ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton başkanlığındaki bir Amerikan delegasyonu bugün Ankara’da Suriye’den çekilmeye ilişkin görüşmelerde bulunuyor. Koordinasyona ilişkin olarak ABDnin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ve ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford da sürece dahil olmuş durumda. ABD delegasyonu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Türk yetkililer arasındaki görüşmelerde üç ana konu üzerine odaklanılıyor. Bunlar, geri çekilmenin koordine edilmesi, DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasının önlenmesinde Türkiyenin rolü ve ABD’nin YPG’ye ilişkin tutumu. Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) ana omurgasını teşkil eden YPG, Ankara ile ABD arasındaki yol haritası uyarınca DEAŞ ile mücadelesinde ve örgütün bölgeden çıkarılmasında ABD’nin müttefiki konumunda. ABD delegasyonunun ziyareti, Washington’ın “Türkiye’nin YPG’ye güvence vermesi gerektiği” konusundaki açıklamalarının ardından oluşan gergin bir atmosferde gerçekleşiyor. Ankara, Suriyenin kuzey ve kuzeydoğusundaki YPG varlığını ortadan kaldırmaya çalışıyor ve Suriyenin kuzeyindeki ve Fıratın doğusundaki askeri operasyonlarda Washington ile koordine olunması gerektiğini dile getiriyor. Ankara, Bolton’ın pazar günü İsrail’de yaptığı açıklamalara yönelik öfkesini dile getirdi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Boltonın sözlerini takiben yaptığı açıklamada ABD’nin Ankara’nın Suriye’deki Kürtleri hedef aldığı ithamlarının ve ABD’nin geri çekilmesinden önce YPG’nin korunması gerekliliğinin mantıken kabul edilemeyeceğini söyledi. Bolton geçen hafta YPG hakkında açıklamalarda bulunmuştu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da ABD’nin Suriye’deki Kürtlerin Türkler tarafından öldürülmesine ilişkin endişelerine dikkat çekerek aynı tutumu dile getirmişti. Söz konusu açıklamalar Ankara tarafından öfkeyle karşılandı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, YPG’nin bir müttefik olarak tanımlanmasını reddettiklerini belirterek Pompeo’nun açıklamaları hakkında “Üslup ve içerik açısından rahatsız edici ve kabul edilemez” değerlendirmesinde bulundu. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da Türk ordusunun bölgede süren mücadelesinin "teröristlere" yönelik olduğunu vurguladığı açıklamasında şunları söyledi: “TSKnın mücadelesi yüzyıllardır aynı coğrafyayı, aynı ekmeği paylaştığımız Kürt kardeşlerimizle değildir. Bizim mücadelemiz, bölgede başta Kürt, Arap ve Türkmen kardeşlerimiz olmak üzere tüm etnik ve dini topluluklar için tehdit teşkil eden PKK/YPG ve DEAŞlı teröristlerledir.” Bolton, Kürtlerle ilgili yorumlarının yanı sıra ABD’nin Suriye’den çekilme niyetine ilişkin şüphelerden dolayı medyanın da eleştirileri ile karşı karşıya kaldı. Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas “Ey Bolton... Biz Türkler bu coğrafyada oldum olası varız. Kürtlerle, Araplarla, Yahudilerle, Rumlarla ve sayısız diğer milliyetlerden ve dinlerden insanlarla birlikte varız. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana da, Kürtlerle, Çerkezlerle, Lazlarla ve diğer topluluklarla birlikte yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Pompeo’nun Türkiyenin Kürtleri katledeceğine dair endişelerini dile getirdiği açıklamalarına yönelik eleştirilerde bulunan Barlas konuya dair yaptığı değerlendirmenin devamında şunları aktardı: “Bugün Suriyedeki terör örgütleri üyelerinin can güvenliğini endişe konusu yapmadan önce Japonyaya nasıl iki tane atom bombası attığınızın hesabını verseniz, ya da Irakı işgal edip bu ülkeyi hem böldüğünüzü, hem de milyonlarca insanın ölümüne sebep olduğunuzu hatırlasanız daha doğru olmaz mı?” Amerika Kürtlerin hamisi rolü ile Oscarı alır mı bilemiyorum... Ama bu Bolton ve bu Pompeo, herhalde en kısa zamanda geçmişteki akılsız benzerleri gibi Trump tarafından kovulurlar.” Türk güvenlik güçleri pazartesi günü Suriye sınırı yakınında 191 kilo patlayıcı ele geçirdi. Yapılan açıklamada patlayıcıların Mardin’in Suriye sınırına yakın olan Kızıltepe ilçesine bağlı Şenyurt mahallesinde bulunduğu belirtildi. Patlayıcıların İl Emniyet Müdürlüğü tarafından PKK ve YPG birimlerinin faaliyetlerinin izlenmesi sonucunda ele geçirildiği kaydedildi.
مشاركة :