İsveçli bir bilimsel araştırma ekibi, virüsün çoğalmasını kontrol edebilecek ana metabolik yöntemleri belirlemedeki başarısının ardından, Kovid-19’a karşı mücadelede kullanılabilecek “virüsü aç bırakarak öldürmeye dayalı” yeni bir strateji geliştirdi. Ekibin yaptığı çalışmanın sonuçları cuma günü  Molecular & Cellular Proteomics dergisinin son sayısında yayınlandı. SARS-CoV-2 virüsünden kaynaklanan Kovid-19 pandemisi oldukça kritik ve hala devam etmekte olan küresel bir krize yol açtı. Enfekte olan kişilerin çoğunda hafif veya orta şiddette semptomlar görülürken diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve obezite gibi metabolik bozukluklarından muzdarip olan kişilerde, enfeksiyon durumunda ciddi semptomlar gösterme olasılığı daha yüksek oluyor. SARS-CoV-2 de dahil olmak üzere virüslerin çoğu, konakçı hücrenin metabolik yollarını ele geçirerek üreme yeteneğini arttırması sayesinde vücutta yayılıyor.  Karolinska Enstitüsü’nden araştırma ekibi, enfekte olan 41 hastadan alınan kan örneklerinde, plazma metabolizması incelemesi de dahil olmak üzere farklı teknikler kullanarak analiz etti ve virüsün akciğer dokusuna girdiği temel metabolik yolların rolünü tespit etti. Pandemi sırasında Kovid-19 hastalarına yönelik ilk gözlemler, hastalık şiddeti ve metobolik bozukluk ile kandaki lipid (yağ) seviyesinin yükselmesi arasında bir bağlantının olduğunu gösterdi. Aynı zamanda metabolizma, zaman içinde yaş, cinsiyet, beslenme ve yaşam tarzı gibi birçok faktörden etkilenen son derece bireysel bir durum olarak tanımlanıyor. Araştırmacılar, glikoliz ve glutaminolizin, virüsün akciğerlere saldırdığı sırada “tercih ettiği” metabolik yollar olduğunu tespit etti. Her iki yolda hücreye enerji sağlamada ve hücrenin çalışmasında temel süreci oluşturuyor. Karolinska Enstitüsü’nde Laboratuvar Tıbbi bölümünde araştırmacı olan ve söz konusu çalışmada yer alan Ujjwal Neogi, Enstitünün internet sitesinde çalışmanın yayınlanmasıyla eş zamanlı olarak yayınlanan bir raporda şunları söylüyor: “Bulgularımız, SARS-CoV-2 virüsünün akciğer hücrelerini enfektiği sırada, glikoliz ve glutaminolizin virüsün yayılmasında ve büyümesinde önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Virüsü bunlara karşı aç bırakarak viral üretimi sınırlayabiliriz.” Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu, virüsün metabolik yolu ile bağlantılı olan, hastalık şiddetine yönelik bir biyobelirteçti. Neogi bununla ilgili olarak “Karbonhidrat, mannoz ve heksozların hastalığın şiddetine yönelik bir biyobelirteç olduğunu belirledik.” dedi. Mannoz, heksozlar olarak bilinen şeker grubuna ait bir monosakkarit, yani moleküler yapısında 6 karbon atomu içeren şekerler.