Lübnan eski Cumhurbaşkanı Emin el-Cemil, Avustralya’nın Sidney kentinde katıldığı bir basın açıklamasında, mültecilerin Lübnan’a yerleştirilmesinin planlandığını söyledi. Bu konuda Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın tavrını desteklediğini ifade etti.  El-Cemil, bazı Lübnan partilerinin temsilcilerinin de katıldığı basın toplantısında, yaptığı açıklamada, ABD yaptırımlarının Lübnan ekonomisini olumsuz etkilememesini umduğunu belirterek, “Lübnan’da bunun için çalışanlar var. Biz de yaptırımların Lübnan lirasını olumsuz etkilememesi için çalışıyoruz” dedi.  Mülteciler konusunun oldukça tehlikeli bir konu olduğuna değinen el-Cemil, “Bazı mültecilerin ve onlardan çıkar elde eden bazı tarafların iki yönlü bir oyun sürdürerek, mültecileri Lübnan’da yerleştirmek istediğini” iddia ederek, “Mültecilere giden yardımların bir kısmı resmi yollarla giderken bir kısmı dernekler aracılığıyla gayri resmi yollarla gidiyor. İnsani yardım elbette görevimizdir. Ancak mültecilerin ev tutmaları, kiralamaları ya da fabrika açmaları için yardım yapıldığında bu durum itirazımıza ve endişelerimize yol açar” şeklinde konuştu.  Açıklamasında, Ketaib Partisi hakkında da değerlendirmelerde bulunan el-Cemil, Parti lideri Sami el-Cemil’in doğru yolda olduğunu belirterek, “Bütün zorluklara ve zayıflatma çabalarına rağmen parti geleneğine uygun olarak doğru yolda ilerliyor” dedi.  El-Cemil, Cumhurbaşkanı Mişel Avn dönemine dair soruları ise “Ketaib Partisi, Avn’ı Cumhurbaşkanlığına taşıyan uzlaşıyı reddetmişti. Çünkü bu uzlaşı açık bir gelecek stratejisine sahip değildi. Ancak bugün, tanıdığımız ve olumlu ilişkiler kurduğumuz bir Cumhurbaşkanlığı dönemi var” ifadelerini kullandı.  Eski Lübnan Cumhurbaşkanı, ABD yaptırımlarına dair ise şunları söyledi;  “Başta Büyükelçiliği Kudüs’e taşıma kararı olmak üzere ABD Başkanı Donald Trump’ın aldığı birçok karar hak ve tarihsel süreçle çelişiyor. Golan Tepeleri, Suriye toprağıdır. Aynı zamanda Lübnan’ın kara ve deniz sınırlarına ilişkin tartışmalarla da mücadele ediyoruz. Lübnan’ın haklarını garanti altına alan uluslararası kararlar var. Trump bu tarz kararları Lübnan’a ilişkin de alarak, bu toprakları İsrail toprağı olarak tanıyabilir. Bu da kaygı verici, barış sürecine ve Ortadoğu’nun istikrarına hizmet etmeyen bir durum.”