Tunus Cumhurbaşkanı Kays Saidin 57 hakimi görevden almasına yargı camiası tepki gösterdi. Tunus Hakimler Birliği, İdari Hakimler Birliği ve Genç Hakimler Derneği tarafından ayrı ayrı yapılan açıklamalarda, Cumhurbaşkanı Said’in dün Resmi Gazetede yayımlanan yargı kararnamesine karşı çıkıldı. Tunus Hakimler Birliğinden yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanı Saidin keyfi bir yetkiyle, Anayasaya aykırı olarak kendisine yargıçları doğrudan görev alma yetkisi vermesi kabul edilemez. Cumhurbaşkanının kendisine bu yetkiyi veren kararname Yüksek Yargı Konseyinin münhasır yargı yetkisini açık bir şekilde ihlal ettiği için meşru değildir" ifadelerine yer verildi. Açıklamada, “yolsuzlukla mücadele bahanesi ile yargıda katliam yapıldığı” ifade edildi. "Tunus yargısına yönelik sistematik tasfiye kampanyası" Genç Hakimler Derneği Murad el-Mesudi ise ulusal bir radyo istasyonuna verdiği demeçte, “57 hakimin görevden alınması Tunus yargısına yönelik sistematik bir tasfiye kampanyasıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Said’in yargıya ilişkin kararını kabul etmediklerini belirten Mesudi, Tunus’ta adaletin seyrine tehdit olarak gördükleri kararnamenin iptali için dava açacaklarını söyledi. İdari Hakimler Birliğinden yapılan yazılı açıklamada da "yargı mensuplarını sindirme" amacı taşıdığı kaydedilen kararname, "yargıçların meşruiyetin, hakların ve özgürlüklerin koruyucusu rollerini baltalayan bir girişim" olarak değerlendirildi. Cumhurbaşkanı Saidin dün ülkede "yolsuzluk ve terör konularında soruşturmaları engelleyerek yargının önünü tıkamakla" suçladığı yargıçlar hakkında kararname çıkaracaklarını duyurmasının ardından, Resmi Gazetede yayımlanan kararnameyle 57 yargıç görevden alınmıştı. Tunustaki siyasi kriz Tunus Cumhurbaşkanı Saidin 25 Temmuz 2021de açıkladığı olağanüstü kararlar, ülkede bir tür "istisnai durum" oluşmasına yol açtı. Meclisin çalışmalarını donduran ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran Said, 22 Eylül 2021de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı. Tunusta bazı kesimler, Saidin kararlarını "darbe" olarak nitelendiriyor ve ülkenin demokrasiden uzaklaştığını savunuyor.