Mısır, Nahda Barajı konusunda uluslararası alandan daha fazla baskı talep ediyor

  • 3/15/2023
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Nahda Barajı konusunda yakın zamanda yaptığı güçlü uyarının ardından, ülkesinin Etiyopya’nın baraj rezervuarnı dördüncü doldurma aşaması öncesinde su anlaşmazlığıyla ilgili tüm  seçeneklerin masada olduğunu söyledi. Etiyopya’nın son adımının Mısır ve Sudan tarafında gerilimi daha da artırabileceği belirtiliyor. Mısır, Etiyopyanın 2011den bu yana Nil Nehri’nin ana kolu üzerine inşa ettiği barajın Nil suyundaki payının etkilenmesinden endişeli. Bu nedenle Hartum ile barajın doldurulmasını ve işletilmesini düzenleyen bağlayıcı bir yasal anlaşma çağrısında bulunuyor. Addis Ababa ise kalkınma hakkı gerekçesiyle su kaynaklarının işletilmesi yoluyla ‘hidroelektrik’ barajının inşasına yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Etiyopya, bir sonraki yağmur mevsiminde Nahda Barajının rezervuarını dördüncü kez doldurmaya hazırlanırken Mısır ise Addis Ababaya baskı yapmak amacıyla, herhangi bir tarafın bir anlaşmaya varmadan ‘tek taraflı adım atmaması’ çağrısında bulunuyor. Şarkul Avsata konuşan kaynaklar, alınan diğer tedbirlere ek olarak davadaki mevcut krizi kırmak için Kahirenin konuyu Arap Birliğine sunmasının ‘tekrar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) gitmeyi de içerebilecek uluslararası bir gerilimin’ başlangıcı olduğunu belirtti. Mısır on yılı aşkın bir süredir, Etiyopya ile Sudanın dahil olduğu müzakereler yürütüyor. Ancak anlaşmaya varma girişimleri sonuçsuz kaldı. Afrika Birliğinin çatışmaya bir çözüm bulmakta başarısız olmasının ardından bu durum, anlaşma girişiminin Nisan 2021den bu yana askıya alınmasına yol açtı. Mısır ise müzakereleri hızlandırma ve tüm tarafları tatmin eden bir anlaşmaya varma çağrısında bulunan bir ‘başkanlık kararı’ yayınlayan BMGK’ya gitme çağrısı yaptı. Arap Birliği Bakanlar Konseyi geçtiğimiz hafta, Arapların Nil Nehri’nin aşağı havzasındaki ülkelerin haklarını korumaya yönelik taahhüdünü vurgulayan bir kararı kabul etti ve bu dosyada Etiyopya tarafını ‘olumlu etkileşim ve esneklik göstermeye’ çağırdı. Bu durum Addis Ababayı kızdırdı. Addis Ababa dosyayı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi veya Arap Birliği yerine ‘Afrika mekanizmaları’ yoluyla çözme çağrısında bulundu. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Nahda Barajı’nın, Mısır ve Sudandaki su güvenliği üzerindeki olumsuz etkisini vurgulayarak, sorunun ele alınmasının hızlandırılması çağrısı yaptı. Mısır resmi açıklamalarında, Etiyopya ile çatışmayı, özellikle Mısırın Nil sularına yüzde 97den fazla bağımlı olması nedeniyle, ‘varoluşsal bir sorun’ olarak tanımlıyor. Mısır Dışişleri Bakanı’na göre Kahire, halkının yeteneklerini ve çıkarlarını savunma hakkına sahip. Şukri dün akşam televizyondan yaptığı açıklamada, ülkesinin tutumlarıyla disiplinle tüm hususları dikkate aldığına işaretle “Tüm seçenekler masada… Mısırın kendi imkanları, dış ilişkileri ve kabiliyetleri var” dedi. Ayrıca Mısırın çıkarlarına hizmet edecek her türlü alternatifin mevcut olduğunu vurguladı. Mısır’ın Etiyopya ile uzlaşmazlığa yönelik kararlı tavırlar aldığına dikkat çeken Şukri, Etiyopya tarafında benzer bir esneklik olmamasına rağmen ülkesinin halen yardım etmeye çalışan tüm taraflarla etkileşime devam ettiğini vurguladı. Şukri’nin bu açıklamaları, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin önceki gün Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ile gerçekleştirdiği görüşmedeki uyarıların ardından geldi. Sisi yaptığı uyarıda şu ifadelere yer verdi: “Arıtım, geri dönüşüm, Akdeniz ve Kızıldeniz’den elde edilen suların tuzunun arındırılması hususunda çalışmalar yapan Mısır, suyun her damlasından faydalanmak için büyük bir çaba harcıyor. 10 yıldır müzakere yoluyla uygun bir çözüm bulmak için titiz bir şekilde çaba sarf ediyoruz. Her fırsatta söylediğimiz gibi; Etiyopyanın gelişme arzusuna saygı duyuyoruz. Mısır vatandaşını hiçbir şekilde etkilemeyen konularda kendileriyle iş birliğine hazırız. Binlerce yıldır Nil üzerinde az veya çok olsun suyu etkileyen herhangi bir baraj olmamıştır. Zorluklar olsa dahi Mısırın su üzerindeki payı sabittir.” Dışişleri, Arap ve Afrika İşleri Komitesi Müsteşarı Dr. Sema Süleyman, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Mısır’ın bu sürekli devam eden uzlaşmazlık karşısında halkının çıkarlarını korumak için birçok araca ve siyasi seçeneğe sahip olduğunu söyledi. Süleyman, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi liderliğindeki tüm uluslararası kuruluşlara başvurmak, Mısır haklarını kanıtlamak için kalıcı bir seçenek olmaya devam ettiğine değinerek, Kahirenin ABD yönetiminden birden fazla kez Arap koordinasyonuna ek olarak çatışmaya doğrudan müdahale etme talebinde bulunmasına atıfta bulundu. Etiyopyanın mevcut hazırlıklarını ‘uluslararası anlaşmaların ve normların ihlali’ olarak değerlendiren Mısırlı su uzmanı Dr. Abbas Şeraki de Etiyopya’nın ağustos ayında dördüncü dolum aşamasına hazırlandığını ve yıllık dört depolamanın toplamının 30 milyar metreküp olduğunu bildirdi. Şeraki resmi Facebook sayfasından yaptığı açıklamada önümüzdeki dönemde yaşanacak çatışmalara ilişkin iki senaryo sundu. Birincisi, Komorlar liderliğindeki Afrika Birliğini, barajın dördüncü doldurma işlemi başlamadan önce bir anlaşmaya varmak için müzakereleri mümkün olan en kısa sürede yeniden başlatma sorumluluklarını yerine getirmek. Şeraki’nin ikinci senaryosunda ise Mısır ve Sudan üçüncü kez Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine gitmesi var. Ancak bu sefer su sorunu nedeniyle değil, güvenlik ve barışa yönelik bir tehdit sorunu. 20 milyon Sudanlının, Nahda Barajı’nın çökmesi halinde sular altında kalabileceği belirtiliyor. Etiyopya, Nahda Barajı meselesinin uluslararası arenaya taşınmasına karşı. Uluslararası kamu hukuku Profesörü Dr. Muhammed Mehran, Addis Ababa’nın üzerinde uluslararası baskı istemediğini, özellikle de uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek  iki ülkeye karşı keyfi davranışlar sergilediği görüşünde. Şarku’l Avsat’a konuşan Mehran, ‘Mısırın dosyayı uluslararası hale getirmeye yönelik çabalarının, Etiyopya tarafında büyük bir baskıya yol açabileceğini ve dosyayı gerçek haliyle göstererek uluslararası hukuk kurallarının ihlal edildiğini doğrulayabileceğini’ vurguladı.

مشاركة :