3 soruda- Kosova-Sırbistan gerilimi

  • 1/3/2023
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Kosova ve Sırbistan arasında yaşanan gerilimin nedenlerini ve çözüm senaryolarını AA Analiz için 3 soruda kaleme aldı. Son Kosova-Sırbistan gerilimi neden yaşandı? Sırbistan ile Kosova arasındaki son gerilim, Kosova hükümetinin yerel Sırplara resmi kimlik, ehliyet ve plaka verilmesini öngören yasal düzenlemesinden kaynaklanıyor. Kosovanın Mitrovica bölgesinde yoğunlaşan yerel Sırplar, Sırbistanın da tahrikiyle bu değişikliğe karşı çıkmışlardı. Temmuz 2022de Albin Kurti hükümetinin yaptığı bu yasal düzenlemenin uygulamaya aktarılması, Kosova içerisinde yaşayan Sırpların sınır geçişlerini ve yolları barikatlar kurarak protesto etmeleri nedeniyle kasıma ertelenmişti. Bu arada Sırpların yaşadıkları bölgede 4 Sırp belediye başkanı da kararı protesto için görevlerinden istifa etmişti. Kasım ayında ise Kosova hükümetinin ilgili yasaya aykırı davrananlara karşı yaptırım uygulamaya başlaması üzerine gerilim yeniden tırmandı. Yerel Sırpların tahrik ve taşkınlıklarına karşı Kosova Başbakanı Albin Kurti itidal içerisinde hareket ederken, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Kosovalı Sırpları tahrik etme yoluna gitti. Vucic, Mitrovica Sırplarının korunması ve bölgede asayiş sağlanması için Sırbistan’ın bölgeye 1000 polis göndermesi teklifini ortaya attı. Aynı zamanda uluslararası hukuka göre Kosova devletinin var olmadığını ve Sırbistanın bir parçası olduğunu da iddia etti. Sırbistan yönetiminin son açıklaması ise "ordunun teyakkuza geçirildiği" şeklinde. Kurti ise bir yandan Sırbistanın içişlerine müdahale etmesinin engellenmesi için uluslararası topluma çağrı yaparken, öte yandan da Kosovanın 4 Sırp bölgesinde 18 Aralık 2022de yapılacak seçimleri gerilimi azaltmak amacıyla Nisan 2023e erteledi. Kosova Sırplarının merkezi hükümete isyan için yollarda ve sınır geçişlerinde kurdukları barikatlar arabulucuların devreye girmesi üzerine yılın son günü kaldırıldı. Kosova-Sırbistan geriliminin geçmişi nereye dayanıyor? İki ülke arasındaki ihtilafın temelinde Sırp milliyetçiliğinin Kosova üzerinde hak iddiaları bulunuyor. Sırbistanın dış politikasını da etkileyen bu anlayış, Kosovanın Sırpların anavatanı olduğu mitine dayanıyor. Sırp milliyetçilerine göre, "Ortaçağ Sırp Krallığı 1389da Kosova Savaşında Osmanlı Sultanı 1. Murat tarafından ortadan kaldırılmıştır. Bu, tarihte yaşanan bir gelişmedir. Bununla birlikte yakın tarihte bu olay tekrarlanmıştır. 17 Şubat 2008de ise Ahtisaari Planı ile Kosova’nın bağımsızlık kazanmasıyla Sırplar anavatanlarını ikinci kez kaybetmişlerdir.” Sırp milliyetçiliğinin sübjektif temellere dayanan Kosova miti, Sırplar arasında örtülü veya açık biçimde kabul görüyor. 1946da Joseph Broz Tito tarafından kurulan İkinci Yugoslavyada Kosova, Sırbistana bağlı özerk bölge statüsündeydi. 1989da Sırbistan Federe Devleti Cumhurbaşkanı Slobodon Miloseviç, federal anayasaya aykırı olmasına rağmen hem Voyvodinanın, hem de Kosovanın özerk bölge statülerine son vermişti. Nüfusunun yüzde 90dan fazlası Arnavutlardan oluşan Kosova, Bosna Savaşı döneminde Sırp baskısı altında kaldı. 1995te, Dayton Anlaşması öncesinde Miloseviç, Hırvatistan’dan sürülen Sırp azınlığı Kosova köylerine yerleştirmek istedi. Bu şekilde Sırplar, anavatan kabul ettikleri Kosovada nüfus oranlarını yükseltmiş olacaklardı. Miloseviç yönetiminin Kosova merkezinde ve köylerinde Arnavutlara yönelik etnik temizlik boyutlarına ulaşan saldırılarının artması uluslararası toplum harekete geçirdi. NATO, 1999da Kosovada etnik temizlik operasyonlarına müdahale etti ve burada BM şemsiyesi altında geçici bir idare (UNMIK- United Nations Mission in Kosovo) kuruldu. BMnin dışında AGİT, AB ve Avrupa Konseyi örgütlerinin de desteğiyle Kosova, 2008 yılına kadar uluslararası toplumun idaresi altında kaldı. 17 Şubat 2008de Ahtisaari Planı esas alınarak Kosovanın bağımsızlığı ilan edildi. Plana göre, bağımsız Kosova bir başka devletle birleşmeyecek ve bölünmeyecekti. Sırbistan yönetimi, Kosovanın bağımsızlığını tanımadı. AB baskısıyla 2011 yılında Belgrad-Priştina diyalogu başlatıldı ve kısa bir süre sonra da 2014 yılında Sırbistan-AB arasında katılım müzakereleri başladı. Ancak Sırbistan, Kosova üzerindeki hak iddialarından vazgeçmedi. Gerilim hangi vadede ve nasıl sona erebilir? Kosova ile Sırbistan arasındaki anlaşmazlığın bir anda ortadan kalkması ve ilişkilerin normalleşmesinin mucizevi bir formülü yok. Evveliyetle yayılmacı, hegemonyacı ve irredentist Sırp milliyetçiliğinin kontrol altında tutulması gerekiyor. Sırbistan toplumunu da etkileyen ve dışarıdan da Rusya tarafından tahrik edilen Sırp milliyetçiliği, "Büyük Sırbistan" ütopyasını gerçekleştirmek için çaba gösteriyor. Realist temelleri olmamakla birlikte günümüzde bu ütopik ideoloji, Bosna Hersekin Sırp bölgesinin ve Kosovanın Sırbistan ile birleşmesini ve ayrıca Hırvatistanda Sırpların yaşadıkları bölgelerin de "Büyük Sırbistan"a katılmasını öngörüyor. Bu bakış açısı günümüzde Sırbistan siyasetini de etkiliyor. Muhalifler Vucici Sırp davasına sahip çıkmamakla suçluyor. Bu durum Vucicin, bir yandan Kosovayı örtülü biçimde tanıma taahhüdünde bulunurken öte yandan onun varlığını yadsıyan açıklamalar yapmasına neden oluyor. Sırbistanın 2014 yılında AB ile tam üyelik müzakerelerine başlaması, Belgradın, Kosova Sırpları ve Bosna Sırp Cumhuriyetine yönelik yayılmacı yaklaşımı desteklemesini engelliyor. Belgrad yönetimi, bir adım sonrasında AB ile müzakerelerin tamamen kesileceği ve Sırbistanın dışlanacağını biliyor. Dolayısıyla Sırbistanın ABye üye olarak katılması, Kosova-Sırbistan ihtilafının gelecek yıllarda ortadan kaldırılmasına etkili olabilecek bir faktör. Öte yandan Kosovanın AB ile ilişkilerinin adaylık ve müzakere aşamalarına taşınması da gerilimi azaltacaktır. Nitekim Kosova yönetimi, 23 Aralık 2022de ABye adaylık başvurusunda bulundu. Sırbistan-Kosova ihtilafında Türkiyenin uzlaştırıcı tutumu ve arabuluculuk rolünün de etkisi büyük. Nitekim bu sayede de taraflar arasında 2008den bugüne bir çatışma yaşanmadı. Türkiyenin Batı Balkan devletleri ile ekonomik ve ticari ilişkilerinin önümüzdeki dönemde daha da ilerlemesi bölge üzerinde siyasi ihtilaflara da yansıyacak ve barışa katkı sağlayacaktır. Mevcut koşullarda Türkiyenin Batı Balkanlar üzerindeki etkisi en az AB seviyesinde bulunuyor. Mitroviçadaki fanatik Sırp milliyetçilerinin ve Sırbistanın agresif tutumunu engelleyen bir başka faktör de uluslararası toplumun bölgede faaliyet gösteren güvenlik birimleridir. Kosovada halen 134 EULEX (Avrupa Birliği Hukuk Devleti Misyonu) polisi ve 3 bin 500 NATO barış gücü askeri (KFOR- The Kosovo Force) görev yapıyor. [Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi]

مشاركة :