Özgür Vatansever Hareketi (ÖVH) Genel Başkanı Cibran Basil, kendisini 2022 yılında cumhurbaşkanlığı yarışında rekabet edebilecek Hıristiyan bir lider olarak görüyor. Bu nedenle Hizbullah’la 12 yıldır devam eden ittifakının gereksinimleri ile Hıristiyanları kışkırtma girişimleri arasında denge kurmaya çalışıyor. Dışişleri Bakanı, son haftalarda geçici hükümette Hizbullah’la ilişkilerine olumsuz yansıyan iki sınavdan geçti. Bu da her iki tarafı sorunlara acil olarak çözüm bulmak için harekete geçmeye sevk etti. Basil’in son zamanlarda yeniden ortaya çıkan sorunu ifade etmek için Sünni-Şii sorununa itimat etmesi, Hizbullah’ın kesinlikle hoşuna gitmedi. Hizbullah’ın Sünni müttefiklerinden birisinin bakan olarak temsil edilmesi yönündeki ısrarının ardından bu sorun hükümetin kurulmasını halen engelliyor. Kaynaklar, bu durumun Hizbullah’ı çok rahatsız ettiğini duyurdu. Nitekim Hizbullah, Lübnan’da herhangi bir Sünni-Şii çatışmasından kaçınmak için büyük çaba sarf ediyor. Bu da Hizbullah’ın 2012 yılında Suriye’de çatışma alanına girmesinin ardından Hizbullah ve Müstakbel Hareketi’ni “anlaşmazlığı tespit etme” politikasını izlemeye sevk etti. Şarku’l Avsat’a açıklama bulunan kaynaklar, Hizbullah yönetiminin Sünni-ÖVH çerçevesinde yeni hükümet sorununu yeniden gözden geçirmesi gerektiği yönünde Basil’e temennide bulunduğuna işaret etti. ÖVH lideri, yaklaşık 14 gün önce Hizbullah Genel Sekreteri’yle yaptığı görüşmenin ardından buna karşılık verdi. Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Başbakan Saad Hariri’nin 8 Mart Sünnilerinin bakan yapılması meselesine yönelik tutumunu açık bir şekilde desteklemesinin ardından Nasrallah ve Basil görüşmesi, Avn’ın tutumunu değiştirmeye sevk etti. Dışişleri Bakanı, son ziyaretinde 6 milletvekilinin temsil edilmesine yönelik krizin çözülmesi için girişimlerde bulundu. ÖVH Başkan Yardımcısı Rommel Saber, Şarku’l Avsat’a ÖVH’nin tutumunun net olduğunu söyledi. Bu tutumundan vazgeçmeyeceğini, bunun için 6 milletvekilinin bir blok oluşturarak hükümet içerisinde temsil edilmesinin talep edildiğini, Basil’in son ziyaretinin iki temel kurala dayandığını, herhangi bir tarafın etnik temsiliyeti tekeline almaması karşılığında 6 milletvekilinin yeni bir blok oluşturması gerektiğini aktardı. Saber, “Bugün top, bizim sahamızda değil, karşı takımın sahasındadır” ifadelerini kullandı. Saber, Hizbullah’la olan sağlam ilişkiye vurgu yaparak ilişkilerin çok iyi olduğunu belirtti. Saber, “Görüş farklılıkları olabilir. Fakat bu görüş farklılıkları stratejik konularda değil, taktiksel konularda ortaya çıkıyor. Genelde bu görüş farklılıkları, kardeşler arasında vuku buluyor” açıklamasında bulundu. Basil-Hizbullah ikilisi şu ana kadar hükümet sınavını başarılı bir şekilde geçti. Fakat bu ikili, Basil’in Matn ve Keservan arasındaki el-Kelb Nehri bölgesine Suriye ordusunun 2005 yılında Lübnan’dan ayrılışını simgeleyen hatıra tablosu koyma çağrısını henüz çözemedi. Verilere göre Hizbullah, böyle bir süreçte Basil’in bu çağrıyı yapma kararına şaşırdığını ifade etti. Milletvekili Edy Maalouf Cuma günü Matn Kaymakamlığı’na bir dilekçe yazdı. Maalouf dilekçede el-Kelb Nehri’ndeki kayalığa hatıra tablosunun yeniden yerleştirilmesine izin verilmesini talep etti. Maalouf, Twitter hesabından dilekçenin fotoğrafını yayınlayarak şu ifadeleri paylaştı: “Çatışma çıktığında ön sıralardaydık. Çatışmanın nedenleri ortadan kaybolduğunda uzlaşma cesareti gösterdik. Şerefli bir şekilde mücadele ederek uzlaşıyoruz.” Daha önce de milletvekili Chawki Daccache söz konusu hatıra tablosunun yerleştirilmesi için Keservan Kaymakamlığı’ndan izin talep etmişti. Güçlü Lübnan bloğundaki milletvekili Hikmet Dip, hedefin aynı olmasından dolayı dilekçeyi yazanın Maalouf ya da Daccache’nin olmasının sorun olmadığını belirtti. Dip, Şarku’l Avsat’a şu açıklamalarda bulundu: “2000 yılında İsrail’in Lübnan’dan çekildiğine dair bir tablo yerleştirdiğimiz gibi Suriye’nin çekilişini de simgeleyen bir tablo yerleştirmeliyiz. İsrail düşman, Suriye dost olsa da dostun Lübnan’daki varlığı işgal niteliğindeydi. Lübnan’ın sevinç ve mutlulukla dolduğu bu siyasi anı ölümsüzleştirmek için bir hatıra tablosu konulmak isteniyor.” Aynı bağlamda Güçlü Lübnan bloğundaki milletvekili Antoine Pano da şu açıklamalarda bulundu: “Dışişleri Bakanı Basil, o dönemde Suriye ordusunun işgal ordusu olduğu düşüncesinden hareketle böyle bir çağrı yapmıştır. Ancak şunu yeniden ifade etmeliyim ki Hizbullah’la olan ittifakımız Hizbullah’a tabi olduğumuz anlamına gelmiyor. Bu noktadan hareketle görüşlerimizi açık ve serbest bir şekilde ifade edebiliriz.” Hizbullah konusunda uzman olan yazar ve politik analist Kasım Kasir, ÖVH ve Hizbullah arasındaki anlaşmazlığın ilk defa meydana gelmediğini dile getirdi. Kasir, her iki tarafın da bugünkünden daha zor sınavlardan geçtiğini ve iletişim kanalları sayesinde bu zorlukları aştıklarını belirtti. Kasir, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Hizbullah’la ilişkisine büyük önem vermesine rağmen Basil’in Hıristiyanlara ve Avn’a yönelik ihmal edemeyeceği hassasiyetler var. Suriye’nin varlığı meselesi bu hassasiyetlerden birisidir ki ÖVH bunu işgal olarak görüyor. Buna karşılık Hizbullah, rahatsızlığını açık bir şekilde dile getirmemeye büyük özen gösteriyor ve sorunları yakından takip ederek açık iletişim kanallarıyla doğrudan ve acil bir şekilde çözmeye çalışıyor.”
مشاركة :