Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi, 3 Ocak’ta ülkenin güney bölgelerindeki otorite boşluğunu ele alırken, İçişleri Bakanı Fethi Baş Agha, güvenlik unsurlarının eğitimi için doğrudan uluslararası destek çağrısında bulundu. UMH, yılın ilk toplantısını başkent Trablus’ta Bakanlar Konseyi Divanı’nda gerçekleştirdi. Konseyin yerel düzeydeki en önemli gelişmeleri incelediği toplantıda, Libya’nın güneyindeki kriz de tartışılan ana konulardan biriydi. Bakanlar Konseyi medya ofisinden 3 Ocak’ta yapılan bir açıklamada, toplantıda temel hizmetlerin karşılanması gerekliliğinin yanı sıra güney bölgelerdeki güvenliğin ele alındığı belirtildi. Öte yandan İçişleri Bakanı Fethi Baş Agha, İngilterenin Trablus Büyükelçiliği yetkilisi Angus Mackey ile görüşmesinin ardından geçtiğimiz çarşamba günü yaptığı açıklamada, bakanlığın, güvenlik unsurlarının eğitimi ve bakanlığın kapasitesinin arttırılması hususunda doğrudan uluslararası desteğe ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Agha, İngiltere’nin hükümete verdiği destek ile önemli bir rol üstlendiğini söyledi. İngiliz yetkili ise ülkesinin ‘gerekli tüm araçları sağlamak, Serrac hükümeti ile yapıcı bir işbirliği kurmak ve Libya’nın karşılaştığı tüm zorlukları ele almak’ üzere hazır olduğunu belirtti. Diğer taraftan Birleşmiş Milletler (BM) misyonu, BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selamenin yardımcısı Stephanie Williams’ın 3 Ocak’ta Bakan Baş Agha ile düzenlediği toplantının, ‘Trablus’taki güvenlik düzenlemelerinin uygulanması ve başkentin güvenliği konusunda İçişleri Bakanlığı’nın yeni bir vizyon belirlemesi’ amacıyla uluslararası toplumun desteğine odaklandığını ifade etti. Aynı şekilde Williams, geçtiğimiz çarşamba günü de Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile BM misyonunun gelecek ay gerçekleştirmeyi planladığı ulusal forum hazırlıklarını ve güneyi istikrara kavuşturma yollarını görüştü. İçişleri Bakanı, kısa bir süre önce bakanlığın “büyük mali ve idari yolsuzluktan” mustarip olduğunu açıklamıştı. Fethi Baş Agha ayrıca, güvenlik birimleri ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı polisin silahlanma ve imkanları çerçevesinde büyük zayıflıklarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Bakan, DEAŞ tarafından Trablus’taki Dışişleri Bakanlığı binasına düzenlenen terör saldırısı sonrasında BM Güvenlik Konseyi tarafından Libya’ya uygulanan silah ithal etme yasağının, terörle mücadele kapsamında kaldırılması çağrısında bulundu. Geçtiğimiz ay gerçekleşen saldırı, iki kişinin ölmesi ve çok sayıda kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanmıştı. Öte yandan Serrac hükümeti Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz yılın sonlarında Bulgaristan tarafından kaçırılan tanker hususunda ilk kez Panama hükümeti ile işbirliği sağlandığını açıkladı. Bakanlık, geçtiğimiz çarşamba günü medya ofisi aracılığıyla yayınladığı bildiride, Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale’nin Panamalı mevkidaşı Isabel De Saint Malo de Alvarado’ya bir mektup gönderdiği ve Ulusal Denizcilik Şirketi’ne ait Badr isimli Libya tankeri meselesine ilişkin Libya’nın Panama Büyükelçiliği ile olan işbirliğine olan takdirlerini dile getirdiği belirtildi. Seyyale’nin Panama Dışişleri Bakanı’ndan Atina’daki Panama deniz yönetimi bürosundaki tankerin geçici kaydını iptal etmek üzere ülkesinin müdahalesini talep ettiği ifade edildi. Burgaz’daki Yüksek İdari Mahkeme, Badr isimli tankerin serbest bırakılması ve Libya’daki Ulusal Denizcilik Şirketi’ne teslim edilmesi kararı aldı. Ancak Bulgar makamları,tankerin adli karardan 1 hafta sonra teslim edilmesine izin verdi. Libyalı yetkililer ise, Bulgaristan tarafının Libya’nın lehine bir karara rağmen teslime ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığını duyurdu. Öte yandan Libya ulusal ordu sözcüsü Tuğgeneral Ahmed el-Mismari, tüm Libya topraklarında istikrar ve güvenliğin arttırılması çağrısında bulundu. El-Mismari, geçtiğimiz çarşamba günü düzenlediği bir basın toplantısında, ordunun terör örgütlerinin hareket haritasını bildiğini ve son saldırılarına yanıt olarak intikam operasyonu düzenleme planı yaptığını açıkladı. Sözcü, ordunun güvenlik kontrolünü sağlamaya çalıştığını vurgulayarak, yabancı şirketlerin petrol ve gaz sektörlerine yeniden yatırım yapmasını sağlamak için çaba sarf edildiğini vurguladı. Ahmed el-Mismari ayrıca, ordu güçlerinin yabancı yatırımları çekmek için Libya çölünü temizlemeye ve korumaya çalıştığına dikkati çekti. Sözcü, ordunun amacının yalnızca ülkenin doğusundaki Tobruk ve Derne’ye ulaşmak olmadığını, aksine tüm Libya topraklarını özgürleştirmek olduğunu belirtti.
مشاركة :