Yemenli kaynaklar, geçen ay bir esir takası anlaşmasıyla serbest bırakılan iki gazeteciye olduğu gibi, Husi gözaltı merkezlerinden kurtarılan onlarca kişinin milislerin cezaevlerinde maruz kaldıkları fiziksel ve psikolojik işkenceler sonucunda sağlık durumlarının kötüye gittiğini belirtti. Yemen’in Mağrip şehrindeki kaynaklar, Tevfik el-Mansuri ve Haris Hamid adlı iki gazetecinin, devrimci grubun gözaltı merkezlerinden çıkarıldıktan günler sonra sağlık durumlarının ağırlaşması nedeniyle hastaneye sevk edildiğini belirtti. Bu gelişme, milislerin gözaltı merkezlerindeki tutulan binlerce kişiye fiziksel ve psikolojik işkence yapmakla suçlandığı bir zamanda geldi. Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer el-İryani bu konuda yorumda bulunarak “Masuri ve Hamid’in durumlarının kötüye gitmesi ve hastaneye nakledilmeleri, Husi yönetimine bağlı Esirler Komitesi Başkanı Abdulkadir el-Murtaza’nın katılımıyla tutuldukları yıllar boyunca maruz kaldıkları vahşi işkencelerden kaynaklanıyor ve bu durum, Husi cezaevlerindeki binlerce kişinin trajik koşullarına bir kez daha ışık tutuyor” dedi. İryani yaptığı açıklamada, darbeyi reddeden yüzlerce siyasetçi, medya çalışanı, gazeteci ve diğer sivillerin Husi milislerin gözaltı merkezlerinde maruz bırakıldıkları psikolojik ve fiziksel işkence ile ihmal ve sağlık hizmeti eksikliğini, ‘grubun suç ve ihlallerle dolu kara siciline eklenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar’ olarak tanımlandı. Yemenli Bakan, uluslararası topluma, Birleşmiş Milletlere, Yemen özel temsilcisine ve insan hakları örgütlerine ve organlarına ‘gözaltı merkezlerinde tutulanlara yönelik sistematik işkencenin durdurulması, tüm esirlerin takasının ‘tüm esirlere karşı tüm esirler’ esasına göre yürütülmesi için Husi milisleri üzerinde gerçek bir baskı uygulamanın yanı sıra işkence suçlarına karışanlar hakkında adli işlem yürütme ve cezasız kalmamalarını sağlama’ çağrısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın insan haklarına ilişkin raporlardan aktardığına göre 2022 yılında Husi gözaltı merkezlerinde işkence sonucu kaçırılan 7 sivilin ölümünün belgelediği belirtildi. Raporlarda grup, gözaltı merkezlerine kaçırılan ve zorla saklanan 120 kişiye karşı çeşitli işkence suçları işlemekle suçlandı. İnsan hakları örgütleri, darbenin başlamasından bu yana kaçırılan 300 sivilin milis gözaltı merkezlerinde işkence altında hayatını kaybettiğini belgeledi. Aynı bağlamda, Yemenli bir askeri danışman ve uzman, Sana’daki askeri gözaltı merkezlerinde zorla kaybedilenler, evinden kaçırılanlar da dahil olmak üzere yüzlerce subay ve sivil olduğunu belirtti. Askeri uzman Muhammed el-Kemim “Husilerin kontrolündeki tüm şehirlerdeki siyasi güvenlik, ulusal güvenlik, askeri istihbarat, kriminal soruşturma ve polis karakolları da, savaşla hiçbir ilgili olmayan eğitimciler, üniversite profesörleri, mühendisler ve politikacılardan oluşan tutsaklar ve zorla kaybedilenlerle dolu” dedi. Kemim “İşgal altındaki tüm şehirlerde Husilerin kontrolündeki cezaevlerinde, yüzlerce tutsak ve zorla kaybedilenler için ayrılmış bölümler bulunuyor. Yemen’in en büyük kamplarından biri olan Sana’daki Merkezi Güvenlik kampının binlerce tutsakla dolup taşıyor” dedi. Kemim, Twitter’da yaptığı bir paylaşımda, Husi milislerini devlet kurumlarında, bakanlıklarda düzinelerce bodrum katını ve villaları gözaltı merkezlerine çevirmekle suçladı. Yüzlerce esir ve zorla kaybedilen kişinin buralarda tutulduğunu vurguladı. Yemen hükümeti ve Husiler geçen ay, esir ve tutuklular için ikinci en büyük takas anlaşmasını imzaladı. Her iki taraftan yaklaşık 900 kişi, Uluslararası Kızılhaç Komitesi gözetiminde Suudi Arabistan ve Yemen’deki 6 hava limanından yapılan uçuşlarla serbest bırakıldı. Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg yaptığı son açıklamalarda, tüm taraflara tutsaklar ve tutuklular dosyasında kaydedilen ilerlemeyi geliştirmeye ve Stockholm Anlaşması’nda öngörülen ‘tüm esirlere karşı tüm esirler’ ilkesine göre tüm esirleri serbest bırakma yükümlülüklerini yerine getirmek için çabalarını yoğunlaştırmaya çağırdı. Yemen halkı ile uluslararası ve bölgesel topluluklar, önümüzdeki günlerin, 2014 sonundan itibaren devam eden mutabakat yolunda Husi darbesini sona erdirecek ve sonunda barışa yol açacak eylemsel bir haritanın tamamlanması için hızlandırılmış bir adıma tanık olacağını umuyor.
مشاركة :