Fransadaki Suriyeli mülteciler, iş fırsatı ikilemiyle karşı karşıya

  • 7/28/2019
  • 00:00
  • 3
  • 0
  • 0
news-picture

Uzun bir süredir Fransa’da olan ve oturumunun yenilenmesi için yıllık 269 euro ödeyen ve özellikle de koruma altında olan Suriyeli bir mülteci, son yöneldiği ülkeden sınır dışı edilme sorunundan korkmayabilir. Ancak ilk yılını oturma izni, sağlık sigortası, geçici ikametten Fransa aile defterine kadar sayısız belgeyi güvence altına almakla geçirdikten sonra Fransa topraklarında iş bulma sorunu onu korkutabilir. Fransızların çoğu, bir mültecinin girebileceği tüm kurumlarda hafif bir gülümsemeyle nezaketlerini gizlemezken durum, koruma altındaki siyasi bir mülteci veya normal bir mülteci olarak haklarıyla temsil edilen yasaların ötesine de geçmiyor. Yıllar sonra ortaya çıkan şeyler ise birçok nedenden kaynaklanan bir “kayıp” aşamasından başkası değil. Mülteci, Fransızca derslerin sonunda evraklarını aldıktan sonra uygun bir iş arayışı içinde zor bir yolculuğa başlıyor. Fransızlar da yapılan görüşmelerde, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sonrasında çok sayıda göçmen ve özellikle de Faslı göçmen alan bu ülkede kendilerine bir yer bulabilmenin ve yeni bir topluma entegre olmanın en iyi yolunun “o toplumun dilini nispeten iyi bir şekilde öğrendikten sonra bir iş fırsatına sahip olmak” olduğu belirtti. Bu çerçevede köyünde ve şehrinde inşa ettiği tarım alanlarında Suriyeli bir mülteciyi araştırma aşaması başlıyor. Birkaç ay önce ailesiyle birlikte Fransa’ya gelen Selam Mustafa, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Faslı Arapların çoğu, her yıl mevsimine uygun gördükleri ürünleri yetiştirmek için küçük araziler kiralar. Büyüyen sebze ve meyveleri görüyorsunuz. Ancak bu durum, tarımı hayatına hiç sokmamış, hiç uygulamamışlar açısından zor. Bu iş, biraz kas kuvvetine ve birkaç faaliyete ihtiyaç duyuyor. Durum, devlet memuru olarak işe alınan veya serbest çalışan birçok Suriyeli için zor. Bir mülteci, Fransız vergi mükelleflerinin parasını çaldığı gerekçesiyle bazı Fransızların milliyetçiliğiyle karşılaşabilir” ifadelerini kullandı. Limoges şehrinde yaşayan Ummu Habibe, ailesinin, çocuklarına gerektiği gibi eğitim fırsatı bulmak, yaşamlarını kazanmak için Fransa’ya gelenler arasında olduğunu belirtti. Şarku’l Avsat’a konuşan Ummu Habibe, “Genç bir mültecinin hayata tutunması yıllar alabilir. Çalışmaması veya hayati bir aktivite yapmaması, özellikle de eşler arasında boşanmaya, terk edilmeye yol açabilir, baba ve çocuklar arasında sorunlara neden olabilir. Fransa yasalarına ve hakimlerin vizyonlarına göre çocukları, anne ve baba arasında seçim yapmaya zorlayabilir” ifadelerini kullandı. Genç bir mülteci olan Ali Surur da Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ailesiyle birlikte Fransa’ya geldiğinde ve küçük bir kasabaya yerleştiklerinde çok şaşırdığını belirtti. Surur, “Mültecileri karşılayan kuruluşun, bizi birçok spor aktivitesi ve kutlama gibi etkinlikle dahil etmesine rağmen, ağlamaya başladım. Bir mülteci, buraya gelişinden itibaren ahlakı, gelenekleri ve hatta yasaları ile Arap ülkelerinden tamamen farklı bir ülkede olduğunu hisseder. Herhangi bir yaştaki herhangi bir genç geleceği hakkında düşünmeye, bu ülkede evlenip evlenmeyeceğini sorgulamaya başlar. Kendisine şunu sorar; Bu soğuk ülkede kim evlenir? Buradaki yaşamın çok sıkıcı olduğu ve çok az arkadaşla sınırlı olduğu biliniyor” şeklinde konuştu. Genç bir mülteci olan Selime Arnus ise yeni bir ülkede yaşamanın oldukça zor olduğunu belirtti. Arnus, yaptığı açıklamada “Mültecilerin, aile ziyaretleri, düğünler, sosyal aktivitelerden ve kendi ülkelerinde yaptıkları diğer aktivitelerden uzak bir şekilde kendisini yorgun ve sıkıcı bir yaşamın yüklerinden koruyacak bir arkadaş ve uygun bir iş arayarak yaşamaya alışması gerekiyor” dedi.

مشاركة :