Dünyanın dört bir yanındaki araştırma merkezleri ve üniversiteler, Kovid-19’un mutasyona uğramış yeni türü Omikron varyantını çevreleyen gizemi her geçen gün biraz daha ortadan kaldırıyor. Bu konuyla ilgili olarak Cuma günü dünya genelinde iki olumlu haber gündem oldu. Bunlardan ilki, dünyanın en güçlü elektron mikroskoplarını kullanarak söz konusu varyantın özel taç (spike) proteininin yapısının detaylarının keşfedilmesiyle ilgiliydi. Diğeri ise, Johnson & Johnson aşısının üçüncü güçlendirici (rapel) doz olarak kullanılmasının ciddi hastalıkların yüzde 85 oranında önlenmesindeki etkinliği hakkındaydı. İsviçreli araştırmacılar, ilk haberin detaylarını, BiorXiv internet sitesinde duyurdu. Araştırmacılar, İsviçredeki Ecole Polytechnique Federale de Lausanne (EPFL) Üniversitesi, Lozan Üniversitesi ve Cenevre Üniversitesi tarafından işletilen ortak bir araştırma tesisi olan Dubouchet görüntülüme merkezinde kurulan dünyanın en güçlü elektronik mikroskoplarının, özellikle dünya genelinde hızlı yayılım gösteren Omikron varyantı başta olmak üzere koronavirüsün diğer varyantlarına karşı mücadelede güçlü bir araç haline geldiğini belirtti. EPFLde araştırmacı olan Prof. Dr. Henning Stahlberg, okulun internet sitesinde yayınlanan bir raporda şunları söyledi: “Omikron varyantının diken proteininin yapısının tam görüntüsünü elde etmek için Virolog Didier Trono ve protein uzmanı Florence Pojerin grubuyla işbirliği içinde çalıştık.” Dubouchet görüntülüme merkezi, bilim adamlarının atomları tek tek görmelerini sağlayan, diken proteininin çok yüksek çözünürlüklü bir görüntüsünü üretti. Stahlberg yaptığı açıklamada, “Omikron varyantının, AstraZeneca ve Pfizer aşılarına dirençli olmasını sağlayan mutasyonları artık tam olarak görebiliyoruz” ifadelerini kullandı. Bilim adamları, yüksek çözünürlüklü elektron mikroskobu görüntülerini kullanarak, değiştirilmiş spike proteininin, virüsün insan hücrelerine girmesine izin veren hücre ACE2 reseptörlerine nasıl bağlandığı konusundaki anlayışlarını iyileştirebilir. Didier Trono yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; "Omikron varyantının diken protein yapısını, varyantın ilk tanımlanmasından bir aydan kısa bir süre sonra belirlemek, ilk teleskop gözleminden sonraki haftalarda bir gezegene inmek gibidir. Bu teknolojinin potansiyeli tek kelimeyle şaşırtıcı. Artık dünyanın dört bir yanındaki bilim adamları, bir Omikron varyantının mevcut ilaçlara nasıl tepki verdiğine dair kendi araştırmalarında protein yapısı belirlemesini kullanabilirler.” Johnson & Johnson tarafından duyurulan ve Güney Afrika Tıbbi Araştırma Konseyinin (SAMRC) 15 Kasım-20 Aralık tarihleri arasında sağlık çalışanları üzerinde bir çalışma yaptığını ortaya çıkaran diğer haberlere gelince, Johnson & Johnson şirketi tarafından geliştirilen aşının geliştirilmiş dozunun ciddi hastalıkları önlemede yüzde 85 etkili olduğu belirtti. Şirket aynı zamanda, sonuçların Johnson & Johnson aşısının etkinliğinin Omikron ve Delta gibi mevcut varyantlar da dahil olmak üzere zaman içinde güçlü ve istikrarlı kaldığını gösteren daha fazla kanıt eklediğini söyledi. Güney Afrikada yaklaşık yarım milyon sağlık çalışanı, klinik denemelerin bir parçası olarak Johnson aşısını aldı. Afrikanın salgından en kötü etkilenen ülkesi olan Güney Afrika, salgının başlangıcından bu yana 3,4 milyondan fazla vaka ve salgın kaynaklı 90 bin can kaybı kaydetti. Güney Afrikada geçen Aralık ayında yapılan bir önceki çalışmada, Pfizer-BioNTech aşısının genellikle Omikron’a karşı daha az etkili olduğu, ancak yine de hastaneye yatışları yüzde 70e kadar önlediği tespit edilmişti.
مشاركة :