Kerkük’teki Arap, Kürt ve Türkmen oluşumlar hangi konuda olursa olsun kendini haklı çıkarmak için tarihin mahzenine sığınır. Irak’ta Baas rejiminin devrilmesinden bu yana 15 yıl geçmesine ve bütün oluşumlar doğal bir şekilde birlikte yaşıyor olmasına rağmen bu durumun siyasi partilere göre yeterli olmadığı görülüyor. Oysa 2003 yılında Irak’ta meydana gelen değişime dayanarak tarih sayfası kapatılsa anlayış ve barış içinde birlikte yaşamaları mümkün. Kerkük’teki Arap ve Kürtler arasında son günlerde tarım arazileri konusunda yeni bir çatışma ortaya çıktı. Araplar, Kürt vatandaşları devletle resmi sözleşmelere sahip arazi sahiplerine 2003 yılından bu yana topraklarını ekip biçmekten mahrum bırakmakla suçluyor. Kürtler ise söz konusu toprakların devrilen Baas rejiminin kendilerinden aldığı topraklar olduğunu söyleyerek suçlamayı reddediyor. Bazı Araplar, Kürtlerin tarım ve yağmur mevsimlerinde Arapların ziraat yapamaması için sözleşmeleri yürürlüğe koyduğu görüşünde.  Kerkük’teki Arap topluluğun lideri Şeyh Burhan Muzhir el- Asi, Kerkük’teki oluşumlar arasında ortaya çıkan sorunların çoğunun siyaset ve tarihin doğasından kaynaklandığını kabul ediyor. Asi, Şarkul Avsat yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ne Kürtleri ne de başkalarını herhangi bir haktan mahrum etmek istemiyoruz. Araplar, Kürtler ve Türkmenler arasında güçlendirmek için çabaladığımız sıkı bağlar var. Yasalara uygun olarak herkese haklarını eşit bir şekilde vermek istiyoruz. Bu nedenle 3 gün önce Arap Grup adına Başbakan Adil Abdulmehdi’ye bir mektup göndererek 2003’ten bu yana Kürt gruplar tarafından topraklarından uzaklaştırılan Arap toprak sahiplerinin yeniden tarım yapabilmeleri konusunda tarım sözleşmelerine müdahale edilmesini ve Kerkük’ün güneyindeki Dakuk kasabasındaki rollerinin alınmasını talep ettik.” Asi, Dakuk kasabası Arapları da dahil olmak üzere bir grup toprak sahibi Arap vatandaşın 2003 yılında Kürt politikacıların baskısıyla uzaklaştırıldıklarını söyledi. Asi, 2014 yılının haziran ayında DEAŞ’a karşı verilen savaşın sonrasında köylerin yıkıldığını ve geri dönemediklerin belirtti. Şeyh Burhan Muzhir el- Asi açıklamasının devamında şunları söyledi: “Tarım Bakanlığı ve soruşturma komisyonları, Arap çiftçilere 117 sayılı yasa kapsamında sözleşmelerini yenileme hakkı tanıdı. Ancak Kürtler tarafından uygulanan siyasi baskılarla dönüşleri engellemeye çalışıldı. Bu da çiftçiyi hakkından mahrum bırakma tehlikesi oluşturuyor.” Irak Parlamentosu Kürdistan Yurtseverler Birliği Partisi’nden Milletvekili Cemal Şekur, Arapların tarım alanlarını istemek için işaret ettiği 117 sayılı yasaya itiraz ederek söz konusu yasanın diktatör Baas rejimi dönemine ait olduğunu vurgulad. Şekur, Şarkul Avsat’a şu açklamalarda bulundu: “Devrik Baas partisi, Kerkük içerisinde ve dışındaki Kürtleri sürgün etti. Bunlar arasında başta Dakuk olmak üzere diğer yerlerde tarım arazisi bulunanlar da vardı. Anayasanın 140. maddesi de durumun 1968 yılı öncesin dönmesini sağladı. Kürtlerin itirazı, bugün Kerkük Valisi tarafından verilen kararlara dayanıyor. Araziler hakkındaki kararların Bağdat’taki federal hükümet tarafından verilmesi gerekiyor. Kürtler, ne Arap ne de başka çiftçilerin sürgün edilerek meselenin kapanmasını talep etmiyor. Arazilerin bir tarafa verilmesi durumunda Arap, Kürt veya Türkmen olsun kaybeden tarafın tazmin edilmesi gerekiyor. Kerkük’teki arazi konusu gerçekten çok karışık. Çünkü bu durum bazen Kürtler ve Araplar, bazen Kürtler ve Türkmenler bazen de Türkmenler ve Araplar arasında soruna neden oluyor. Bu çatışmalara ancak katı yasalar ile son verilebilir.” Kürdistan Yurtseverler Birliğinin ikinci merkezi dün, ‘şüpheli taraflar’ olarak isimlendirdikleri kesimleri ‘güvenlik durumunu istikrarsızlaştırmaya ve Kerkükü oluşumları arasında parçalara ayırmaya’ çalışmakla suçladı. Açıklamada güvenlik birimleri tarafından desteklenen bazı tarafların Kerkük’ün güneyindeki Dakuk kasabasına bağlı birçok köyde Araplaştırma çalışmalarını yeniden canlandırmaya çalıştığı belirtildi.