Uluslararası koalisyon içerisindeki ABD güçlerinin, Türkiye ile Suriye’yi ayıran sınır hattında devriye turlarına başlamasının ardından Fırat’ın doğusunda temkinli bir sakinlik hâkim. Suriyenin Rasul Ayn (Serekaniye) kenti sakinleri, Türkiye sınırı karşısında yer alan kentin sokaklarında Amerikan askerlerinin devriyeye çıktığını aktardı. Kentin çarşısında elindeki telefonun küçük ekranından haberleri takip eden 42 yaşındaki Azad, yüzünde şaşkınlık ifadesiyle şunları söyledi, “Birkaç gün önce kent halkı Türkiye’nin saldırmasından endişeliydi. Ancak ABD güçlerinin Serekaniye sokaklarında devriyeye çıkmasıyla kente güven ortamı hâkim oldu” Rasul Ayn doğumlu Kürt avukat Hasan Berru, ev ve ofisinin Türkiye sınırına yakın bir bölgede bulunduğunu belirterek, ABD’nin devriye turlarına başlamasının ardından kentte memnuniyet ve güven ortamının oluştuğunu ifade etti. Berru, Afrin’de olduğu gibi ani bir Türk saldırısını artık uzak bir ihtimal olarak gördüğünü söyledi. 35 yaşındaki Gülistan ise Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik askeri operasyon vaatlerini uygulamasından endişe ettiğini ve gerçekleşmesi halinde herkes için felakete neden olacağını dile getirdi. Gülistan, “Savaş olursa, kaos ve yıkımı da beraberinde getirecektir. Afrin, Halep’in kuzey kırsalı ve İdlib’in batısındaki tecrübeler göz önünde. Savaş; yıkım, göç ve silah kargaşasından başka ne getirecek. Bütün herkesin savaş hayaletinden kurtulması gerekir” dedi. Demokratik Toplum Hareketi’nin (TEV-DEM) Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Halil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada güvenli bölgenin gerekli olduğunu kaydetti. Halil, “Türkiye 32 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge talebini saldırı ve tehdit yoluyla dayatmaya çalışıyor. Bu, kabul edilemez. Bu sınır özerk yönetimin bölgeleri arasında kalmayacak” şeklinde konuştu.“Sınır güvenliğinden yerel güçlerin sorumlu olmasına karşı değiliz” Özerk yönetim için bu mesafenin stratejik derinlik olduğunu belirten Halil, “Güvenli bölgenin 5 kilometrelik bir alanda kurulması ve sınır güvenliğinden yerel güçlerin sorumlu olmasına karşı değiliz. Bu konular halen tartışılmakta. Güvenli bölge en azından bizi Türkiye’nin tehditlerinden korumaya hizmet edecek. Onların problemi güvenlik ve güvenceyle ilgili değil. Zira biz bir gün dahi olsun Türkiye’ye karşı tehlike oluşturmadık. Bu bölgeyi işgal etmenin argümanları ve gerekçeleridir” diye konuştu. Kürtler, 2014 yılı ocak ayında Suriyenin kuzeyinde Demokratik Özerk Yönetimi fiilen kurduklarını ilan etmişti. Ankara’nın Suriye’nin kuzeyindeki sınır hattına askeri operasyon düzenleyeceği sinyallerini vermesinin ardından bölgede gerilim tırmanmıştı. Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) yöneticisi Faysal Yusuf da Kürt halkına koruma güvencesi verilmesi gerektiğini ifade etti.Güvenli bölge uluslararası toplumun denetiminde olmalı Washington ve Ankara arasındaki güvenli bölge müzakerelerinde taraf olmadıklarını ancak ABD’li yetkililerle görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyleyen Yusuf, “ABD’ye (güvenli bölgenin) tek bir tarafın vesayeti altında değil, uluslararası toplumun denetiminde olması, bölgedeki tüm bileşenlerin katılımıyla bir şehir yönetiminin kurulması ve ortak askeri gücün oluşturulması gerektiğini ilettik” dedi. Yusuf, YPG ve Rojava Peşmergeleri arasında ortak operasyon odasının kurulmasını talep ettiklerini belirterek, “Suriye dosyasındaki tüm aktörlere Kürt halkının dış tehditlere karşı korunması gerektiğin vurguladık” ifadelerini kullandı.
مشاركة :