Facebook’un ideolojisi ve Silikon Vadisi ekibi

  • 11/23/2018
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg ile Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey’i bir araya getiren şey nedir? Mark Zuckerberg ve Jack Dorsey arasında birçok ortak nokta bulunuyor. Korkunç derecede zengin ve ünlü olan bu iki genç, teknoloji tutkunu olup resmi kıyafetlerden nefret ediyor. Fakat daha da önemlisi bu iki genç, Kaliforniya’da programlama, dijital ve sosyal medyanın kalesi olan Silikon Vadisi’nin yapımcıları arasında yer alıyor. Bazıları, bu şirketlerin uygulamalarının ve platformlarının dünya halklarını derin ve kapsamlı bir şekilde etkilemesinden ve dünyadaki uyum ve çatışma ortamından dolayı bu kaleye ‘dünyanın gizli hükümeti’ adını veriyor.   En büyük sahiplerinden birisi olan Zuckerberg’in ABD Kongresi’nde verdiği meşhur ifadesinde de belirttiği gibi bu kale, son derece sol eğilime sahip bir yerdir. Bunun için Facebook’un, tam tersine Zuckerberg’in Başkan Trump’ı desteklemesinden dolayı şirketteki bir yöneticiyi denetim altına aldığı konusunda gazetelerin yayınladığı haber şaşırtıcı değildi. The Wall Street Journal gazetesi, 10 gün önce çarpıcı bir haber yayınladı. Haberde Facebook’un kurucusu Zuckerberg’in 2016 seçim kampanyası sırasında Trump’a destek vermeyi bırakması için ‘Oculus’ şirketinin kurucusu Palmer Luckey’e baskı yaptığına işaret edildi. Yeni iletişim dünyasının yapımcılarının hedefi, katılımcıların sayısını çoğaltarak servet biriktirmekten ve borsada şirketin değerini yükseltmekten ibaret değil. Amaç ya da diğer bir ifadeyle ideoloji, dünyayı değiştirmektir. Şubat 2015’de Mark Zuckerberg, Wall Street’te bir sempozyuma katıldı. Sempozyumda analistlerden birisi, Zuckerberg’e yatırımcıları Afrika ülkelerinde iş piyasasına girmeye sevk eden şeyin ne olduğunu sordu. Zuckerberg’in cevabı dikkat çekiciydi. Zuckerberg, “Şirketin hedefi para kazanmak olsaydı tüm çabalarımızla ABD ve diğer gelişmiş ülkelerdeki kullanıcılar için reklamları artırmaya yoğunlaşacaktık” dedi. Alman gazeteci Mark Nailer, yazısında, Zuckerberg’in dev şirketinde bireyi yüceltmek ve kurumun değerini azaltmak fikrini esas aldığına dikkat çekti. Nailer, Facebook uzmanlarının bu uluslararası platforma diktatör devletlerin halklarının bu platform aracılığıyla demokrasi ve özgürlük için mücadele ettikleri bir yer olarak baktıklarını belirtti. “İnsanlar, kurumlara değil kendilerine benzeyen kişilere güvenir” sözü onların öne çıkan sloganlarıdır. Öyleyse biz, şirket adı altında devrimsel bir modelle karşı karşıyayız ya da hisse, borsa ve entegrasyon dilini ve şirketi kullanarak bu neden olmasın? Fakat egemen doktrini belirleyen sert bir tohum, derinlerde kalmaya devam edecektir. Facebook’un ilk finansmanlarından olan Peter Thiel, New Yorker gazetesine yaptığı bir açıklamada dediği gibi bu endüstrinin yıldızlarının sıkıntı yaşadığı bu birlik,  onların yeni sanal dünyayı kutsallaştırması noktasında bireysel boyutu mu açıklıyor?

مشاركة :