Lübnan makamları ve ABDli yetkililer BMGKda bir araya geldi. Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden (BMGK) edindiği bilgilere göre BMGK, düzenlediği bir kapalı oturumda BM Lübnan Özel Koordinatörü Jan Kubis’in 1701 sayılı kararın uygulanması hususundaki çabalara dair brifingini dinledi. Oturuma katılan diplomatların Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre Kubis, yaptığı konuşmada “olumlu gelişmelere” dikkati çekerken, Başbakan Saad Hariri’nin de hükümetin yakın bir zamanda toplantılarına yeniden başlayacağı yönündeki ifadelerine dikkati çekti. BMGK üyeleri, uluslararası temsilciye, Lübnan-İsrail sınırındaki son durum hakkında bir soru yöneltti. ABD’li diplomatlar da Hizbullah’ın “Mavi Hat"ta inşa ettiği tünellere ve Lübnan makamlarının devam eden soruşturmalarda neden UNIFIL ile işbirliği yapmadığının sebeplerine odaklandı. Jan Kubis, yaptığı açıklamada “Bu tünellere yönelik şüpheli girişler, Lübnan vatandaşlarına ait özel mülklerde yer alıyor. UNIFIL, yetkisi uyarınca 1701 sayılı kararda özel mülkiyete erişim hakkına sahip değil” ifadelerini kullandı. Diplomatlar, militanların ve silahların Mavi Hat ile Litani Nehri arasındaki uluslararası güçlerin faaliyet alanına girmesinin yasaklaması gerektiğini de vurguladı. BM’nin Barışı Koruma Operasyonları’ndan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Jean Pierre Lacroix ise, “1701 sayılı karar, yerel halk için endişe verici karmaşık görevler olmadan uygulanmalıdır” açıklamasında bulundu. ABD Temsilcisi, toplantıda UNIFIL’in maliyetinin düşürülmesi için bazı pratik uygulamalar önererek, deniz birimlerinin maliyetli ve elden çıkarılabileceğini ifade etti. Temsilci, bu birimin görevinin, Lübnan ordusu tarafından yerine getirilebileceğine dikkati çekti. Ancak bu birimi işleten ve faaliyet gösterebilmeleri için savaş gemileri ve gerekli ekipmanları sağlayan Avrupa ülkeleri de “mevcut durumda bu birimin faaliyetlerinin önemli olduğunu” vurgulayarak, ordu için daha fazla destek çağrısı yaptı. Öneriye, Lübnan tarafından “deniz kuvvetlerine askeri bir fırkateynin verilmesi halinde deniz misyonlarını devralabileceği” cevabı verildi. Avrupalı diplomatlar, “Bu durum, Lübnan tarafından uzak mesafeli bir atış” diyerek, askeri fırkateynlerin savaş gemilerinin son derece büyük ve gelişmiş bir türü olduğunu ifade etti. Diplomatların Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre fırkateyn, maliyetinin çok yüksek olmasının yanı sıra şu anda Lübnan tarafının sahip olmadığı yüksek yeteneklere ihtiyaç duyuyor. Lübnan ise, bu maliyetlerin, UNIFIL’e bağlı deniz kuvvetlerinin mevcut maliyetlerinden daha düşük olduğuna dikkati çekti. BMGK toplantısının ardından Jan Kubis, gazetecilere yaptığı açıklamada “Bazı taleplerin varlığına bakılmaksızın, İsrail’de duyduklarımın yanı sıra Lübnan makamları tarafından UNIFIL’e güçlü bir destek var” dedi. BMGK üyelerinden UNIFIL’e yönelik büyük bir takdir aldıklarını söyleyen Kubis, 1701 sayılı kararla ilgili kendisine yöneltilen birçok soruya dikkati çekerek, “Öncelikle Hizbullah olmak üzere çeşitli silahlı grupların silahlarına el koyulması hususunda birçok açıklamada bunun kabul edilemez olduğu belirtildi. Daha sonra kendini uzak tutma politikasına ve buna tam olarak saygı gösterilmesine dair bazı noktalar ortaya koyuldu” dedi. Filistinli mültecilere ilişkin son gelişmelerin ve son zamanlardaki bazı endişe verici olayların yanı sıra Suriyeli mülteciler konusunda da “derin bir tartışma” olduğunu belirten yetkili, “Lübnan ve UNIFIL’de BM Özel Koordinatörlüğü Ofisini destekleme hususunda BMGK’da güçlü bir ortak zemin ve birlik olduğunu hissediyorum. Bu durum çok cesaret verici” ifadelerini kullandı.
مشاركة :