Rus istihbaratı geçtiğimiz hafta Batı’nın, Ukraynada Ortadoğudan savaşçılar kullandığını söyledi. ABD’de yayın yapan Wall Street Journal, iki gün önce Rusların Ukrayna’da Suriyeli savaşçılar kullandığını iddia etti. Eski bir isyancı ve şimdilerde Kremlin’in müttefiki olan Çeçen Diktatör Ramazan Kadirov, Ukraynadaki Çeçen savaşçıların videolarını yayınladı. Sky News Arabiaya göre Kadirov bu savaşçılardan bazılarının çatışmalarda öldürüldüğünü söyledi. Yine Sky News Arabia, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kulebanın, gidecekleri yeri belirtmeden on binlerce gönüllünün kendi saflarına katılmak için Ukraynaya seyahat ettiğini açıkladığını bildirdi. Buradaki soru şu: Peki, kime inanacağız? Bölgedeki bir uzmana sordum ve bana şöyle cevap verdi: “Her iki taraf da milis ediniyor.” Peki, savaş Müslüman topraklarının dışında bir noktada Ukrayna’da iken neden Ortadoğu’dan? sorusunu yönelttim. Uzman, “Paralı asker değilse, ne diye adlandırabiliriz” şeklinde yanıt verdi. Tabii ki, bu konuyla ilgili bilgiler azdır. Her zaman söylenildiği gibi, ‘savaşlardaki ilk kayıplar gerçektir.’ Batı ve Rus propagandasının hacmi oldukça büyük ve savaşın bir kısmı medya savaşıdır. Araçlar ise, ‘Snapchat’ ve ‘Tik Tok’ gibi uygulamalardır. Buna ek olarak, bizi ilgilendiren, savaşçıların transfer hikayesi ve en doğru şekilde nitelenmesidir. Çünkü bölgemiz amaçları ne olursa olsun, uzun zamandır bu paralı askerlerden ve farklı sloganlar altında acı çekiyor. İran ve paralı askerlerinin Yemenden Suriyeye, Irak üzerinden ve tabii ki Lübnandan Arap ülkelerinde yaptıkları yeterlidir. Hizbullah’ın terörist liderinin daha önce sadece Lübnandan olmayan, çatışmaya hazır 100 bin savaşçı kullanmakla tehdit ettiğini belirtmek yeterli. Kelimesi kelimesine şöyle dedi: “Ben size sadece Lübnanlılardan bahsediyorum.” İster Şii ister Sünni olsunlar, elbette ki hepsi terörist. Bu paralı askerlerin hikayesindeki en önemli şey ister Batıda ister Rusyada olsunlar, kimliklerini, bölgelerini, entelektüel geçmişlerini ve amaçlarını bilmenin çok daha fazla takip, izleme ve daha fazla ayrıntıyı gerektirmesidir. Deneyimler bize, savaş bittikten sonra bölgeye geri dönmelerinin kaçınılmaz bir sonuç olduğunu, bunun da bölgeye yeni bir terör dalgasının geleciğinin veya diğer Arap ülkelerini istikrarsızlaştıracağı anlamına geldiğini öğretti. Özellikle İrana yönelik yaptırımların kaldırılması durumunda, finansmanın yanı sıra başka sebep ve gerekçeler de mevcuttur. Evet, bunu araştırmak medyanın görevi, fakat aynı zamanda, sayıları ne olursa olsun paralı askerlerin tehlikeli rolü hakkında kamuoyunu eğitmek için medyayla iş birliği yapmak ve bilgi sızdırmak bölgemizdeki güvenlik servislerinin görevidir. Washingtonun da Rusyanın ve belki de Batı başkentlerinin de bilgi sızdırdığı doğrudur, ancak bu sızıntılar medya savaşının motivasyonlarından kaynaklanmaktadır. Bölgemize gelince, bizim itici gücümüz, farkındalık ve fikri korunmadır. Kamuoyuna gelince, paralı asker kullanmanın korkunç sonuçları her zaman hatırlatılmalıdır. Bölgemizin artık hareketli savaşçıların tehlikelerinin daha fazla farkında olduğunu düşünüyorum. Onları şimdi, hiçbir şeyden korkmadan paralı askerler olarak tanımlamak yeterlidir. ‘Paralı askerler’ terimini kullanmak ve buna ‘terörist paralı askerleri’ de eklemek gerekiyor. Çünkü savaşa gidenler siyasi olarak sömürülüyor ve bunun farkındalar. Din veya vatan ile hiçbir ilgisi olmayan ajandalara hizmet etmek için finanse ediliyor ve silahlanıyorlar.
مشاركة :