Dünya yeni bir Soğuk Savaş’ın eşiğinde mi?

  • 2/22/2019
  • 00:00
  • 7
  • 0
  • 0
news-picture

‘Dünya yeni bir Soğuk Savaş’ın eşiğinde mi?’ sorusu son gelişmelerden sonra sıklıkla soruluyor. 1987 tarihinde yapılan ve Avrupa için güvenlik kaynağı görünen orta menzilli nükleer silah anlaşması iki devlet arasındaki karşılıklı gerilimin ardından ölüm döşeğinde gibi görünüyor. Konunun derinliğini anlamak için dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan ve Sovyet lideri Mikhail Gorbaçov’un 8 Aralık 1987de Beyaz Sarayda imzaladığı anlaşmayı hatırlamalıyız. Her iki devletin elinde bulunan kıtalararası nükleer füzeler caydırıcıydı. Kapsamlı bir nükleer savaştan uzak duruldu çünkü bu bir tarafın tamamen yok olması anlamına geliyordu. Bununla birlikte bu korku dengesi, geleneksel bir savaş taktiği olarak kullanıldı. Bu noktada Sovyetler Birliği’nin tükenen ekonomisi nedeniyle biraz nefes almak için orta menzilli nükleer silah anlaşmasına ihtiyacı vardı. Bu anlaşmadan en çok yararlanan ise Avrupa oldu. Zira sahip olduğu coğrafya onu geleneksel savaşların tiyatro sahası olmasına imkan tanıyordu. İki taraf toplamda 2692 füzeyi ortadan kaldırdı. Anlaşma uyarınca, menzili 500 ile 5 bin 500 kilometre arasında olan karadan havaya orta menzilli füzelerin yasaklanması öngörülüyordu. Ancak anlaşmanın ihlal edilmesiyle ilgili karşılıklı suçlamalar Obama döneminde başladı ve radikal kararlar almasıyla bilinen Trump döneminde de sürdü. Trump’ın karşısından ise asker tabiatlı Putin bulunuyor. Daha önce anlaşmadan çekilme tehdidi yoktu ancak Trump anlaşmadan 6 ay sonra çekilme niyetini açıkladı. Dünya, güvenliği sağlayan bu anlaşma olmadan Temmuz ayına girecek ve iki ülke arasında silahlanma yarışı başlayarak karşılıklı tehditler savrulacak. Trump, bu anlaşmadan çekildiğini açıkladığında şunları söylemişti:  “Rusya’nın kanun dışı füze kabiliyetlerini geliştirmesine karşılık NATO ve müttefiklerimizle birlikte askeri müdahale yeteneğimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Rusya’nın da bu açıklamaya cevaben tehdit dolu bir mesaj yayınladı. Soğuk Savaş Bu atmosfer dünyanın ABD ve Sovyet nüfuzu arasında taksim edilerek kamplaştığı soğuk savaş durumunu hatırlatıyor. Onlarca yıldır dünya nükleer ve konvansiyonel silahlar için yaklaşık 6 trilyon dolar harcadı. 60’lı yıllarda Amerika 30 binden fazla nükleer savaş başlığı üretirken, Rusya’nın 40 bin savaş başlığı bulunuyordu. Dünyanın çeşitli yerlerinde vekalet savaşı başladı. Bu durum Sovyetler Birliği’nin çökmesi ve tek kutuplu dünyanın oluşmasına neden oldu. İki taraf arasındaki anlaşma sonucunda nükleer başlıklar 4 bine düşürüldü ancak bu rakam hala çok yüksek. Bilimsel araştırmalar dünyanın çeşitli bölgelerinde patlatılacak 100 nükleer bombanın dünyanın sonu olacağını gösteriyor. ABD Başkanlarından Bill Clinton zamanında Savunma Bakanı olan William Perry, dünyanın şans eseri yıkıcı bir nükleer savaştan kurtulduğunu söylemiş ve eklemişti “nükleer silahlanmayı kazanmanın tek yolu vardır o da bu yarışa girmemek” Ancak Trump ve Putin bu nasihate uymadı. Özellikle NATO askerleri Rusya sınırına yaklaşırken bu anlaşmanın iptal edilmesine yeşil ışık verildi.  Siyasi yorumcu Tom Collina olup bitenle alakalı şunları söyledi: “Karayolunda hız sınırının 65 km olduğunu düşünelim. Rusya hıza 75’ten başlar. Hız sınırını iptal edersek Rusya hıza 125’ten başlar. Bu daha mı iyi?” Balistik Füze Antlaşması ile ilgili olarak bahsedilmesi gereken bir konu var. 1980lerde, Ronald Reagan yönetimi, Rusyayı anlaşmayı ihlal etmekle suçlamasına rağmen anlaşmadan geri çekilmedi. Moskova’yı anlaşmanın şartlarına uymaya zorladı. Reagan, 1985’te “nükleer savaşın kazanılamayacağını ve hiç savaşılmaması gerektiğini” söylemişti. Bu nedenle krizden çıkmanın ve dünyanın hararetini yükseltecek nükleer savaşlardan uzak durmanın yolu tekrar diplomatik yola geri dönmektir.

مشاركة :