Hizbullah, daha önce Hariri hükümetlerine güvenoyu vermeme tavrını bırakarak önceki gün üçüncü Saad Hariri hükümetine güvenoyu verdi. Bazıları Lübnan iç siyasetine önem veren Hizbullah’ın bu yeni yaklaşımının seçimlerden önce başladığını söylerken bazı Hizbullah karşıtları ise örgütün Lübnan’ı ele geçirme siyasetinin bir parçası olarak görüyor. Yeni hükümetin bazı unsurları hükümeti “Hizbullah hükümeti” olarak nitelendiriyor. Eski milletvekillerinden Boutros Harb, Lübnan siyasetinin üçte ikisini elinde tutan örgütün Lübnan’da iktidar olduğunu vurguladı. Bu görüşü Hizbullah karşıtı siyasi yorumcu Ali el-Emin de paylaşıyor. Emin, yapacaklarına herhangi bir muhalefetin yokluğunda, istediklerini yapacakları bir hükümete güvenoyu vermelerinin doğal olduğunu düşünüyor. Öte yandan Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen Kasım el-Kasir, bu değişikliği Hizbullah’ın İsrail savaşı ve Suriye’de verilen “direniş”e yeterli derecede odaklandıktan sonra Lübnan iç siyasetine öncelik vermesinin bir sonucu olarak görüyor. Zira Lübnan’ın çeşitli toplumsal kesimlerinde ekonomik ve sosyal sorunlardan mustarip bazı kesimler homurdanmaya başlamıştı. Hizbullah’ın siyasetini değiştirdiği söylemlerini garipsediğini söyleyen Emin, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Hizbullah’ın Lübnan siyasetinde Temsilciler Meclisi’nden Cumhurbaşkanlığı’na kadar ipleri eline almaya çalıştığını söyledi. Hizbullah ve müttefiklerinin koydukları şartlar onaylanmadığı için 9 aydır kurulamayan hükümete, istekleri yerine geldikten sonra doğal olarak güvenoyu verildiğini belirtti. Hizbullah, daha önce de Şii bakanlıkların paylaşılması konusunda müttefiki olan Emel lideri Nebih Berri ile anlaşarak, Bakanlar Kurulu’na girmişti. Bu nedenle Hizbullah ilk kez hükümette bulunmuyor. Ancak buna rağmen el- Kasir’e göre “Hizbullah bu kez reform çalışmalarında pay sahibi olmak ve diğer gruplarla olan mücadele sürecine katılmak için tam bir planlamayla hükümete katılmış oldu.” Buradan hareketle el-Kasir, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte önümüzdeki süreçte Hizbullah için artık tahammül edilemez ekonomik şartlarda “Direniş”in önemini göstermek oldukça önemli olacak. El-Kasir ayrıca Hizbullah’ın Temsilciler Meclisi’nde Ketaib Partisi vekilleri ile Nevvaf el-Musevi arasındaki ihtilafı itirazlar öne sürerek kontrol altına almaya çalışıyor. Ve bu durumu, “mümkün olduğunca iç anlaşmazlıklardan kaçınmak ve reform çalışmaları ile yolsuzluğa karşı mücadeleye yoğunlaşmak” şeklindeki politikasının kapsamında değerlendiriyor.
مشاركة :