Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai, kabine toplantılarının gerçekleşmemesi zemininde Hizbullah ve Emel Hareketi tarafından temsil edilen ‘Şii ikiliyi’ isim vermeden eleştirdi. Hükümeti ‘anayasal irade pahasına siyasi baskıya boyun eğmemeye’ çağıran Rai, “Kabinenin kaderi, anayasa ve Taif Anlaşması’nı ihlal eden hizipçi bir tavra bağlı” dedi. Beşara er-Rai, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a da ‘anayasanın ve uluslararası kararların uygulanmasını engelleyenlerin üzerindeki örtünün kaldırılması’ konusunda desteğini dile getirirken, birkaç gün önce UNIFIL’e yapılan saldırıyı ise ‘devletin prestijine ve güvenilirliğine saldırı’ olarak nitelendirdi. Avn, Bkerki’de bulunan Patrikhane merkezinde Noel ayinine katılırken, ayin sonrasında Rai ile bir araya geldi. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı, “Umut umutsuzluktan daha büyüktür” diyerek, daha iyi koşullarda geri dönecekleri yönündeki umudunu dile getirdi. Görüşme sonrasında Avn, “Açıklama yapmadığım için üzgünüm” demekle yetindi ve gazetecilere de yarın (27 Aralık Pazartesi) bir araya gelme çağrısı yaptı. Beyrut limanındaki patlamaya ilişkin soruşturma dosyası, ‘hükümetin bileşenleri arasında prosedürlere ilişkin anlaşmazlık’ ve Hizbullah ve Emel Hareketi’nin Yargıç Tarık el-Bitar’a yönelik ‘soruşturmaları siyasallaştırma’ suçlamaları ortasında kabine toplantılarının yapılmasını engelleyen ikilemi temsil ediyor. Öte yandan Beşara er-Rai, 25 Aralık’ta “Bugün aklımız, yargı sürecinin tıkanması ve soruşturma sürecinden duyulan korku nedeniyle yara alan, Beyrut Limanı’ndaki patlamada hayatını kaybedenlerin sevgili ailelerinde. Düşüncelerimiz ise yoksulluk, açlık ve sert soğuktan mustarip olan ve yiyecek, ilaç ve ısınma gibi hayatın en basit gereksinimlerine bile muhtaç bırakılan Lübnanlılarda” ifadelerini kullandı. Patrik, devlet yetkililerini ise ‘siyasi eylem, herkesin iyiliğini ve ülkenin kalkınmasını sağlamayı amaçlarken, halka işkence ve baskı yapılması suçunu sonlandırmaya’ çağırdı. Maruni Patriği Beşara er-Rai, “Lübnan halkı, varoluş karmaşasından kurtulmalıdır. Devlet, kurumlarını canlandırmalı ve ‘yetkililerin, Lübnan’ın ve halkının çıkarları yerine kaprislerini ve çıkarlarını ön plana koyarak yıllar içinde bugünlere ulaştırdığı’ çöküş gerçeğinden uzaklaşıp ayağa kalkmalıdır” değerlendirmesinde bulundu. Hükümeti anayasal irade pahasına siyasi baskıya boyun eğmemeye çağıran Patrik, “Durumun bir emsal ve gelenek haline gelmemesi ve çalışmaları kısıtlamaması için meclis toplantılarını yeniden başlatmak, hükümetin bir görevidir” dedi. Beşara er-Rai, Bakanlar Kurulu’nun kaderinin ‘anayasaya aykırı, Taif Anlaşması’na aykırı, Ulusal Tüzüğü ve uzlaşı kavramını tahrif eden hizipçi bir tavırla rehin tutulduğunu söylerken, “‘Ulusal konularda uzlaşma’ ile ‘anayasal kurumlara ve tüm Lübnanlılara her konuda tek taraflı bir iradenin kasten dayatılması’ arasında büyük bir fark vardır” şeklinde konuştu. Rai ayrıca, ulusal sorumluluğun ‘siyasi etkileşimler, Bakanlar Kurulu’nun çalışmaları ve yargı ve kamu idarelerinin çalışmaları’ arasında bir ayrım getirdiğini vurguladı. “Kabinesinin olmadığı bir hükümetin varlığı, bir bütün olarak hükümetin onayı olmaksızın münhasır idari kararlara izin veren garip bir olgudur” diyen Rai, “Kendisine, yapısına, çevresine, tarihine ve medeniyetine benzemeyen başka bir Lübnan yaratmak amacıyla insanları, anayasal otoritelerin ve sistemin diğer kurumlarının yokluğuna alıştırmak isteyenler var” ifadelerini kullandı. Maruni Patriği, Avn’a ülkeyi, ‘Lübnan’ın tarafsızlığı projesinin kabul edilmesi de dahil olmak üzere yeni girişimlerle’ kurtarma çağrısı yaptı. Rai ayrıca, ‘devletin birliğine, ulusal ortaklığa, demokratik sisteme, Lübnan ordusunun rolüne ve yargının işleyişine zarar veren, anayasanın ve uluslararası kararların uygulanmasını engelleyen herkesin üzerinden meşruiyet örtüsünü kaldırmak için’, ‘Lübnan’ın Arap dünyasındaki ve uluslararası kamuoyundaki dengesini ve konumunu yeniden sağlama’ konusunda Cumhurbaşkanı’na destek verdiğini açıkladı. Rai, Avn’ın parlamento seçimlerini anayasal tarihte düzenleme taahhüdüne de desteğini dile getirirken, “Bu seçimler, zorunlu bir anayasal hak olmanın yanı sıra cumhurbaşkanlığı seçimlerinin zamanında yapılacağının garantisi ve sistem üzerinden değişim için bir fırsattır” dedi. Beşara er-Rai, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri bizi ziyaret ettiğinde ve biz, uluslararası para kurumlarıyla görüşmelerde bulunurken hükümetin olmaması üzücü bir gerçektir. Güney Lübnan’daki uluslararası güçlerin saldırıya uğraması da zarar verici bir gerçektir. Genel Sekreter, devlet erkanları ile ‘bu güçleri destekleme ve görevlerini kolaylaştırma’ taahhüdünü yenilemesi sonrasında ziyaretini sonlandırdı. Bu saldırının bizi derinden incittiğinde şüphe yok, çünkü öyle görünüyor ki devletin prestijine ve güvenilirliğine bir saldırı oldu” açıklamasında bulundu.
مشاركة :