İran’a karşı 1,5 yıllık savaş

  • 7/16/2019
  • 00:00
  • 6
  • 0
  • 0
news-picture

Körfez’in iki yakasında savaş çıkmaması için son haftalarda uluslararası arenada diplomatik girişimler yürütüldü. Bu girişimlere rağmen tarafların savaşa hazır askeri deniz birliklerinin sayısı artıyor. Aynı zamanda Körfez sularında petrol tankerlerine eşlik edecek ve İran’ın denizde saldırı düzenlemesini engelleyecek bir güç oluşturmaya yönelik uluslararası askeri deniz koalisyonunun detayları tamamlanıyor.  Bu deniz koruma filosu projesi, şu temel amacı gerçekleştirmeye çalışıyor: Hem İran-Körfez-ABD savaşını hem de İran’ın petrol satışını engellemek. Böylece Tahran rejimine müzakere yaptırmayı ve daha önce açıklanan şartları kabul ettirmeyi amaçlayan kuşatma, rolünü yerine getirmiş olacak. “İran’ın petrol ihraç etmesini istemiyoruz. Aynı zamanda savaş da istemiyoruz” denklemi, zor bir denklemdir. En zoru da bu denklemi 1,5 yıl sürdürmeyi garantilemektir. Çünkü 1,5 yıl sonra Beyaz Saray’da projenin sahibi Donald Trump’la devam etme ya da halefi ve politikalarını belirleme konusunda ABD’de seçimler yapılacak. İran ve ABD tarafı, kriz konusunda bu tarihi kritik bir zaman olarak görüyor. O zamana kadar savaş çıkmayacak ve İran rejimi devrilmeyecek. Belki de müzakere yapılan konu çözülmeyecek. Bunun için ölçülü olmak ve hiç kimsenin istemediği savaşa yol açabilecek tepkilerden kaçınmak gerekiyor. Seçimlere kadar olan bu süreçte potansiyel tehlikeler mevcut. Bunun için İran, Körfez bölgesinde saldırıya ve gerilimi artırmaya devam edecek. Tahran, bölgedeki vekilleri vasıtasıyla sınırları dışında ABD ya da Körfez çıkarlarını hedef almayı sürdürecek. Mevcut en tehlikeli sorun ise, İran’ın uranyum zenginleştirme oranını artırmasıdır. İran’ın bu konudaki itirafı, İsrail’e önümüzdeki aylarda İran’ı bombalaması için meşru bir gerekçe sunacak. İsrail’in saldırı düzenlemesi halinde İran, bu saldırıya askeri operasyonla karşılık verecek. Fakat İran nereye saldıracak? İran, İsrail’le plansız bir savaşa girmekten çekiniyor. Çünkü İsrail şehirleri, İran tarafından geniş çaplı füze saldırısına uğradığı zaman İsrail, İran’a modern silahlarla şiddetli bir şekilde karşılık verebilir. Bunun için Körfez, en yakın hedef olabilir. Muhtemelen İran, Hizbullah’ı İsrail’e saldırmaya teşvik ederek kriz çemberini genişletecektir. Dolayısıyla politikacıların karşısında çok kötü ihtimaller mevcut. Bugün bu ihtimaller üzerine İran’a karşı ittifaklar yapılıyor. Bu ittifakların hedefi ise “Savaş, sadece Trump’ın projesi olmayacağı gibi aynı zamanda bu savaş, sadece bir Amerikan savaşı da olmayacaktır” mesajı vermektir. Ayrıca bu ittifaklar, yerel ve uluslararası kamuoyuna yönelik güçlü bir tutanaktır.  Bu tutanak, yalnızca nefsi müdafaa durumunda savaş istediğini belirtmektedir. İran’ın “savaş ilanı” olarak addettiği ekonomik ambargoya ne demeli? Teorik açıdan ABD hükümeti, İran’ın petrol satışına engel olmadı. Yani ABD, “Petrol gemileri, tankerlerini petrolle doldurup Bender Abbas Limanı’ndan ayrılabilir ve bu petrolü istediğine satabilir” diyor. Petrol satışı yasak değil. Aksine ABD’yle çıkarlara sahip ülkelerin ve şirketlerin petrol satın alması yasaktır. Bu ülkeler ve şirketler petrol satın aldığı zaman ABD, onlarla ticaret yapmayacak. Burada İran’ın, düşmanlarının gücünü ve nüfuzunu anlayıp saldırgan politikalarından vazgeçmesi bekleniyor. Hiç kimse, İran’a savaş açma niyetinde değil. Fakat İran, maruz kaldığı ambargoyu durdurmak için savaş açmadan durabilir mi? İranlı yöneticilerin henüz durumlarını nihai bir şekilde belirlemedikleri görünüyor. Onların gece karanlığında petrol tankerlerine mayın döşemek, medyada gözdağı kampanyaları düzenlemek ve nükleer anlaşma konusunda Fransa’yla müzakere kapısı açmak gibi bir dizi adımları test ettiklerini görüyoruz.

مشاركة :