Lenderking: ABD Süleymani gibi liderler tarafından yönetilen İran halkına sempati duyuyor

  • 3/31/2019
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

ABD Körfez İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Timothy Lenderking Londradaki İngiliz Parlamentosundan birkaç adım uzaklıkta bulunan ünlü Four Millbank binasında Şarku’l Avsat’ın sorularını yanıtladı. Herkesin İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) çıkışına (Brexit) odaklandığı bir atmosferde 26 yıllık diplomat Lenderking farklı bir konuya değindi. Lenderking ile Yemen’deki son durumu konuşmak, krizi gizli ve açıklanmamış raporlarla izleyen bir diplomatla konuşmak gibi değildi. Henüz 21 Mart’ta Yemen’in başkenti Aden’den dönen bir diplomatla konuşmak çok daha farklı bir durumdu. Bununla birlikte Lenderking, Yemen’de 2014 yılında gerçekleşen Husi darbesinden bu yana ABDnin Yemen Büyükelçisi Matthew Toler’ın ardından ülkeyi ziyaret eden en kıdemli ABD’li yetkili. Vakti oldukça kısıtlı olan Lenderking’e birçok soruyu soramasak da bugünlerde Yemendeki en sıcak konu başlıkları (Stockholm anlaşmaları) ve diğer bir takım konular hakkında konuştuk.Askeri baskıYemen’de siyasi çözüm söz konusu olmazsa askeri çözümü destekler misiniz? Askeri çözümü desteklemiyoruz. Çatışmanın askeri bir çözümle sona ereceğini de düşünmüyoruz. Bununla birlikte tarafların çatışmaları sürdürme ve uzun bir süre daha böyle devam etmemeleri için uğraşıyoruz. Bununla birlikte nihai çözümün, zorlu meselelerle ilgili görüşmeler yapmak, taviz vermek ve ülkedeki yabancı güçlerin müdahalesini asgari düzeyde tutmakla mümkün olabileceğine inanıyoruz. Böylece Yemenliler gelecekleri hakkında çok önemli kararlar alabilirler.Siyasi çözüm başarılı olmazsa ne olur? Herkes taraflardan birinin uyum göstermediğini biliyor. Husilerin özellikle Eylül 2018’de Cenevre toplantısına katılmaktan nasıl kaçındığı ortada. Askerler Hudeyde Limanı önlerine gelmişken Stockholme gelmediler mi? Bu doğru. Husiler üzerindeki askeri baskı kabul edilebilir ve bizim açımızdan oldukça uygun. Ancak bu, askeri çözümü desteklediğimiz anlamına gelmiyor. Eğer bu durum Husileri masaya oturmaya zorlayabilirse bunu anlayabiliriz.Stockholm’ü kim engelliyor? ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili Lenderking Stockholm’de yaşananlarla ilgili şunları söyledi: “Hem ABD yönetimi, hem de Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İngiltere gibi bölgesel ve uluslararası güçler düzeyinde Yemendeki siyasi çözümü destekleyen güçlü bir siyasi irade var. Bununla birlikte Kuveytteki müzakereler yeniydi, fakat maalesef işe yaramadı. Stockholm, Yemen hükümeti ve Husileri bir araya getirmek için bir sonraki fırsattı. İsveçte olumlu hava hakimdi. ABD’yi temsil eden elçi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) beş daimi üyesinin temsilcilerinden oluşan bir grupla birlikteydim. Her iki taraf da siyasi çözümle ilerlemede olumlu bir rol oynadı. Bu nedenle sonuçlar olumluydu. Fakat o tarihten bu yana, üzerinde anlaşmaya varılanlarla ilgili harekete geçme konusunda bir takım zorluklar yaşandı ve açıkçası her iki taraf da başarısız oldu. Ancak nihai soru, Husilerin siyasi sürece bağlı kalıp kalmayacaklarıydı. Husilerin bu süreci mantıklı bir sonuca varmak için destekleyecek siyasi iradeleri var. Bununla birlikte sadece ateşkes için değil, hükümet kurumlarını iade edip, ülkedeki insani felaketlerle başa çıkabilecek yeteneğe de sahipler.”Husilerin Stockholm Anlaşması’nın başlıca dezavantajlarından biri olduklarını düşünüyor musunuz? Söylediğim gibi, iki tarafın da çıkarları için işbirliği yapmadığı zamanlar oldu. Husi tarafının verdiği sözlerin bir takım soruları gündeme getirdiğini belirtmiştim. Örneğin, Hudeyde Limanı’ndan çekilme konusunu ele alalım. İsveçte bu konuda bir takım kararlar alındı. Fakat birkaç gün önce geri çekilmek istemediklerini beyan ettiler. Oysa her iki taraf da bir takım tavizler vermeli. En büyük sorun, İran’ın nüfuzunun kapsamı ve Tahranın niyetleri. Bize göre, bunun etkileri son derece kötü ve uzun süreli. İran’ın Suudi Arabistan ve BAE’nin altyapısına yönelik roket saldırıları ve büyük zayiatlar verdirme gibi olumsuz davranışları, Husilere yardımcı oluyor.  Yemende barış arayanlar, bu süreç ve davranışlarla nasıl ilişkilendirilebilir?İranı frenlemek “Bize göre son yaptırımlar İran yönetimini her zamankinden daha fazla yıprattı.” diyen Lenderking, Washington’un İran’da devletin altyapısını tahrip etmek istemediğini ve ABD’nin Lübnan’da Hizbullah, Suriye’de ise Esed rejimini destekleyen Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani gibi liderlerin yönettiği İran halkına sempati duyduğunu belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun birkaç gün önce gerçekleştirdiği Beyrut ziyareti sırasında Hizbullah’ın Lübnan üzerindeki etkisine tanık olduğunu belirten Lenderking, Pompeo’nun uluslararası toplum ve Lübnan hükümetinin böyle olumsuz bir müdahaleyi kabul edememesi gerektiğini söylediğine dikkati çekti.Lenderking, İran’ın Yemen üzerindeki etkisiyle ilgili olarak ise şunları söyledi: “İranlıların çatışmayı uzatmak için tüm araçları kullandıklarını görüyoruz. Önceliklerimizin başında Yemen halkı olmalı. Çatışmaların nasıl sona ereceğini, devlet hizmetlerinin nasıl yeniden başlayacağını ve çatışmaların, istikrarsızlığın neden olduğu çözülemeyen insani krizlerin nasıl çözüleceğini düşünmeliyiz.”Yemen’deki çözümü siyasi değil insani tarafla değerlendirecek ve bu krize neden olan darbeyi sonlandıracak Batılı ülkeler var mı?  Yemen’deki ekonomik durumun darbeden önce de iyi olmadığını düşünüyorum. Fakat darbe kesinlikle bu sorunu daha da ağırlaştırdı. Husi darbesi, özellikle Yemen toplumunun geniş kesimleri, sivil toplum kuruluşları, insan hakları örgütleri ve Orta Doğudaki birçok ülkeden kadın derneklerinin de katıldığı ümit verici sonuçlar veren ulusal diyalogun tam ortasında yaşandı.İkinci tur Ürdün’de İsveç’teki toplantının sonuçalarına ilişkin askeri ve güvenlik liderleri ile belki de nihai çözüme götürecek danışma toplantıları yapıldığını duyduk... Stockholm Anlaşması’nın sonucuna bakılmaksızın doğrudan ikinci bir görüşme turu yapılmasını destekler misiniz? Tarafların İsveçte alınan kararları tamamlamak üzere bir araya gelmelerini şiddetle destekliyoruz. Fakat Aralık ayında alınan kararların yerine getirilmediği bir dönemde yeniden müzakerelerin yapılmasıyla ilgili konuşmak için henüz çok erken. Bu nedenle, BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths ve ekibinin kararlaştırılan yeniden konuşlandırma ve mahkum değişimini gerçekleştirme çabalarını şiddetle destekliyoruz. Bunların sahada gerçekleştiğini görmek istiyoruz. Ardından görüşmeleri tamamlamak için tarafları tekrar masaya çağırabiliriz.Peki ya anlaşma yapılmazsa, doğrudan ikinci tura başlanmasını destekler misiniz? Taraflar, iyi niyet göstermeliler. Hudeyde Limanı’nı yeniden faaliyete geçirme konusunda mutabık kalmalılar. Olması gereken de bu. Fakat Yemen Özel Temsilcisi Griffiths, farklı bir rota kullanmak isterse, o zaman onunla ve diğer taraflarla konuşup çabalarını nasıl destekleyeceğimize bakarız. Şuan sadece Stockholm’de alınan kararlara tam uyum sağlanması konusuna odaklanıyoruz.Yemenli taraflar Washingtonun Yemende belli bir tarafı desteklemediğini vurgulayan Lenderking, BM’nin Özel Temsilci Griffiths’in öncülüğünde gerçekleştirdiği çabaların bir parçası olmak isteyen taraflarla ortak olmaya çalıştıklarının altını çizdi. Yemen’de aktif bir temsilciliğe sahip olmadıklarını ve bu durumun normal bir şekilde iletişim kurmalarına imkan vermediğine dikkati çeken Lenderking, “Ancak, Aden’e yaptığım son ziyaretimde de olduğu gibi Başbakan ve hükümet üyeleriyle görüşmek üzere Yemen’e gidebiliyoruz. Taraflarla bu şekilde iletişim kuruyoruz. Ancak belli bir tarafı desteklemiyoruz. BM liderliğindeki süreci desteklemek için farklı güçlerden siyasi liderler arasında en büyük birlik, bağlılık ve desteği oluşturmak istiyoruz. Yemenin Ulusal Kongre Partisi gibi siyasi güçleri, ülkede önemli bir yere sahip ve Yemen halkının büyük kesimlerini temsil ediyorlar. Ancak diğer taraflara belli bir tarafı desteklediğimiz görüntüsü vermeye çalışmıyoruz. Birlikte çalışmalarını ve krizi çözme çabalarına katılmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.Geçiş Konseyi Peki, ya Geçiş Konseyi? Bir takım faaliyetlerde bulunduklarını, yabancı ülkeleri ziyaret ettiklerini ve yakında Washington’u ziyaret edeceklerini biliyoruz. Bununla birlikte Yemendeki krizin çözümüne yönelik siyasi görüşmelerin bir parçası olan güney bölgesi meselesine girmek istediklerini de biliyoruz. Biz güney veya kuzey hareketlerini değil, Yemenin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Yemen’in Arap Yarımadasında istikrar için parçalanmamasının çok önemli olduğuna inanıyoruz. Yemenli güçlerin bir araya geldiğini görmek istiyoruz.Peki ya bazı güneylilerin talepleri ne olacak? Onların herhangi bir siyasi talepte bulunmaya hakları yok mu? Tabii ki var. Yemende yaşananlar sonuçta Yemenlilerin sorunudur. Ülkeye bir çözüm getiremiyoruz. Fakat aynı zamanda, Yemenin içinden çıkan ve Yemenin toprak bütünlüğünü sağlayan bir çözümü destekliyoruz ve bunun gerçekleştiğini görmek istiyoruz.

مشاركة :