ABD ve Tayvan dün, adayı kendi eyaleti olarak gören, aynı zamanda yabancı ülkeler ile resmi ilişkiler kurmasına izin vermeyen Pekine karşı çıkarak aralarında ikili ticaret görüşmelerinin başladığını duyurdu. Söz konusu gelişmeden birkaç gün önce, Çin’e ait 30 savaş uçağı Pekin yönetimi tarafından sürekli işgal tehdidi altında olan Tayvan’ın hava savunma bölgesine girmişti. Pekin’in Tayvan’ı kendi toprağı varsayması ve gerektiği takdirde zorla geri alacağını vurgulaması dolayısıyla Washington ile ticaret görüşmelerin başlatılması Çin hükümetinin tepkisini çekebilir. Şarkul Avsatın AFP’den aktardığı habere göre salı günü online platformda bir araya gelen ABD Ticaret Temsilcisi Yardımcısı Sarah Bianchi ve Tayvanın baş ticaret müzakerecisi John Deng, ekonomik ve ticari ilişkileri pekiştirme yönünde somut yollar geliştirmek amacıyla 21’inci yüzyıl ticaretine ilişkin ABD-Tayvan Girişimi’ni başlattı. Söz konusu habere göre bu yöndeki ilk toplantının, ABD’deki Taipei Ekonomik ve Kültürel Temsilcilik Ofisi (TECRO) ve Tayvandaki Amerikan Enstitüsü himayesinde bu ay sonlarında Washingtonda yapılması planlanıyor. Resmi diplomatik ilişkilerin yokluğunda Tayvanın ABD’deki çıkarlarını temsil eden TECRO, fiili büyükelçilik işlevini de üstleniyor. ABD Ticaret Temsilcisi’nin bildirdiğine göre dün başlatılan girişim ile çevre veya iklim konularında fikir alışverişinde bulunulması, sağlam ve şeffaf uygulamaların benimsenmesi, iş birliğinin yürütülmesi, iki ülke arasındaki tarım ticaretinin kolaylaştırılması yönündeki adımların araştırılması ve yolsuzlukla mücadele edilmesi hedefleniyor. 1994ten bu yana ticaret ve yatırım yönünde bir iş birliği çerçevesi ile bağlantıda bulunan Washington ve Taipei, geçtiğimiz hafta ticari ilişkilerini pekiştirme kararı aldıklarını açıklamıştı. Taipei’nin 2002’de Dünya Ticaret Örgütüne katılması, ikili ticaretin artmasını sağlamıştı. Tayvanın en önemli ortaklarından ABD, ülkenin önde gelen silah tedarikçileri arasında yer alıyor. Bu yönde iki ülke arasındaki bir sonraki adımın resmi bir ticaret anlaşması ile atılması bekleniyor. Online platformda gazetecilere konuşan ABD’li bir yetkili, “Bu girişimin bağlayıcı bir anlaşma ile sonuçlanacağını umuyorum” ifadelerini kullandı. Çoğu ülke gibi Tayvan’ı resmi düzeyde tanımayan ABD, diğer yandan ise Çin ‘otokrasisi’ olarak gördüğü hususa karşı çıkarak ‘demokratik’ statüsünün altını çizen Tayvan’a destek veriyor. ABD Başkanı Joe Biden söz konusu girişimden kısa bir süre önce, 23 Mayısta gerçekleştirdiği Asya turu sırasında Asya-Pasifik bölgesinde yeni bir ekonomik ortaklığın başlatıldığını açıklamıştı. Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi (IPEF) adı verilen bu ortaklık serbest ticaret anlaşması sayılmıyor. Bu ortaklık ile anlaşmaya imza atan ülkeler arasındaki entegrasyonun dijital sektörde, tedarik zincirlerinde, temiz enerjilerde ve yolsuzlukla mücadelede ortak standartların benimsenmesi yoluyla kolaylaştırılması, böylece Çinin gücünün dengelenmesi hedefleniyor. Çin ise kasıtlı olarak dışlandığını hissediyor. Dışişleri Bakanı Wang Yi, Washingtonun Çini kontrol altına alma umuduyla ‘özgürlük ve açılım’ adı altında küçük gruplar oluşturmaya çalıştığını ancak ABD’nin bu projesinin başarısızlığa mahkum olduğunu öne sürdü. Tayvan, IPEF kapsamında yer almıyor. Ancak ABDli üst düzey bir yetkili, Tayvan’ın bu çerçeveden dışlanmadığını söyledi. Gazetecilere konuşan yetkili, “Başlangıçta Tayvanı dahil etmedik. Ancak gelecekte Tayvan’ın katılımı konusunda esnek bir yaklaşım benimsemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. Washingtonun ‘yalnız Çin politikasını’ uzun süredir takip ettiğini ifade eden yetkili, Biden yönetiminin Tayvan ile güçlü bir gayrı resmi ilişkisinin bulunduğunu ve bu ilişkiyi pekiştirmeye kararlı olduğunu söyledi. Biden yönetiminden bir diğer yetkili ise Pekinin Tayvan ile ABD arasındaki ortak girişime dair tepkisiyle ilgili bir soruya verdiği cevapta, “Elbette ki Pekin adına konuşmayacağım veya tahminde bulunmayacağım” ifadelerini kullandı.
مشاركة :