde Kürtlerin kendi dillerini ve kültürlerini her yönden koruduğunu görüyoruz. Newroz Bayramı gibi birçok ulusal ve kutsal bayramı birlikte kutluyorlar. Ayrıca Türkiyedeki Yahudilerin, bulundukları ülkede milli bayramlara vs. önem vermediğini de görüyoruz. "Kürt bir Müslümanın, ‘Önce Kürtüm sonra Müslümanım demesi gerekiyor" IKBde Yahudiler dışında, diğer dini ve etnik topluluklar "Kürt kimliklerini" öne alma konusunda ikiye bölünmüş durumdalar… Çünkü biz bilimsel düşünüyoruz (Gülerek). Dünyada hiçbir din çocukların 12-13 yaşına basmadan ibadet etmesini zorunlu kılmıyor. Çocukların ilk öğrendiği dil de ana dilidir. Bir çocuk annesi onunla Arapça, ya da Türkçe ya da Kürtçe konuşursa ilk o dili öğrenir yani ana dilini öğrenir. Dil, ulusunun kimliğidir. İnsan olarak ilk öğrendiği; sahip olduğu beden ve kültürel varlığıdır. Rüyalarını da konuştuğu, baskın olan dilde görür. Üçüncü aşamada ise; anne ve babasının sahip olduğu dine bağlı olarak dinini öğrenir/öğretiyor. Normal olan Kürt bir Müslümanın da, "Önce Kürtüm sonra Müslümanım" demesidir. Ancak bu tür kişilere göre öyle söylediklerinde "kâfir" olacaklarını sanıyor, oysaki yanlış düşünüyorlar. İslam dini şeffaf bir dindir ve bu söylediğimle de çelişmiyor. Şayet İslamın kıstasına göre düşünseler, önce insan, sonra Kürt daha sonra da Müslüman olduklarını söylemeleri gerekiyor. "İsrail ile ilişkilerini saklamaya çalışanlar Kürtleri, İsrail ile bağdaştırıp, destek aldıklarını söylüyor" Zaman zaman "İsrailin, IKBye yardım ve destek" söylemlerine tanık oluyoruz. İki tarafa da yakın biri olarak bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Evet. Irakın kuruluşundan beri Kürdistana ve Kürtlere yönelik bu tür suçlamalar yapılıyor. Saddam; Kürtler ile savaştığında "Kürdistanın ikinci İsrail olduğu" sözlerini kullanırdı. Türkler, medya organlarında "Mesud Barzani ailesi Yahudidir İsrail onlara ve Kürdistana yardım ediyor" sözlerine yer veriyor...Yalnız bu tarafların unuttuğu; Türkler, İsrailin dronları ile Kürtleri öldürüyor. Taraflar arasında bu ve buna benzer askeri ve ticari anlaşmalar var ve gelin görün Türkiye kamuoyu bunları görmek istemiyor. Şayet İsrail Kürdistana yardım ediyorsa da kendisi için bunu yapıyor, çünkü eğer Kürdistanın varlığı olmasa ya da Kürdistan Bölgesi İranın desteklediği terör gruplarının elinde olsa daha büyük bir tehditle karşılarında olacaktı. Bu da sadece İsraile değil, Türkiyeye de tehdittir. İsrailin Kürdistana yardımı, yardım değil, kendi çıkarına hizmettir. İsrailin gerçek anlamda Kürtlere yardım etmesi gerekiyor. Sorun şu ki; İsrailde de iki blok var, sağcılar ve solcular. Komünist ve sosyal demokratların Türkiye ile ilişkileri iyidir. Şimon Peres, İshak Rabin gibiler Türkiyeye birçok kez borç para ve farklı yardımlarda bulundu, günümüzde de böyledir. Teröre destek veren ülkelere yardım ettiler. Barzaniyi de cumhuriyetçiler destekliyor. Şunu kesin olarak söyleyeyim, Kürtleri İsrail ile bağdaştırıp, destek aldıklarını söyleyenler, İsrail ile ilişkilerini saklamaya çalışanlardır. İsrail, sadece uluslararası lobi çalışmalarında Kürtleri destekliyor. "Bir Kürt olarak, Zazaca, Kurmanci ve Hewrami anlamamam benim için büyük bir ayıp olurdu" Kürdistan Bölgesi hakkında geniş bilgiye sahip olduğunuz gibi, Türkiyede Urfa, Mardin, Diyarbakır gibi kent ve köyler ile tarihi mekânları hakkında geniş bilgiye sahip olduğunuzu biliyorum. Keza bu Suriye ve İrandaki Kürtler için de geçerli. Tüm Yahudiler mi öyle yoksa bu sadece sizin kişisel merakınız mı? Ulusunuzu, halkınızı sevdiğinizde, onunla ilgili tarihi mekânları, folklorik özellikleri, mutfak kültürü dahi her türlü bilgiyi de öğrenmek isteyip, araştırıyorsunuz. Benim için de bu denli köklü bir tarihe sahip olan halkımıza dair bilgi sahibi olmak için araştırma yapmak çok önemlidir. Güvenlik nedeniyle İrana hiç gitmedim ancak elime geçen tüm kaynaklardan oradaki Kürtlere dair her konuyla ilgilendim. Evet, dediğiniz gibi Irak Kürdistanı gezdiğim gibi Suriye ve Türkiyeyi de gezdim. Gidemediğim köyler hakkında bilgi edinmeye çalıştım. Aşiretleri, dengbejleri kimlerdi, yemekleri nasıl, kültürleri vs. bir çeşit merak, keyif ve öğrenme arzusu diyebiliriz. Bir diğer anlamda, insani, Kürtlük ve Yahudi hissiyatı da diyebiliriz. Dünyanın farklı ülkelerinde tanıdığım tüm Yahudiler de böyledir. Köklerini ve bağlı olan her şeyi öğrenme merakı hâkimdir. Bu dünyada misafiriz, 100 yıl yaşamayabiliriz, en azından imkânlarımız doğrultusunda öğrenmeye çalışmamız gerektiğine inanıyorum. İki kızım var, çocuklarım bana sorduğunda verecek cevabım olsun, mümkün olduğu kadar onları da gezdiriyorum, bildiklerimi de onlarla paylaşıyorum. Dinim ne kadar önemli ise halkım ve tarihi de bu denli önemlidir. Bir Kürt olarak, Zazaca, Kurmanci ve Hewrami anlamamam benim için büyük bir ayıp olurdu. "Papanın ziyareti Beni İbrahim projesine destek ve tarihleri birer kod" Papanın Irak ve IKBye ziyareti "tarihi" olarak tanımlandı. Bu ziyareti siz nasıl yorumluyorsunuz? Öncelikle bu ziyaret özellikle Türkiyedeki bazı faşist parti ve kesimler tarafından "üslupsuz" bir şekilde kullanıldı. Türk ve Kürt halkının tabanından söz etmiyorum. Tabii bu kesimlerin bu kadar tepkili olması da kendilerince haklılık payı var çünkü Türkiye "Beni İbrahim Projesinin" dışındadır. Bu proje Donald Trump ve Binyamin Netenyahu tarafından Arap ülkeleriyle oluşturulan bir projedir. Papanın ziyareti ise bu projede yer alanlara destek niteliğinde aslında. Papanın ziyaret gün ve tarihlerini hatırlayalım; Cuma günü Irakı (Bağdat) yani Müslümanları ziyaret etti. Şabbatta da yani Cumartesi günü Ur kentinde peygamberlerin babası İbrahim Peygamberi ziyaret etti. Pazar günü de Kürdistan Bölgesini ziyaret etti, ki Pazar dünyadaki tüm Hristiyanların kutsal günüdür. Bunu şu şekilde yorumluyoruz; Pazar (Sunday) yani "Sun" İngilizce de güneş demek, bu bir kodtur. Yani Kürdistan bayrağında yer alan güneş...Papa 5 Martta Bağdatı, 7 Marta da Kürdistanı ziyaret etti. Rönesanstan önce seküler ve dindarların arasında sürekli sorun yaşanırdı. Birlikte yaşamdan yana olanlar, ayın 7sinde bir araya gelirdi. Radikal dinciler arasında ise ayın 5inde çatışmalar yaşanırdı…Kürdistanda büyük ayini düzenlemelerinin bir diğer anlamı Kürdistanda Beni İbrahim Projesinin içinde yer almasıdır. Türkiyede çok basit bir pul üzerinde dahi büyük tartışmalar yaşandı. O pulun üzerindeki harita Osmanlı arşivlerinde de olan bir haritadır. Osmanlı İmparatorluğu dönemini hayata geçirmek isteyen Türkler de var. Şayet onu istiyorlarsa gerçekten haritada Yunanistan, Ermenistan, İsrail ve Mısırda var ve bu ülkelere karşı da tepki göstermeleri gerekiyor. Ancak bildiğimiz gibi bu ülkelere öyle belirgin tepkiler yok! Söz konusu Kürdistan olunca çok basit bir konuda dahi bağırıp, çağırabiliyorlar. Bu tür davranışlar ne Türklere ne de Kürtlere hizmet ediyor. Aklıselim bir şekilde davranılması gerekiyor. Şu anda İsrailin Erbilde konsolosluk veya her hangi bir temsilciliği yok ancak Türkiyede büyükelçiliği var! "PKK da siyasetinin ne olduğunu bilmiyor" Son olarak PKKya nasıl bakıyorsunuz? Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, PKK taraflarında İsrailin Abdullah Öcalanın Türkiyeye teslim edilmesi katkısı olduğu suçlaması var. PKKlı yetkili ve taraftarlarının unuttuğu veya görmek istemediği, PKK, 1983te Hizbullah, Yaser Arafat, İran ve Sovyete yakın tüm komünist, sosyalist ve sosyal demokrat partilerin hepsi ile bir olup İsraile karşı savaştı. Sonradan birçok esir alınan kişi de itiraf etti zaten. Dünyadaki tüm Yahudiler, Kürtlerin haklarının barışçıl yoldan almasından yanadır. Bir Yahudi olarak Türkiye ve PKKnin teröre başvurmadan Kürtlerin haklarını vermesinden yanayız. Kaldı ki PKKde siyasetinin ne olduğunu bilmiyor. Daha Kürtler arasında barışı kurmadan "halkların kardeşliğinden" söz ediyor. Büyük bir yanlışlıktır. Görünüşte Türkiyeye karşı İran, Suriye ve Iraka dostluk içine giriyor ancak gel gör ki; Türkiye ile de sıkı ilişkilere sahip. PKK olmasaydı, Türk askerleri Kürdistan Bölgesine girmeyecekti, PKKnin girdiği her yere TSK giriyor ve çıkmıyor o bölgelerden, bunu PKK bilmiyor mu? Bu kadar mı tesadüf olur. PKK, bir nevi Türkiyenin elindeki Kürt hareketini yok etme ve işgal etme kartıdır. PKK olmasa Kobani ve Afrin işgal edilmeyecekti! Avrupada PKKnin faaliyetleri ölmüş durumda, neden? Çünkü insanlar onların gerçek niyetini anladı. Kürtler, tarihleri boyunca silahlı mücadele vermiştir ancak hiçbir zaman "terörist" tanımlamasına maruz kalmadı. Hiçbir Kürt örgütü PKK gibi de olmadı, onlara katılanın ne akibeti ne yaşamı belli. Evet, Türk, Fars, Arap Kürtleri öldürdü, ancak Kürtler kendilerini savunma dışında kimseyi öldürmedi. Bu yüzden de devletsizler… Independent Türkçe
مشاركة :