Fas: Marakeş Atlantik Diyalogları Konferansı’da gündem mülteciler

  • 12/15/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

8’inci Atlantik Diyalogları Konferansı, Fas merkezli Yeni Güney için Politikalar Merkezi (The Policy Center for the New South - PCNS) tarafından ‘Kaos Döneminde Güney’ başlığı altında 66 ülkeden 500’ü aşkın katılımcıyla Marakeş’te gerçekleşti. İki gün süren konferansta katılımcılar görüşlerini enerji sorunlarının, iklim değişikliğinin, teknolojideki gelişmelerin, demokrasi krizinin ve mülteci meselelerinin ele alındığı 4 ayrı oturumda paylaştılar. Oturumlar enerji, iklim ve teknoloji sorunlarının kalkınma meseleleriyle bağlantılı olduğunu ve demokrasi krizi ile mültecilerin trajedileri konusunda kafa karışıklığı ve endişenin ne boyuta ulaştığını ortaya koyarken ‘Enerji ve İklim’ konulu oturumda, Afrikanın mevcut sorunlarla başa çıkma konusunda karşılaştığı güçlüklere odaklanıldı. Konferans katılımcılarından Senegal merkezli Akon Lighting Africa temsilcisi Thione Niang, Afrika’nın dünyadaki kaynakların yüzde 30’una sahip olduğunu ancak insanların hala evlerini aydınlatma yolları aradığını söyledi. Bu durumun ‘enerji kıtlığı’ konusunda Afrika’da bugün gelinen noktayı gözler önüne serdiğini vurgulayan Niang, “Bugün insanlarımız enerjiye erişemiyor. Fakat ben gençlerimizin Harvard Üniversitesi öğrencilerinin yaptıklarını yapabildiklerini görmek istiyorum. Ekonominin başını çekmek zorundalar. Eğer güneş enerjisine ihtiyacımız varsa önce bunun olmasını sağlamayalıyız. Milyonlarca genç, olmayan bir hayalin peşinde koşmak için denizlere açılıyorlar. Bunun önüne geçilmeli” ifadelerini kullandı. Öte yandan PCNS’den Francis Perrin Çin’in en büyük karbondioksit kaynağı olduğuna işaret etti. Perrin Çin’in ardından onu ABD, Avrupa, Hindistan ve Japonya’nın izlediğini sözlerine ekledi. Kanada merkezli Junex Merkezi’nde üst düzey stratejik danışman olan Andre Caille ise bir an önce kömürle çalışan enerji üreticilerinin durdurulması ve doğalgaza geçiş yapılması gerektiğini, aksi takdirde karbondioksit oranının 2 derece daha artacağını vurguladı. Aynı zamanda Afrikadaki insanların durumuna yardımcı olmak amacıyla için yenilenebilir enerji kaynakları geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Caille, bunun ancak Kuzey ve Güney Atlantik arasında bir işbirliği ile gerçekleşebileceğini söyledi. ‘Teknoloji, Refah ve Eşitsizlik’ başlığı altında gerçekleşen ikinci oturumda eski İspanya hükümeti başkan yardımcısı Maria Teresa Fernandez de la Vega, Avrupa’da kadınların bilişime olan katkısının yüzde 24 civarında olduğunu, ancak gelişmekte olan ülkelerde bu oranın UNESCO tarafından yayınlanan bir rapora göre yüzde 11,5 civarında olduğunu söyledi. Eşitsizlikle dünyanın dört bir yanında karşılaşıldığını ve yapısal bir sorun olduğunu ifade eden Maria Teresa Fernandez de la Vega, bilişim dünyasında kadınların azınlık olduğunu, fakat eşitlik olmadan ilerleme veya refahın olmayacağını kaydetti. Hindistan merkezli düşünce kuruluşu Observer Araştırma Vakfı’ndan (ORF) Sunjoy Joshi ise Hindistan’ın nasıl ‘bir bilişim ülkesi’ haline geldiğini anlattı. İnsanların ‘4.0 Sanayi Devrimi’ hakkında konuşmaktan hoşlandığını söyleyen Joshi, sanayi devrimlerinin emekleme aşamasında olduğunu söyledi. Bir başka katılımcı eski Senegal Cumhurbaşkanı Danışmanı ve eski Sandiara Belediye Başkanı Serigne Gueye Diop, teknolojiye erişimin toprakların elverişliliği düzeyinde yapılacak tarım çalışmalarında verimliliği artırarak yoksulluğun azaltılmasına yardımcı olabileceğini söyledi. Fransa merkezli Socio-Analytic Dialogue’un kurucusu Bruno Boccara ise teknolojinin ve özellikle de sosyal medyanın, narsistik hazza yönelik talebi artırdığını ve böylece insanlar arasındaki ilişkinin bu güdü ekseninde şekillenmeye başladığını söyledi. Boccara ‘teknolojinin bilinmeyen bir adım olduğu ve diğerini gerçek bir sorun olarak göremediği’ fikrine dayanarak içinde bulunulan sürecin ‘zararlı’ olduğuna dikkati çekti. Boccara, bilgi eksikliği ve sonunda ne olacağına dair endişelenmemenin daha kötü şeylere gebe olabileceği uyarısında bulundu. Öte yandan Addis Ababa Üniversitesi Barış ve Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (IPSS-AAU) Afrika Barış ve Güvenlik Programı Direktörü Michelle Ndiaye demokrasi krizinin en önemli nedenlerinden birinin popülizmin yükselişi olduğunu ve liberalizmin Afrika dahil dünyanın birçok bölgesinde işe yaramadığı sürece bu yükselişin devam edeceğini söyledi. Demokrasinin uygulandığını izlemek için kontrol mekanizmalarına ihtiyaç duyulduğunu belirten Ndiaye, “Afrika’da demokrasiye tıpkı Kuzey’de olduğu gibi farklı bir bakış açısıyla bakmamız gerekiyor. Afrika’yı demokratikleştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Paris Barış Forumu Yönlendirme Komitesi Başkanı ve Hint aktivist Trisha Shetty ise gençliğin haklarının ne olduğunu sorgulayarak başladığı konuşmasında, “Konferansa katılmam için davet edildiğimde ‘Kurumlarınız gençlere yer açmak ve siyasette sesimizi duymak konusunda ne kadar istekli?’ diye sordum. Genellikle yaşı, kendilerine saygı duyulması ve gençliğin sesinin bastırılması için bir bahane olarak kullanıyorlar” şeklinde konuştu. Fas’ın eski Dışişleri Bakanı ve Asilah Forumu Genel Sekreteri Muhammed Bin İsa ise şiddetin, insanların kendilerine oy verenler tarafından sömürüldüğünü hissettiğinde ortaya çıktığını söyledi. Ancak asıl sorunun demokrasinin demokratlara yani birlikte yaşama ve hukukun üstünlüğüne saygıyı benimseyen insanlara ihtiyaç duyduğuna işaret eden Bin İsa, ancak fakir ve cahil bir toplumda bunun mümkün olmadığını ve insanların artık kurumlara inanmadığını söyledi. ‘Mülteciler: Koruma ve Göçmenlik’ başlıklı oturumda ise Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Batı ve Orta Afrika Bölge Direktörü Richard Danziger, insan haklarının ve mülteci sisteminin zayıfladığı, bununla birlikte insanların devletin olmadığı bölgelerde hareket ettiği bir dönemin göçmen olmak için hiçte iyi bir zaman olmadığını söyledi. Avrupa Birliği (AB) Afrika’nın Sahel Bölgesi Özel Temsilcisi Angel Losada ise mülteciler için acil olarak müdahale edilmesi gereken trajik bir dönemden geçildiğini ifade etti. Losada, güvenlik sorununun mülteci meselesiyle başa çıkma konusundaki ana başlıklardan biri olmaya devam ettiğinin altını çizdi. Eski Senegal Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Birame Diop, mültecilerin kendilerini güvende hissetmeleri için, temel insani ihtiyaçlarının yanı sıra eğitim ve sağlık alanlarından da yararlanmalarının sağlanması gerektiğini vurguladı. Etiyopya Başbakanı Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Devlet Bakanı Tesfahun Gobezay Kinfie ülkesinin mültecilerle olan ilişkisine değinirken Mali merkezli Bamako Forum Başkanı Abdoullah Coulibaly Afrikadaki mültecilerin içinde bulunduğu zor koşulları özetleyen bir ifade kullanarak, “Hepimiz birer potansiyel mülteciyiz!” dedi.

مشاركة :