Filistin Dışişleri Bakanlığı, uluslararası kuruluşların İsrail’in işlediği suçlara karşı ne kadar sert olursa olsun yalnızca kınama ve açıklama yapmakla yetinmelerinin kabul edilemez olduğunu bildirdi. Açıklamada, İsrail himayesindeki büyük yerleşimci grupları da Batı Şeria’nın kuzeyinden güneyine ardı ardına baskın gerçekleştirmekle suçlandı. Baskın yapılan bölgelerin başlıcaları olarak Mescid-i Aksa, İbrahim Camii ve el- Halil’deki Şehitler Caddesi gösterildi. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması, yerleşimcilerin Nablus’ta Yusuf’un Kabri yakınlarındaki bir bölgeye baskın yapmasıyla yaşanan şiddetli çatışmanın ardından geldi. Bölgede yaşanan gerilimin ardından göstericilerle yerleşimciler çatıştı. Filistin emniyet kaynaklarının bildirdiğine göre çatışmada bir kişi yaralanırken onlarca kişi de göz yaşartıcı bombadan etkilendi. Filistin Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada çatışmada başından yaralanan Filistinlinin hastaneye kaldırıldığı, gazdan etkilenenlerin de olay yerinde tedavi edildiği belirtildi. Çatışma, Yusuf’un Kabri yakınında onlarca yerleşimcinin dini rituellerini yaparken İsrail askerlerinin yerleşimcileri korumak için aldığı güvenlik tedbirleri sırasında gerçekleşti. İsrail, lastik yakan göstericileri bölgeden uzaklaştırmak için plastik ve gerçek mermi ile göz yaşartıcı bomba kullandı. Yusuf’un Kabri, Batı Şeria içinde, Filistin hükümetinin hâkimiyeti altında bulunuyor. Ancak İsrail, yerleşimcilerin buraya gelerek ibadet etmelerine izin veriyor. Hem İsrailliler hem de Filistinliler için kutsal sayılan kabir çoğu zaman gerilimin merkezi konumunda oluyor. Yahudiler, burada Hz. Yusuf’un kalıntıları olduğunu iddia ederken Arap tarihçiler bu bilginin doğru olmadığını savunuyor. Filistinliler ise mezarın nisbeten yeni olduğunu ve kabirde salih Müslümanlardan adı Yusuf olan bir şahsın yattığını ifade ediyor. Filistin Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada söz konusu kutsal mekânlara yönelik tekrarlanan saldırıların ve İsrail’in baskınlarının, uluslararası toplum ile Cenevre Sözleşmesi’ne taraf olan kesimlerin merceğinde olduğu belirtildi.Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Nablus’ta, Yusuf’un Kabri yakınlarına ard arda gelen baskınları dikkatle not etmek gerekir. Sömürge projesi, işgalci devletin ve kurumlarının tüm imkânlarının harekete geçirildiği, yerleşimci sayısının bir milyona ulaşmasını ve orta vadede değiştirilemeyen yeni gerçekleri ortaya koyan sistematik bir plan uygulamaktadır. Bununla hedeflenen, ABD yönetiminin isteklerinin de facto olarak kabul edilmesidir.” Dışişleri Bakanlığı, baskınların bu şekilde sürdürülmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek uluslararası kurumlara üzerlerine düşen görevi yapma çağrısında bulundu.
مشاركة :