​Cami katliamının ardından Yeni Zelanda ve Türkiye arasında kriz

  • 3/21/2019
  • 00:00
  • 15
  • 0
  • 0
news-picture

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimler çerçevesinde gerçekleştirdiği mitinglerde, geçtiğimiz Cuma günü Yeni Zelandadaki iki camide düzenlenen terör saldırısına odaklanan ifadeleri kriz oluşturdu. Erdoğan’ın bu ifadeleri, Yeni Zelanda, Avustralya ve Türk muhalefeti tarafından seçimlerde AK Parti’ye olan destekleri arttırma girişimi olarak görüldü.Avustralya kınadı Avustralya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Christchurch katliamına ilişkin sarf ettiği sözleri kınadı. Avustralya Başbakanı dün yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın sözlerinin son derece rencide edici olduğunu belirtmek üzere Türkiye’nin Canberra Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağıracağını vurguladı. Erdoğan’ın, seçim mitinglerinde Christchurch şehrinde Avustralyalı terörist Brenton Tarrant’ın gerçekleştirdiği saldırıdan görüntüleri yayınlaması Yeni Zelanda’yı da kızdırdı.Yeni Zelanda’dan da tepki geldi Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters, böyle bir siyasi propagandanın ülke dışındaki Yeni Zelandalıları tehlikeye atabileceğini söyleyerek, "Bu ülkeyi yanlış yorumlayan bu tür her şey, Yeni Zelanda halkının geleceğini, güvenliğini ve yurt dışındaki insanlarımızı tehlikeye atıyor" dedi.Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı İstanbul’a geliyor Peters, Türkiye’den gelen davet üzerine, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) Dışişleri Bakanları düzeyinde 22 Mart’ta (yarın) İstanbul’da düzenleyeceği ve Yeni Zelandadaki terör saldırılarının ele alınacağı olağanüstü toplantıya katılacağını da belirtti.‘Bu bireysel bir olay değildir’ Erdoğan, Çanakkale’de düzenlediği seçim mitingleri esnasında saldırının görüntülerini yayınlayarak, “Bu bireysel bir olay değildir. Organize bir olay olduğu çok açık ortadadır. Yeni Zelanda’da verdikleri mesajla bizi sınıyorlar. Çanakkale Zaferi’nden 104 yıl sonra bir kez daha sesleniyor ve diyoruz ki, mesajınızı aldık” ifadelerini kullanmıştı. Cumhurbaşkanı ayrıca, bu saldırının Batı’nın görmezden geldiği İslam’a yönelik düşmanlık dalgasının yükseldiğinin bir göstergesi olduğuna da atıfta bulunmuştu.İki F-35 uçağı Türkiye’ye teslim edilecek ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı Müşterek Taarruz Uçağı (JSF) Program Ofisi Sözcüsü Joe DellaVedova, iki F-35 uçağının daha Türkiye’ye teslim edileceğini belirtti. DellaVedova, iki F-35 uçağının Teksas’taki Luke Hava Kuvvetleri Üssü’ne eğitim için gönderilmek üzere son hazırlıklarının yapıldığını bildirdi. Anadolu Ajansı’na (AA) Türkiye’nin F-35 programına dair açıklamada bulunan DellaVedova, Türkiye’nin şu anda Luke Hava Üssü’nde iki F-35A uçağının bulunduğunu söyleyerek, “İki uçağın daha Luke’a gitmesi için son hazırlıkları yapılıyor. Şimdilik ilk teslim alınan iki uçağın ise Kasım ayında Türkiye’ye gönderilmesi planlanıyor” dedi. DellaVedova, “Luke Hava Kuvvetleri Üssü’ndeki Türk F-35 personelinin devam eden eğitimleri dahil Türkiye’nin F-35 programı aksi söylenmedikçe sürecek” ifadesini de kullandı.Çek Cumhurbaşkanı’ndan Türkiye’ye DEAŞ ithamı Çekya Cumhurbaşkanı Milos Zeman, Türkiyeyi DEAŞ’ı desteklemekle itham etti. Cumhurbaşkanı Zeman, ülkesinin batısında yer alan Vintirov kasabasında yaptığı bir konuşmasında, "Neden mi Kürtlere saldırıyorlar? Çünkü fiilen DEAŞ’ın müttefikiler" dedi. Zeman Türkiye’ye yönelik ithamlarına şöyle devam etti: "DEAŞ Suriye ve Irakın önemli bir bölümünü işgal ettiğinde, DEAŞ’ın takviye edilmesi için yürütülen bazı lojistik operasyonlarda Türkiye’nin arabulucu rolü olduğuna ilişkin bilgi vardı. Somut olarak söylemem gerekirse, bu operasyonlar petrol ve benzer şeyler için yürütülüyordu." Cumhurbaşkanı Zeman, "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiyeyi İslamlaştırma yolunu seçti. İslamcı radikallere yakın olmaları mantıken bundan kaynaklanıyor. Kürtlere saldırmaları da dolaylı olarak bundan kaynaklanıyor" şeklinde konuştu.Fransız şeker devi Tereos’a DEAŞ’a yardım suçlaması Fransız şeker devi Tereos’un iş ortakları, silah yapımında da kullanılan yapay bir tatlandırıcı olan sorbitolu Suriye’ye gönderdiğini iddia ederek şirketten şikayetçi oldu. AFP’nin aktardığına göre, Tereos’un ortakları, Çatışma ve Silahlanma Araştırmaları Örgütünün (CAR) 2016 yılı sonunda Musul’un terör örgütü DEAŞ işgalinden kurtarılmasının ardından bir depoda şirkete ait onlarca sorbitol içeren çanta bulunduğunu öne sürerek dava açtı. Tereos şirketi ise, 45 ton Fransız üretimi sorbitolün 2015 yılında Türkiyede ortadan kaybolduğunu belirtmiş ve bir yıl sonra Suriyedeki DEAŞ depolarında yeniden ortaya çıktığına ilişkin bilgi vermişti.

مشاركة :