Sudan’ın 20 yıldan uzun bir süredir devam eden Mısır karşıtı politikası sona erdi. Bu süre içerisinde Kahire-Hartum ilişkisi nefrete dayalı, anlaşmazlıkların hakim olduğu ve her bir başkentin diğerine karşıt olan eksenlerde yer aldığı bir düzlemdeydi. Askeri Geçiş Konseyi (AGK) Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ın Kahire ziyareti, bölgeyi yeniden düzenleyecek önemli bir siyasi gelişmedir. Sudan her ne kadar Ömer el-Beşir’in yönetimi altında, kendisine bölgesel rol sağlayan düzenlemeler kapsamında Yemen’deki savaşa katılmış olsa da Katar, İran ve Libya milisleri ile aynı safta yer almıştı. Mısır açısından Beşir dönemi, iki ülkenin bağımsızlığından bu yana ilişkilerindeki en kötü süreçti. Müslüman Kardeşler (ulusalcı ve İslamcı) Hartum’u aşırılık yanlısı örgütlerin başkenti olma konusunda Şam’a rakip yapmıştı. Mısır, ülkeyi birçok kez vuran terör saldırıları dalgalarında Hartum’un oynadığı rolden dolayı endişeliydi. Ömer El-Beşir’in bölgesel denklemi değiştiren büyük bir halk hareketi ile azledilmesi ve el-Burhan’ın Kahire ziyareti, eski devlet başkanının takip ettiği politikanın değişeceği yönündeki beklentileri güçlendirdi. Bu ziyaretin öncesinde Katar Dışişleri Bakanı’nın kabul edilmeyip, Bahreyn Dışişleri Bakanı’nın kabul edilmesi gibi birçok işaret, her şeyden önemlisi bizzat AGK Başkanı’nın Sudan’ın komşularına karşı düşmanca politikalar benimsemeyeceğine yönelik açıklaması, bu değişimin habercisiydi. AGK’nin attığı adımlardan el-Beşir’in siyasi mirasından kurtulmak ve yarattığı şiddetli düşmanlıkları sona erdirmek istediği anlaşılıyor. Dış ve iç uzlaşmalar ile son olarak devlet başkanlığı seçimlerine aday olmak istediğinde kendisine ağır suçlamaların yöneltildiği muhalif Yasir Arman’ın ülkeye dönmesine izin verilmesi bunun kanıtıdır. Eski rejimin bıraktığı ağır miras ile çeşitli güçlerin ve farklı yönelimlerin varlığı göz önüne alındığında, içerideki düzenlemeler daha uzun bir vakit alabilir. Dış meselelerde ise el-Burhan’ın Kahire ziyareti, iki komşu arasındaki 20 yıl süren ve sınır, su, güvenlik ve siyasi gibi sorunlara da yansıyan kötü ilişkiler dönemini kapatan açıklamalar ve benzeri çeşitli yollar aracılığıyla AGK’nin tercihlerini belirlemiş görünüyor. Yine Askeri Geçiş Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu, Cidde’ye düzenlediği ziyarette Sudan’ın yeni politikasını açıklayarak Yemen’de Arap Koalisyonu’nu desteklemeye devam edeceğini vurguladı. Mısır, Suudi Arabistan ve Sudan, geçtiğimiz yıl kurulmaya çalışılan Kızıldeniz ülkeleri bloğunu oluşturuyor. Bu bloğun hayata geçmesinin önündeki en büyük engel, daha önce Sevakin Adası’nı Kızıldeniz’deki askeri bir varlığın Mısır ve Suudi Arabistan’a yönelik olması dışında hiçbir gerekçesi olmayan Türkiye’ye askeri üs inşa etmesi için kiralayan anlaşmayı imzalayan El-Beşir rejimine duyulan güvensizlikti. El-Beşir’in azledilmesi ile Türkiye bu adayı askeri üsse dönüştüremeyecek. Aynı şekilde El-Beşir rejiminin değişmesinin ardından AGK’nin attığı ilk adımlar arasında eski rejimin düşman bölgesel hükümetlere verdiği, şüpheli ve sivil olmayan amaçlarla kullanıldığına yönelik şüphelerin bulunduğu liman yönetimlerinin gözden geçirileceğine yönelik açıklamalar da var. Eski rejimin belirlediği ve temel olarak aşırılık yanlısı Müslüman Kardeşler örgütünün politikalarına dayanan, onun yörüngesinde dönen çerçeveden çıkması büyük bir ülke olan Sudan’ın yararınadır. Aynı şekilde hiç kimse Sudan’ın bir başka kaos döngüsüne girmesini beklememektedir. Sudan’ın nihai hedefi iç kalkınmaya odaklanmak, AGK’nin geçen ay Sudan cuneyhi ve yakıt fiyatlarının sabitlerken Suudi Arabistan ve BAE’den destek alması gibi komşuları ile ilişkilerinden yararlanmak olmalıdır. Kızıldeniz’in savaşlardan ve düşmanlıklardan arınmış bir bölge olması, Somali ve Yemen gibi Sudan’ın da çıkarınadır.
مشاركة :