​ABD ve İran arasındaki sıcak savaş sahası: Hürmüz Boğazı

  • 5/1/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve ABD Başkanı Donald Trump arasında geçtiğimiz yaz başlarında karşılıklı sert açıklamalarla başlayan Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi hala güncelliğini koruyor. Tahran, ABD’nin İran petrol ihracatını “sıfırlamayı” amaçlayan son yaptırımları sebebiyle petrol ihracatının durması halinde stratejik bir konuma sahip olan Hürmüz Boğazı’nın kapatılacağına ilişkin tehdidini yineledi. Hürmüz Boğazına bakan stratejik konuma sahip olan İran, uzun süredir boğaza yönelik spekülasyonlarda bulunuyor. 2015 yılında İran ile dünya güçleri arasında yapılan nükleer anlaşmanın ilk iki yılında, ABD donanması tarafından tehlikeli olarak nitelendirilen İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) ait gemilerle ABD gemileri arasında bölgede birçok sürtüşme yaşandı. ABD Başkanı Trump, Eylül 2017’deki başkanlık seçimleri kampanyası sırasında İran donanmasına ait gemilerden herhangi birinin Körfezde görev yapan ABD Deniz Kuvvetleri’ni rahatsız etmesi durumunda gemiyi imha etme sözü verdi. İki ülkenin savaş gemileri arasındaki sürtüşme, Trump’ın nükleer anlaşmadan çekildiklerini açıklamasından az bir süre önce azalmıştı. ABDnin nükleer anlaşmadan geri çekilmesinden sonra Hürmüz Boğazındaki gerilimler iki şekilde özetlenebilir. İlki, ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz yaz, birazdan aşağıda detaylarını açıklayacağımız şekilde İran’a yönelik yaptırımları yeniden yürürlüğe koymayı planladığı şeklindeki açıklamasının ardından gelişen olaylardan, ikincisi ise karşılıklı restleşme ve tehditler silsilesinden oluşuyor. ABD Başkanı Trump’ın geçtiğimiz yaz, İran’a yönelik yaptırımları yeniden yürürlüğe koyma niyetini açıklamasının ardından yaşananlar; - 2 Temmuzda İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Trumpın nükleer anlaşmadan çekilmesinden iki ay sonra gittiği ilk Avrupa ülkesi olan İsviçre’de yaptığı açıklamada, ilk kez Hürmüz Boğazını kapatma tehdidini dillendirdi. Ruhani hükümeti o dönem, doğrudan veya haber ajansları aracılığıyla her gün, nükleer anlaşma imzalanmadan önce büyük şirketlerin Tahranla yaptığı ticari anlaşmalara atılan imzaların henüz mürekkepleri kurumadan ülkeden çekilmeye başladıklarını açıklıyordu. İran piyasalarından çekilen sermayelerin, ülkenin para birimi üzerinde büyük etkisi oldu. İran riyali, Ağustos ayında henüz yaptırımlar uygulanmaya başlamadan önce dolar karşısında değerinin yüzde 70ini kaybetti. Ruhani, Cenevrede İran topluluğuyla yaptığı görüşmede, “ABD, İran petrol ihracatını tamamen “sıfırlamak” istiyor. Bu ifadelerin ve temel olarak İran petrolünün ve bölgedeki petrol ihracatının engellenmesinin bir anlamı yok. Eğer bunu yapabilirseniz, sonuçlarına katlanmalısınız” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Ruhaninin yorumları İranlı yetkililer arasında farklı tepkilere yol açtı. - 3 Temmuz’da DMO Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, Hürmüz Boğazı’nı kapatma imasında bulunarak Cumhurbaşkanı Ruhani’ye yaptığı açıklamadan duydukları memnuniyeti iletti ve gerekirse böyle bir politikayı uygulamaya hazır olduklarını söyledi. Süleymani Ruhani’ye gönderdiği mektupta, “Yerinde açıklamalarınız nedeniyle ellerinizden öpüyorum. İranın çıkarına olan her siyasette hizmetinizdeyim” ifadelerini kullandı. - 4 Temmuz’da ise DMO Komutanı İsmail Kevseri, petrol tankerlerinin geçiş güzergâhı olan deniz yolunu kesmekle tehdit etti. Kevseri, “İran’ın petrol ihracatı durursa Hürmüz Boğazındaki hiçbir petrol sevkiyatına izin vermeyiz” dedi. - Yine 4 Temmuz günü İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Haşmetullah Felahetpişe yaptığı açıklamada, ülkesinin, dünyanın en önemli deniz geçiş noktalarından biri olan Hürmüz Boğazı’nı kapatamayacağını söyledi. Felahetpişe, İran meclisinde yaptığı açıklamada, Ruhani’nin İran’ın petrol ihraç edememesi halinde bölgede petrol ihracatının yapılamayacağını söylerken, Hürmüz Boğazı’nı kapatmayı kast etmediğini belirtti. Felahetpişe açıklamasında, “İran, uluslararası anlaşmaları ihlal etmek niyetinde değil.  Ancak ABD’nin İran’a yönelik hamlesi, Washington’ın uluslararası anlaşmalara olan saygısızlığının bir örneğini teşkil ediyor” dedi. Felahetpişe, dünyaya, toplam petrol ihracatının yüzde 46sının Körfezden geçtiğini ve bu bölgenin petrol ihracatında önemli bir rol oynadığını kabul etmeleri çağrısında bulundu. - 8 Temmuz’a gelindiğinde DMO eski Komutanı Muhammed Ali Caferi, DMO güçlerinin Hürmüz Boğazı’nı kapatmaya hazır olduğunu açıkladı. Caferi, ABD baskısı nedeniyle İran’ın petrol satamaması halinde, bölgedeki başka hiçbir ülkenin petrol ihracatı yapmasına izin verilmeyeceğini söyledi. Caferi, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bahsettiği bu planın gerektiğinde uygulanmasını umuyoruz. Düşmanlar bunun ne anlama geleceğini anlayacaktır. Yani ya herkes Hürmüz Boğazını kullanır ya da kimse kullanamaz” dedi. - 21 Temmuz’da İran Dini Lideri Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı Ruhani ve DMO’nun üst düzey komutanlarının İran petrol ihracatının engellenmesi halinde Hürmüz Boğazını kapatma tehdidini desteklediğini açıkladı. Uluslararası statüye sahip Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehditleri, İran rejiminin politika ve yaklaşımını yansıtıyordu. - 22 Temmuz’da Hasan Ruhani, Hürmüz Boğazını petrol ihracatına kapatma tehdidini yineledi. Ruhani ABD Başkanı’na seslenerek, “Biz her zaman Hürmüz Boğazı’nın güvenliğini sağladık. Ateşle oynamayın. Aksi takdirde pişman olursunuz. İranla barış, barışların anası; savaş, savaşların anasıdır” ifadelerini kullandı. - Ertesi gün yani 23 Temmuz’da Başkan Trump, Twitter üzerinden “İran Cumhurbaşkanı Ruhani’ye” başlığı ile yaptığı paylaşımda, “Bir daha asla ABD’yi tehdit etme yoksa tarihte çok az kişinin gördüğü sonuçlara katlanırsın. Artık şiddet ve ölüme dair kaçık ifadelerinizi sineye çekecek bir ülke değiliz. Dikkat et” ifadelerine yer verdi. - 26 Temmuz’da ise Kudüs Gücü Komutanı Süleymani, ABD Başkanı Trump’ın Twitter mesajına karşılık ABD güçlerine karşı “asimetrik savaş başlatmakla” tehdit etti. Süleymani, “Kızıldeniz bundan sonra Amerikalılar için güvenli olmayacak. ABD askerlerinin rakibi Kudüs Gücüdür” şeklinde konuştu. ABD’nin stratejisi karşısında kendi stratejisinin, İran silahlı kuvvetlerinin doğrudan savaştığı “klasik” bir çatışma değil, asimetrik bir savaş olduğunu söyleyen Süleymani, “Tahmin etmediğiniz kadar yakınınızdayız. Gelin, biz hazırız. Eğer savaş başlatırsanız, biz savaşı bitiren taraf oluruz. Bu savaş sahip olduğunuz her şeyin yok olmasıyla sonuçlanır. Bu nedenle, İran halkına ve Cumhurbaşkanına hakaret etmemelisiniz. Bölgedeki gücümüzü ve asimetrik bir savaşta yapabileceklerimizi biliyorsunuz. Hızlı bir şekilde yanıt veririz” şeklinde konuştu.Tehditler silsilesi Hürmüz Boğazı’nı kapatmaya yönelik ikinci tehdit silsilesi, ABD yönetiminin 8 ülkeye verilen petrol muafiyetlerinin sona erdiğini duyurması ve DMO’yu terörist gruplar listesinde sınıflandırmasıyla iki hafta önce başladı. ABD’nin kararına karşı DMO eski komutanı ve İran Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi (DMTK) Genel Sekreteri Muhsin Rızai, ABD gemilerinin İran gemilerine yaklaşmamalarını tavsiye etti. Ancak tehditler geçen hafta ciddi bir hal aldı: - 22 Nisan’da DMO Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Ali Rıza Tengsiri, ABDnin İran yaptırımlarını sıkılaştırmasına yönelik açıklamasında, “Hürmüz Boğazı uluslararası hukuka göre bir deniz geçididir. Eğer kullanmamız engellenirse onu kapatırız” dedi. - 24 Nisan’da açıklamada bulunan İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, İranın petrol ihracatı yapmaya devam edeceğine inanıyoruz. Petrolümüz için alıcı bulmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde petrolümüzü satmak için Hürmüz Boğazını güvenli bir geçit olarak kullanmayı sürdüreceğiz. Fakat ABD bunu yapmamıza engel olmaya çalışmak gibi çılgınca bir önlem alırsa, o zaman sonuçlarına da hazırlıklı olmalı” dedi. - 28 Nisan’da ise İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri yaptığı açıklamada, “Herhangi biri Hürmüz Boğazında güvensizliğe neden olursa muhakkak ona karşı koyarız. Eğer petrolümüz Hürmüz Boğazından geçmeyecekse başkalarının petrolü de bu boğazdan geçmeyecek” şeklinde konuştu. Hürmüz Boğazı’ndan geçen ABD donanmasına ait gemilerin DMO’ya yanıt verme ve açıklama yapma mecburiyetinde olduğunu söyleyen Bakıri, “Amerikalılar düne kadar bu şekilde davranmayı sürdürdüler ve biz Hürmüz Boğazındaki davranışlarında herhangi bir değişiklik fark etmedik” diye konuştu. - Aynı tarihte İran Dini Lideri Hamaney’in ofisine yakınlığıyla bilinen Keyhan gazetesi, denizden yürüyerek çıkan bir DMO unsurunun arkasında, üzerinden dumanların yükseldiği ve helikopterlerin uçuştuğu ABD bayraklı, yanan bir savaş gemisi tasviri yayınladı. İran tehditlerinin birinci ve ikinci dönemleri sözlü savaştan da anlaşılacağı üzere tek bir senaryoya dayanıyor. Ancak bu, hikâyenin bir bölümünü oluşturuyor. Diğer bölümü ise Hürmüz Boğazında dolaşmak isteyen Amerikan güçlerinin, müttefikleri ve uluslararası tarafların elinde bulunuyor. İkinci bölüm, İran’ın dolaylı ya da doğrudan askeri ve siyasi düzeydeki tehditlerinin İran’ın kullanamaması halinde Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasına bağlı. İran’ın petrol ihracatının “sıfırlanması” planına işaret eden bu bölümde, başta Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyi (BMGK) olmak üzere uluslararası kurumların İran’a karşılık vermesinden duyulan korku bulunuyor.

مشاركة :