Batı Şerianın kuzeyindeki Cenin Valiliğinin dışında ve içindeki birçok ana yolu kapatan öfkeli Filistinliler, Filistin topraklarındaki yüksek şiddet oranına dair endişeleri artıran bir olayda şehirdeki Arap Amerikan Üniversitesinde bir üniversite öğrencisinin arkadaşları tarafından öldürülmesini protesto etmek için Filistin güvenlik güçlerinin araçlarına saldırdı. Filistin Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Lui Arzikat ise kanunun zayıflığının, kararlı adli tedbirlerin alınmamasının ve meselelerin bir fincan kahve ile çözülmeye çalışılmasının şiddeti körüklediğini belirtti. Hayatını kaybeden öğrenci Mahran Haliliye’nin (21) mensubu olduğu Ceba kasabasının girişlerini ve birkaç caddeyi kapatan öfkeli gençler, yolları açmak için gelen Filistin güvenlik güçleriyle çatıştı. Gençler güvenlik güçlerine taş atarken güvenlik güçlerinin ise biber gazı kullanması, şiddetin derecesini artırdı. Amerikan Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi öğrencisi Haliliye, üniversite çevresinde bir grup öğrenci arasında çıkan şiddetli kavgada bıçaklı saldırı nedeniyle hayatını kaybetmişti. Perşembe günü başlayıp cumartesiye kadar süren olayda 3 kişi çeşitli derecelerde yaralanmıştı. Olayın ardından üniversite kapıları kapatırken öğrenci konseyi ise devamlılığın askıya alındığını bildirdi. Ardından arbedeye karışan herkesin tutuklandığını açıklayan Filistin polisi, cinayetin baş zanlısının Ceninde polise teslim olduğunu doğruladı. Ancak bu duyuru ve Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye’nin yaşananların tekrarını önlemek için önlem alınacağını duyurması, , Haliliye’nin ailesi, arkadaşları ve yaşadığı bölgenin öfkesini yatıştırmaya yetmedi. Dün geç saatlere kadar süren olaylarda silahlı kişiler Ceninin güney girişinde ve olaya karışan zanlılardan birinin doğum yeri Misilya köyünde özel mülklere ateş açtı. Kurbanın akrabalarından biri olan Mervan Haliliye, “Wattan” medya ağına verdiği demeçte, “Katletmek sıradan hale geldi. Gerçek bir ceza verilmediği veya caydırıcı adımlar atılmadığı için herkes öldürme cüretinde bulunuyor. Biz Ceba halkı olarak bu suçun durdurulması yönünde adımlar atmamız gerektiğine inanıyoruz” vurgusunda bulundu. Arbede sırasında güvenliğin nerede olduğunu sorgulayan Haliliye, “Haliliye ailesi ve Ceba halkı eli boş durmayacak. Ulusal düzeyde saldırganlığı durdurmanın zamanı çoktan geldi. Toplumumuzdan bu konuyu bir yana bırakmamasını istiyoruz. Bu maskaralığı durduracak gerçek caydırıcı şeriati uygulama zamanı geldi” açıklamalarında bulundu. Haliliye ailesinin toplantıları devam eden bir komite oluşturduğuna, kararların ve açıklamaların medyaya iletileceğine dikkat çeken Mervan Haliliye, “Asıl isteğimiz katile idam cezası verilmesi” vurgusunda bulundu. Ancak Filistin Otoritesi, Hamas’ın yönettiği Gazze Şeridinden farklı olarak Batı Şeriada idam cezası vermiyor. Birçok Filistinli, idamın cezasının bulunmamasının gerekli caydırıcılığa yol açmadığına, silahların ve kaosun yayılmasına yardımcı olduğuna, Filistin Otoritesi’nin prestijini zayıflattığına inanıyor. Akademisyen Dr. Mahmud Haluf, bu konuda “Katilleri infaz edilmediği taktirde işler daha da kötüye gidecek. Hafifletici hükümler bir süre sonra dahi olsa misillemeyi kaçınılmaz kılıyor” ifadelerine başvuruyor. Emekli Tümgeneral Yusuf eş-Şarkavi ise “Toplum cinayeti kolaylaştırdığında, sistem halka karşı sorumlu olmalı. Öğrenci Mahran Haliliye’nin katli, Nizar Benatın ölüm kararını kimin verdiğini bulma yönünde en büyük katalizördür” diyor. Birzeit Üniversitesinden serbest bırakılan tutuklu ve aktivist Şeza Hasan, paylaştığı bir gönderide “Hem kabadayıların hem de Yahudilerin işgali olduğu sürece sabahları ceset haberleri ile uyanıp akşamları ise kanlı görüntüler ile uyumamız garip değil!” vurgusunda bulundu. Kapatılan Yasama Konseyi üyesi Mahmud el-Hatib ise “Cenin’deki üniversitede olup bitenler, sorunun yalnızca silahlardan değil de kişilerden, canice davranışlardan ve ufacık sebeplerden kaynaklanabileceğini kanıtlar nitelikte. Uzun zamandır bu kitlelerin üniversitelere yük olduğunu, halledilmeleri gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Filistinlilerin sosyal medyadaki öfkesi, cinayetlerdeki artış ve kaosa neden olacak şekilde silah kullanımıyla daha da artıyor. Cenin’de son birkaç ay içerisinde bir dizi silahlı saldırı kaydedildi. Otorite, buradaki onlarca militanı caydırma yönünde geç kalınmış bir güvenlik kampanyası başlatmak zorunda kaldı. Kampanya, Batı Şerianın güneyindeki el-Halil’de meydana gelen aşiret cinayetleri ardından Filistinliler ile Filistin güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar sonrasında geldi. Otorite, aşiret büyüklerinden sorunu çözme yönünde müdahale etmelerini istedi. Hukukun üstünlüğünün zayıf olduğunu, yargısal çözümlerin bulunmadığını itiraf eden Filistin Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Lui Arzikat, “Toplumumuzda şiddet; kültür ve evlerdeki eğitimden kaynaklanıyor” vurgusunda bulundu. Hukukun zayıflığı, suç işleyenler aleyhinde kesin yargıya varılmaması ve sorunların bir fincan kahve hoşgörüsü ile sona erdirilmesinin şiddeti körüklediğini de ekledi.
مشاركة :