Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hile karıştırıldığı iddiasıyla ortaya çıkan protestoların devam ettiği Bolivya, bu hafta açıklanan, siyasi ayaklanmaların ve geniş halk protestolarının yaşandığı ülkeler dalgasına katıldı. Bazı Bolivya şehirlerinde yaşanan şiddet olayları ve çıkarılan yangınların ardından gözlemciler, bu seçimlerin Bolivyalılar arasındaki bölünmeyi derinleştirdiğini belirtti. Ülkedeki vaziyetin hükümet karşıtı protestolarda şiddetin arttığı Ekvador’a ya da şuana kadar 18 kişinin öldüğü Şili’nin durumuna benzemesinden korkuluyor. Bolivya cumhurbaşkanlığı seçimlerine, ülkeyi 2003-2005 yılları arasında yöneten liberal muhalif Carlos Mesa ve 2006dan bu yana hüküm süren solcu başkan Evo Morales katılmıştı. Aşırı sağ kanat Hristiyan hareketlerinin yükselişi, Latin Amerika’da yıllardır büyümekte olan bir fenomen haline geldi. Bunun en bariz örneği ise geçen yılın sonunda Jair Bolsonaro’nun yönetime gelmesiydi. Bolivya başkanlık yarışında da üçüncü sırada Güney Kore doğumlu misyoner Chi Hyun Chung bulunuyordu. Asya aksanıyla İspanyolca konuşan Chung, oyların yüzde 8,7’sini alarak seçimlerde belirleyici bir rol oynamıştı. Dr. Chi’nin konuşması destekçilerinin de belirttiği gibi Brezilya Cumhurbaşkanı Bolsonaro’nun konuşmasını hatırlattığı belirtildi. Zira Chi de Bolsonaro gibi kadın hareketlerine ve cinsel özgürlük taleplerine karşı düşmanlığını ilan etmiş ve Bolivya’yı Tanrı’nın himayesi altında görmek istediğini ifade etmişti. Perşembe günü gerekçe göstermeksizin durdurulan oy sayımının yüzde 98’inin tamamlanması sonrasında mevcut Devlet Başkanı Evo Morales, başkanlık seçimlerini kazandığını duyurmuştu. Dolayısıyla Morales’in zafer duyurusu Bolivya Yüksek Seçim Mahkemesi’nin (TSE) sonuçları açıklamasından önce gelmişti. Morales oyların yüzde 47’sini alırken, sağcı muhalif Carlos Mesa ise yüzde 36,6da kalmıştı. Muhalefet ise seçim sonuçlarına müdahale ettiği gerekçesiyle hükümeti suçlamakta gecikmedi. Morales ise sağcı muhaliflerin kendisine karşı bir darbe hazırlığı içinde olduklarını iddia ederek TSE’nin karar vermesi durumunda ikinci tura katılmaya hazır olduğunu söyledi. Bolivyadaki seçim sistemine göre birinci sırada olan aday tek başına oyların yüzde 40’ını alıp rakibine yüzde 10 ve üzerinde fark attıramazsa seçimlerin ikinci turu düzenleniyor. Muhaliflerinin suçlamalarına yanıt olarak Morales, rakibi Mesa’ya karşı sert bir saldırı başlatarak “Carlos Mesa sadece bir korkak değil, aynı zamanda bir suçludur” dedi. Morales, seçim sonuçlarını doğrulamak için bir heyet göndermeyi teklif eden Amerikan Devletleri Örgütü’nün (OAS) de performansını eleştirdi. Seçimlerin bitiminden sonra başlayan elektronik sayma süreci, birkaç saat sonra durmuş ve ikinci tura gidilmesi gerektiği ortaya çıkmıştı. Sayma sürecinin durdurulması kararından haberi olmadığını belirten TSE Başkan Yardımcısı Antonio Jose Costas’ın kararı protesto etmek için istifa etmesinin ardından OAS, Avrupa Birliği (AB) ve ABD seçimleri onaylamak için düzenlenen ikinci tura katıldı. Haftanın başından beri Bolivya, iki adayın destekçileri arasında çıkan çatışmalarla şiddetlenen geniş protestolara tanık oldu. Gözlemciler ise La Paz şehrinde polisin protestoculara karşı acımasızca baskı uygulamasının ardından şiddetin artmasından korkuyor. Bolivyanın önde gelen bağışçısı olan AB, Moralesin TSE’nin sonuçlarından önce zafer ilan etmesini ve olağanüstü hal ilanını eleştirerek kendisini OAS ile işbirliği yapmaya çağırdı. 2016 yılında düzenlenen bir referandumda halkın yarısından fazlası, Moralesin devlet başkanlığı seçimlerinde yeniden aday olmasını mümkün kılan anayasa değişikliğini reddetmişti. Ancak Anayasa Mahkemesi, Morales’in dördüncü kez seçime gidebileceği kararını vermişti. Dün La Pazdaki orta sınıf mahalleler, göstericilerin dinamit ve başka türdeki patlayıcılar kullanmasıyla polislerle arasında çıkan şiddetli çatışmalara şahit oldu.