Cezayirde yargı krizi büyüyor

  • 10/31/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Ali Yahi Hükümet sözcüsü Hasan Rabihi’nin belirttiğine göre Cezayir’deki hakimler krizi, Adalet Bakanlığı’nın kontrolünden çıktı.Bilek güreşi Adalet Bakanlığı ve hakimler arasındaki bilek güreşi, 12 Aralık’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri aracılığıyla siyasi tıkanıklıktan kurtulmak için ortaya koyulan “geçici sistem” planını bozabilecek ciddi tırmanışlara tanık oluyor. Bazı yargı ve savcı konseyleri başkanları, Hakimler Yüksek Konseyi tarafından onanan değişikliklerin uygulanmasının reddedilmesi sonrasında Cezayir mahkemelerini felç eden genel grev ilan etmişti. Adalet Bakanı Belkasım Zağmati ise “çirkin eylemleri” düzeltmek amacıyla yaklaşık 3 bin hakimi içeren yer değişimi hususundaki ısrarını sürdürüyor.Veri savaşı Adalet Bakanlığı, ilgili hakimlere “derhal yeni faaliyet binalarına geçmeleri ve görevlerini etkili şekilde yerine getirmeleri” çağrısında bulundu. Bakanlık, ülkenin tanık olduğu bu dönemin performans ve sorumluluk hususunda herhangi bir kısıtlamayı kabul etmediğini söyleyerek, “Yargı faaliyetlerinin engellenmesine katkı sağlayanlar, bu dönemin hassasiyetini anlamıyor” ifadelerini kullandı. Bakanlık, yasaların bir hakimin herhangi bir greve katılmasını ve bu yolda teşvik faaliyetleri sergilemesini yasakladığını göz önüne alarak, grev kararını yasadışı olarak nitelendirdi. Bakanlık ayrıca, hakimlere ve savcılara yönelik yer değiştirme kararlarının, Cumhurbaşkanının başkanlık ettiği ve Adalet Bakanı denetimi altındaki Hakimler Yüksek Konseyi üyeleri tarafından oybirliğiyle kabul edildiğine dikkati çekti. Hakimler Yüksek Konseyi’nde görev yapan 29 hakimden 9’u, Bakan Zağmati’nin “ısrarına” yanıt vererek, geçen pazartesi günü bir bildiri yayınladı. Söz konusu bakanlar, Hakimler Yüksek Konseyi başkanı olarak anılan geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih’e, yargının tanık olduğu en ciddi krizi ele almak üzere olağanüstü bir oturum düzenleme çağrısında bulundu. Konseyin 12 üyesi, geçen pazar günü yayınlanan imzasız bir bildiride hakimlerin yıllık faaliyetlerinin dondurulduğunu ilan ederken, Adalet Bakanlığı da bu durumu “yasadışı” olarak nitelendirmişti.Grev ve şüpheler Siyasi analist ve siyaset bilimi profesörü Rabah Lounisi, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Hakimler, 22 Şubat’a halk hareketinin başlamasından bu yana kararsız bir tavır sergiliyordu. Cezayirliler, yargının bağımsızlığını talep ederken bu haber karşısında da memnun oldu. Ancak birçoğu, bu habere sorgulayıcı şekilde yaklaşıyor ve durumu, siyasi emirlere boyun eğme olarak yorumluyor. Cezayirliler, pozisyon değişikliklerinin ardından bu haftaki hakimler grevi karşısında şaşkın. Onlarla dayanışma içerisine girmediler, çünkü halk, hakimlerin yalnızca yargının bağımsızlığını değil, kendi özel çıkarlarını da savunduklarını ve taleplerinin karşılanması sonrasında aynı pozisyonlarına geri döneceklerini düşünüyor” ifadelerini kullandı. Lounisi, hakimlerin grevlerini, demokraside temel bir gereksinim olan yargının bağımsızlığı açısından önemli bir adım olarak nitelerken, “başta cumhurbaşkanlığı seçimleri olmak üzere, maddi ve toplumsal çıkarlar için” durumu istismar etmenin de mümkün olmadığını vurguladı. Cezayirli vatandaşlardan oluşan bir grup da hakimlerin Adalet Bakanlığı’nın adımını kabul etmeyen bu adımı karşısında şaşkınlık yaşadığını ifade etti.Yer değişimi, hakimler açısından kara gün mü? Siyasi meselelerle ilgilenen bir gazeteci olan Muhammed Lahvazi, “Hakimlerin grevi, temel olarak Adalet Bakanı Belkasım Zağmati’nin başkanlık ettiği Hakimler Yüksek Konseyi tarafından onaylanan yer değiştirme hareketiyle ilgilidir. Bu durum, aynı sancağın altında toplanan hakimleri şoka uğrattı. Onlar açısından bu karar, kara bir günü temsil ediyor” dedi. Lahvazi, “Hakimler Yüksek Konseyi’nin Adalet Bakanlığı’nın arkasında olduğu kanaatindeyim. Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin güvenilirliğinde belirleyici bir rol oynaması beklenen hassas bir yolda yer değiştirme eyleminin zamanlaması onlar açısından kabul edilir değil” ifadelerini kullandı. Hakimlerin grevinin adalet sektörünü felç ettiğini söyleyen Muhammed Lahvazi, “Bazı taraflar, hakimlerin grevlerini kötüye kullanmaya ve protesto hareketini siyasallaştırmaya çalışıyor” dedi. Gazeteci, hakimlerin taleplerinin meşru olmasına rağmen Hakimler Sendikası’nda yaşanan bölünmeler göz önüne alındığında bu taleplerin ulaşılmaz olduğunu belirtti. Lahvazi, ayrıca, hakimler ve Adalet Bakanlığı arasındaki demir yumruktan öğrenilebilecek şeyin de fiili otoritenin, hakimlerin bu yumruktan kurtulmasına asla izin vermeyeceği olduğunu vurguladı.Adalet Bakanı güreşiyor Öte yandan hakimler ve avukatlarla olan güreşinin ardından Adalet Bakanı, yolsuzlukla suçlanan iki milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için de çağrıda bulundu. Ancak parlamentodaki milletvekilleri, Hakimler Yüksek Konseyi’nin yargı bağımsızlığını sorgulaması sonrasında milletvekillerinin adil yargılanmayacağına dair duyulan endişeler nedeniyle parlamentodaki dokunulmazlığın kaldırılmasına karşı oy kullandı.

مشاركة :