Fas: Atlantik Diyaloğu Kongresi Brezilyayı tartıştı

  • 12/17/2018
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Fas’ın Marakeş şehrinin ev sahipliği yaptığı “Atlantik Diyalogları” Kongresi’nin son gün oturumlarında küresel siyaset ve kurumlarına olan güven sorunları ile iklim konuları tartışıldı. "Atlantik Dinamikleri: Ayrım Noktasının  Ötesine Geçme” başlığı altında üç gün süren toplantıya eski liderler, siyasi aktörler, ekonomistler ve elit yöneticiler katıldı. Konferansın son gününde Latin Amerika eski yöneticilerinin sunduğu “yeni ortak kalkınmanın getirdiği dersler” pasajı üzerinde yoğunlaşıldı.  Aşırı sağcı Jair Bolsonaro’nun Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Brezilya’nın geleceği, Atlantik ilişkilerinde kültürün rolü gibi konulara da değinildi. Güney Atlantik Politikaları Merkezinin direktörü Kerim el-Aynavi, “Atlantik diyalogları kollektif bir çözüm arayışı olduğundan önemli. Bir şekilde kuzey güneye geliyor. Kurum olarak anlayış göstererek diyaloğa devam edeceğiz. Uzman olarak misyonumuz, halkımızla temas kurmak ve bu insanları kamu politikalarının geliştirilmesine dahil etmek” dedi. Direktör, “Dünyada belirsizlik düzeyi çok yüksek. Güney açısından bakıldığında hiç düşmanımız yok. Afrika ya da Latin Amerika’nın düşmanı kimdir? Gerçekten de düşman yok. Bu iki büyük kıtadan öğrenilecek çok büyük dersler var” dedi. Kiribati Cumhuriyeti eski cumhurbaşkanı Teburoro Tito “Güneyde İklim Finansmanı” toplantısında, “güney finanse ediliyor ancak iklim değişikliklerine ayrılması zorunlu değil. Çünkü bunun mümkün olmadığına dair bir anlayış var. Güney ülkeleri, iklim değişikliğine sebep olanın Kuzey ülkeleri olduğu ve bu nedenle sonuçlarına katlanmak zorunda oldukları fikrini savunuyorlar. Almanya “Çevre Enstitüsü” Başkanı Andreas Kreimer, “iklim değişikliğine uyum ve adaptasyon için yeniden yapılanma”nın finanse edilmesinin önemini vurguladı. Bazı yıllarda yaşanan krizlere ve taahhütlere rağmen, önümüzdeki yıllarda bu fonların artacağına olan inancını ifade etti. Başkan, “iklim finansmanın mevcut olduğu ancak birçok kurumsal ve örgütsel engelle karşı karşıya” dedi. Genx yönetim kurulu üyesi André Kayley, "Özellikle Afrikada kalkınmakta olan ülkelere iklim finansmanının transferi ile ilgili bir sorun var" dedi ve ekledi: "Güney yarımkürede, hükümetler daha bilinçli ve daha hazırlıklı ve kararlı hareket etmeyi düşünüyorlar, ancak mali topluluklardan finansmana ihtiyaç duyuyorlar” dedi. “Atlantik İlişkilerde Kültür” konulu oturumda Fas eski Dışişleri Bakanı Muhammed bin İsa “İktisadi faaliyetleri harekete geçiren bir faktör olmasına rağmen, pek çok hükümet için kültür, öncelikli bir mesele değil. Kültürün Fransa’da olduğu gibi a coşkulu ve istekli liderlere ihtiyacı var. Kayley yaptığı açıklamada, içinde çeşitli kültürleri barındıran Atlantik bölgesiyle ilgili olumsuz imajı düzeltmemiz gerekir. Bunların içinde aralarında ortak bir kültür bulunan Afrika ve Güney Amerika ülkeleri de dahildir. Bu olumsuz imajı düzeltmek de ancak ülkeler arasında karşılıklı ziyaretler ve ortak programlar düzenlemekle olur. Bu nedenle karşılıklı kültür etkinliklerine zemin hazırlayan bir atmosfer yaratmak gerekir. Afrika ve Güney Amerika’dan yazar ve sanatçıların eserleri tercüme yoluyla yaygınlaştırılmalıdır” dedi. Yetkili, “yeni iletişim araçlarının, Atlantikin çeşitli kültürel unsurları arasında işbirliği, tanışma ve edebi, mimari, sanat gibi alanlarda bağlarının güçlendirilmesinde çok önemli bir rol oynadığı inancını” dile getirdi ve “Bu nedenle, kültürel çeşitliliğe saygı duyan ve otantik kimliğin unsurlarını yenileme amacıyla ortak bir Atlantik kültürünün inşasında mevcut iletişim devriminden istifade etmek için işbirliği yapmak gerekir” dedi.  Fas büyükelçisi Asya bin Salih el-Ulvi, Atlantik’teki tarihi ve kültürel bağlara dikkat çekti ve “Atlas Okyanusu yüzyıllar boyunca her zaman yoğun bir değişim alanı olmuştur. Ancak bu değişim sömürgecilik ve kölelik üzerinden olan acı bir değişim oldu. Batı’nın kültürel ve ekonomik hegemonyasının açtığı yaralar hala kapanmadı ve Güney ülkeleri varlıklarını ispatlamak için mücadele etmektedir. Kültürümüzü yeniden kurmak ve öfkelenmeden bağışlama ve uzlaşmaya geçmek zorundayız” dedi. Brezilyalı araştırmacı Paulo Paranagua, “Afrika, Amerika ve Avrupa arasında, kültür alışverişi dışında kalıcı bir yakınlaşma olmayacak” diyor ve ekliyor: “Ancak bugün, üç kıtada da politikaya duyulan bir güvensizliğe şahit oluyoruz. Kültürü yeniden merkezi önemine kavuşturmalıyız ancak bu uzak görünüyor. Brezilyada Afrika hakkında kaç tane uzman biliyoruz? Çok az. Afrikada, Latin Amerikada kaç tane? Neredeyse hiç kimse. Eğer birbirimizi tanımıyorsak, gerçek bir transatlantik yakınlığı nasıl kurabiliriz? Kalıcı bağları ve ortak bir kültürü nasıl oluşturabiliriz?” “Brezilya’nın geleceği” konulu oturumu izleyicilerin sorularıyla başladı. Bu soruların içinde Bolsonaro’nun başarılı olup olmayacağı ve Brezilya’nın geleceğinin ne olacağıyla ilgili sorular da vardı. Analistler bu konuyla ilgili şu yorumlarda bulundular: “ Hangi başkan seçilirse seçilsin Brezilya’nın pek çok alanda kökten reforma ihtiyacı var. Brezilya Amerika’dan çok Çin’e yönelerek çok taraflılıktan vazgeçemez.”

مشاركة :