Iraklılar sivil bir yönetim istiyor

  • 1/7/2019
  • 00:00
  • 3
  • 0
  • 0
news-picture

Bağdat, yeni yılın gelişini en coşkulu bir biçimde kutlayan başkentlerden birisi olduğunu kanıtladı. Yılbaşı gecesinde sokağa çıkanların sayısının 4 milyon olduğu tahmin ediliyor. Bu sayı, Bağdat’ın nüfusunun yarısını geçiyor. Londra’da Thames Nehri’nin iki yakasında yeni yılın gelişini kutlayanların sayısının ise 100 bin civarında olduğu belirtildi. Belki de bu tahminlerde bir abartı var. Fakat Bağdat’taki kutlamalara milyonlarca kişinin katıldığı kesin. Yılbaşı kutlamalarıyla ilgili olarak Bağdat tarihinde ilk defa böyle bir şey meydana geliyor. Karrada, Cadriye, Mansur, Ziyona ve Azamiye gibi büyük mahallelerin caddeleri, erkek-kadın her yaştan yeni yılı kutlayanlarla doldu. Hatta kutlamalar, bazı ücra mahallelere kadar uzandı. Aynı şekilde Musul ve Basra gibi büyük kentlerde ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) içerisinde yer alan şehirlerde de dikkat çekici büyük kutlamalar yapıldı. Bunların yanında Necef, Kerbela ve Samarra gibi dini bakımdan kutsal sayılan şehirlerde de coşkulu kutlamalar düzenlendi.  Ramadi gibi muhafazakâr yapısıyla bilinen batı bölgesindeki şehirler de yeni yılı kutladı. Kısacası tüm Irak yeni yılı, ülke tarihinde benzeri görülmemiş bir şekilde karşıladı. Bunun arkasında bir sır yatıyor. Bu abartılı kutlamalar, Iraklıların Irak Müftüsü Mehdi es-Sumaydai ile Şii Vakfı Başkanı Ala el-Musevi’ye gönderdiği bir mesajdır. Zira Irak Müftüsü ve Şii Vakfı Başkanı, Noel’de Hıristiyanları tebrik etmenin ve yeni yılın gelişini kutlamanın haram olduğunu açıkladı. Bu açıklama Iraklıları özellikle de ülkenin kötü durumundan bezmiş genç nesli öfkelendirdi. Bu anlamlı mesaj aynı zamanda, Sünni ve Şii din adamlarının yanı sıra muhafazakâr dini kurumlara, partilere ve 15 yıldır Irak toplumunun sivil yaşamını ve seküler eğilimini yok etmeye çalışan siyasal İslam milislerine de gönderildi. Yahudilerin ve diğer dini grupların yanı sıra Hıristiyanların Müslümanlarla birlikte yaşadığı büyük şehirlerdeki halk, Hıristiyanları ve diğer azınlıkları kendi bayramlarında tebrik ediyor. Gayrimüslimler de Müslümanlara yönelik kendi dini bayramlarında aynı davranışı sergiliyor. 20’inci yüzyılın başında modern Irak devletinin kurulmasından bu yana bizzat Iraklı Hıristiyanlar ve Yahudiler, şehirlerdeki sosyal yaşamda önemli rollere sahipti. Onlardan doktor, öğretmen, mühendis ve esnaf olanlar vardı. Yine onların arasında entelektüel, aydın, gazeteci, sanatçı ve politikacı bulunuyor. Onlar, Mısır ve Lübnan’ın kalkınmasına paralel olan Irak’ın kalkınmasına destekte bulundular. Iraklılar, kendi bayramlarında Hıristiyanları ve diğerlerini tebrik etme, hatta bu bayramlara katılma noktasında herhangi bir duyarlılık göstermedi. Dinlerine bakılmaksızın 20’inci yüzyılın ortalarına kadar entelektüellerle sınırlı kalan yılbaşı kutlamaları ise 1960’ların ortasından itibaren genişlemeye başladı. Diğer Arap ülkelerinden önce Irak’ta 1956 yılında başlayan televizyon yayınları, yılbaşı kutlamalarının yayılmasına katkıda bulundu. 1970’lerde ve sonrasında Noel ve yılbaşı kutlamaları, sadece Hıristiyanların ve Müslümanların evinde değil, o dönemde başkent Bağdat’ta ve diğer büyük şehirlerdeki kulüplerde de kutlanmaya başlandı. Büyük sanatçılar ve müzisyenler sabaha kadar devam eden kutlamalar yapıyordu. Kutlama yerleri ve tarihleri, günlük gazeteler aracılığıyla duyuruluyordu. 2003 yılından sonra kendisini Saddam Hüseyin’in vahşi diktatörlüğüne alternatif olarak sunan yeni rejimle birlikte Hıristiyanlar ve diğer dini azınlıklar, ülkenin daha önce şahit olmadığı ayrımcılık politikasına maruz kaldı. Hâkim siyasal İslam grupları, ayrımcılığı pekiştirdi. Bundan dolayı yüz binlerce Hıristiyan, Irak dışına ya da IKBY’e göç etti. Hıristiyanlar ve diğerleri, kendilerine karşı yürütülen kampanya nedeniyle gayrimenkullerini ve işlerini terk etti. Daha sonra hâkim güçlerin ve unsurların söz konusu gayrimenkulleri ele geçirip düşük fiyatlarla sattığı ortaya çıktı. Yine Hıristiyanlar, Irak’ta faaliyet gösteren el-Kaide ve DEAŞ gibi terör gruplarının doğrudan hedefindeydi. Bağdat, Basra, Musul ve diğer şehirlerde meydana gelen intihar saldırılarıyla pek çok kilise yıkıldı. Irak yönetimi, Hıristiyanlara karşı yürütülen kampanyayı durduramadı. Fakat Iraklıklar özellikle de aydınlar, Irak yönetimini şiddetli bir şekilde kınadı. Birçokları, empati kurarak Hıristiyanlarla dayanışma içine girdi. 2003 yılından sonra yönetime hâkim olan siyasal İslam güçleri ve muhafazakâr dini kurumların popülerliği, idari ve mali yolsuzluğun yayılmasından, başarısız devlet yönetiminden ve insanların öfkelenmesinden dolayı son yıllarda çok fazla geriledi. Bu durum, çoğu seçmenin boykot ettiği son parlamento seçimlerinin (Mayıs 2018) sonuçlarında ve 2011’den beri tekrarlanan protestoların uzantısı olan Irak’ın güney ve orta kesimlerindeki Şii şehirlerinde yoğunlaşan büyük protesto hareketinde net bir şekilde ortaya çıktı. Yine Irak’taki efsanevi yeni yıl kutlaması, halkın din adamlarına, muhafazakâr kurumlara ve siyasal İslam partilerine gönderdiği güçlü bir mesajdır. Mesaj, Iraklıların dini/muhafazakâr bir yönetim istemediklerini, aksine laik ve sivil bir yönetim istediklerini net bir şekilde dile getiriyor. Şii Yüksek Dini Otorite, bunu çok iyi anladı. Şii Dini Otorite, diğerleriyle karşılaştırıldığında nispeten ılımlı bir kurumdur. Dini lider Ali Sistani, Irak Müftüsü’nün ve Şii Vakfı Başkanı’nın açıklamalarına zıt bir fetva yayınladı. Geçtiğimiz Cuma günü Ali Sistani’nin en önemli temsilcilerinden biri olan Kerbela hatibi, Sistani’nin fetvasına destek verdi. Hatta Kerbela hatibi, yasaklamaya yönelik fetvaları tenkit ederek bunun iç barışı tehdit eden büyük bir hata olduğunu söyledi. Siyasal İslam partileri ve muhafazakâr kurumlar, başarısız politikalarını değiştirmek için yılbaşı mesajının içeriğini kesinlikle anlamaya çalışmayacak. Bunun tek bir sonucu olacak: Siyasal İslam partileri ve muhafazakâr kurumlar, şu anki krizden daha büyük bir krizle karşı karşıya kalacak.

مشاركة :