Lübnanın başkenti Beyrut’un er-Ring bölgesinde, Şii partiler Emel ve Hizbullah destekçileri ile ve çok sayıda sivil gösterici arasında dün (Pazartesi) yaşanan arbedeler ilk değil. Öyle ki kamuoyu, başkentin merkezindeki Şehitler ve Riyad es-Sulh meydanlarında eylemcilerin çadırlarının parçalandığı ve ateşe verildiği geçen ay sonunda da benzer saldırılara şahit oldu. Ancak pazartesi sabahı kaydedilen olaylar, halk hareketi aktivistleri ve Hizbullah ve Emel destekçileri arasında doğrudan daha sert bir çatışmaya dönüştü. Bu durum, bazı kişilerin yaralanmasına neden olurken, pek çok Siyasi parti ve STK da gösteri çağrıları öncesinde güvenlik mesajları yayınladı. Emel lideri ve Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, özellikle de başkent merkezinde veya başkenti güneye bağlayan ana yollarda olmak üzere 25 Kasım’da yol kapatma eylemlerini kınadı. Tüm Lübnanlılara, fitne eylemlerinden kaçınma çağrısı yapan Berri, ordu ve güvenlik güçlerini de “sivil barışçıl atmosferi, kamu ve özel mülkleri etkilemeden, yasal kapsamda ifade özgürlüğünü korumaya” çağırdı. Ring bölgesindeki eylemcilere saldıran kişilerle bağlantıları olduğunu yalanlayan Hizbullah ve Emel Hareketi’nden herhangi bir açıklama yapılmazken Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Her iki tarafından, yani Hizbullah ve Emel Hareketi’nin destekçileri, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve Emel lideri Berri’nin de maruz kaldığı olaylar karşısında hassas. Dolayısıyla tepki kendiliğinden oluştu” dedi. Kaynaklar, “Önemli olan, başta Beyrut-Güney Lübnan veya Beyrut- Bekaa karayolları başta olmak üzere yolları açık tutmaktır. Ancak eylemcilerin yaptıkları ya da söyledikleri diğer şeyler bizi ilgilendirmiyor” dedi. Söz konusu kaynaklardan farklı olarak, Meclisteki "Güçlü Cumhuriyet" Bloğu Milletvekili Vahbe Katişa, “Er-Ring’de yaşananlar, saldırgan kuvvetlerin sabotaj araçlarına sahip olmasının yanı sıra olaylara katılım yoğunluğuna bakılırsa, Şii partilerin güçlü ve birbirlerine bağlı liderleri tarafından bir hamleyle yaşandı. Bunların hepsi, karşı karşıya kaldıklarımızın bireysel davranışlar olmadığını gösterdi” ifadelerini kullandı. Şarku’l Avsat’a konuşan Katişa, “Operasyonun iki ana hedefi vardı. İlki, hareketin katılımcılarını sokaklardan uzaklaştırmak üzere korkutmak, diğeri ise eylemcileri kaosa sürüklemek. Ama her iki hedefe de ulaşamadılar” dedi. “Hareketin, barışçıl bir stratejisi olduğunu söylüyorlar” diyen Vahbe Katişa, Şii ikili aynı eylemleri tekrar denese de hareketin kırılmasını çok zor olacağına dikkati çekti. Hizbullah’ın faaliyetleri hususunda uzmanlaşmış bir yazar olan Kasım Kasir, “Şu ana kadar er-Ring’de yaşananların, Emel ve Hizbullah liderlerinin kararıyla mı yoksa yolların engellenmesine karşı kendiliğinden doğmuş bir eylem mi olduğu bilinmiyor” dedi. Yaşananların, hiç şüphesiz herkese durumun tehlikeli olduğu mesajı verdiğini söyleyen Kasir, “Eğer böyle devam ederse, daha fazla olay ve tepki doğacak” ifadelerini kullandı. Kasım Kasir, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Tarafların, halk hareketi hattına dahil olma ihtimali yüksek. Bugün kesin olan şey, ordu komutanlığının yolların yeniden kapanmasını reddetme ve durumun tehlikeli olduğuna halkı ikna etme hususunda net bir karar vermiş olması. Ordu ve Hizbullah arasındaki çatışmaya meydan okuyanların olduğu görünüyor. Ama ikisinin de bunu istemediğine inanıyoruz” dedi. Milletvekili Şamil Rukoz ise yaptığı açıklamada, “Eğer er-Ring köprüsündeki talihsiz ve tehlikeli olaylar, gerekçe olarak yolların kapanmasına karşı bir tepki sonucunda yaşandıysa, en tehlikeli ve şaşırtıcı durum, akademik olarak mükemmel düzeyde kabul edilen Mono Caddesi gibi çatışmalar çerçevesi dışında bir yerleşim bölgesindeki kamu ve özel mülklerin olaylara maruz kalmasıdır” değerlendirmesinde bulundu. Milletvekili Nedim el-Cemil de “El-Eşrefiye taraflarında özel mülkiyete karşı tanık olduğumuz saldırgan eylemler, ciddi sonuçlara işaret ediyor” diyerek, durumun ciddi bir güvenlik kaosuna yol açacağını vurguladı.
مشاركة :