Sabah Nahi Irak’ta Ekim ayında başlayan gösteriler 2003’ten bu yana yönetimin başına kota sistemiyle gelen siyasi partiler için en karmaşık bir konu haline geldi. Irak’taki kota sistemi, İran’a bağlı grupların Şii halkı koruma ‘yalanıyla’ yeni bir toplum ortaya çıkarmasına ve halkı etnik çatışmaların içine sürüklemesine imkân sağladı. Bu sisteme karşı çıkan ulusalcı kesimler ülke tarihinde ilk kez sayı ve yayılma ivmesi açısından bir protesto dalgası başlattı. Irak’taki protestolar kısa bir sürede gelişerek İran karşıtı gösterilere evirildi. Nitekim meydanlarda ‘Defol İran! Bağdat özgürdür’ şeklinde sloganların atıldığını gözlemlemek mümkün. Güneydeki Necef ve Kerbela kentlerinde İran Büyükelçiliği’ne yapılan saldırılar, Irak’taki İran varlığına en büyük darbenin vurulduğunu gösteriyor.Benzeri görülmemiş saldırılar Irak’ın Necef kentinde İran’ın büyükelçiliği öfkeli göstericiler tarafından bir hafta içinde üç kez ateşe verildi. Büyükelçilik çalışanlarının olaylar öncesinde binadan tahliye edildikleri belirtildi. İran rejimi ve Irak hükümeti, öfkeli göstericilerin Irak ve dünyadaki Şiiler tarafından kutsal kabul edilen Necef’teki büyükelçiliğe el uzatabileceğini tahmin etmiyordu. Necef kent merkezindeki Sadreyn Meydanı’ndan hareket eden göstericilerin bir kısmı İran Büyükelçiliği binasının önünde toplanırken, diğer bir kısmı ise Muhammed Bakır el-Hakim türbesini kuşattı. Necef Valisi Luey el-Yasiri’nin açıklamasına göre türbenin korunmasından sorumlu Seraya Aşura unsurlarının göstericilerin üzerine ateş açması sonucu onlarca kişi yaşamını yitirdi. Necefin öfkeli halkı, Arapları Şiileştirme merkezi ve Şiilerin On İki İmam (İsna Aşere) inancına göre ilk mercii Hz. Ali’nin türbesinin bulunduğu kentin Velayet-i Fakih yönetimi altına girmesini reddettiklerini alenen göstermek adına konsolosluk binasını yakmak için birçok kez girişimde bulundu. Iraklı Şiiler ve Necef’teki dini mercii Ali es-Sistani de Necef’in Velayet-i Fakih yönetimi altına girmesine karşı olduklarını daha önce birçok kez dile getirdi. Sistani, ülkede siyasilere ve genel olarak halka bir şey dayatma yerine nasihatte bulunma yöntemini izlerken, İran’daki Velayet-i Fakih anlayışı bir kararı dikte etme ilkesini benimsiyor. Irak’ta yapılan birçok analize göre Kerbela ve Necef’teki İran büyükelçiliği binalarının yakın tarihlerde göstericilerin eliyle ateşe verilmesi Iraklı Şiilerin artık İran’a itaatten vazgeçtiğini gösteriyor. Irak’taki gelişmeleri takip eden bazı Arap yazarlar, Baasın kurucusu Mişel Eflak ve Komünizmin kurucusu Karl Marx’ın fikirlerinden etkilenmeyen bu neslin vatanına bağlılığı karşısında yaşadıkları şoku dile getirerek, Arap kimliğine bağlılığın göstericileri keskin nişancıların kurşunlarına rağmen sokağa dökülmesinde itici bir güç olduğunu belirtiyor. Irak halkının geneli, ülkedeki geri kalmışlığın ve yolsuzluğun, İran yanlısı milislerin hegemonyası ile teokratik gücün korunmasına hizmet ettiği görüşünde.Şok ve şaşkınlık Kerbela, Necef ve Basra’daki İran büyükelçiliği binansının yakılması İran yönetiminin endişelenmesine yol açtı. Zira İran yönetiminin başındaki isimler, konsolosluklarda çıkan olayların arkasından yaptığı açıklamalarda, ‘Mossad’ın ve ABD’nin parmağı olduğunu ve bunun Iraklıların gerçekleştirdiğ bir şey olmadığı’ şeklinde ifadeler kullandı. Irak basınında, Necef’teki Konsolosluğu’n yakılmasının hemen ardından Kudüs Gücü Ordusu Komutanı Kasım Süleymani’nin başkent Bağdat’a geldiği yönünde haberler çıktı. Süleymani, İran’ın Irak’ta bozulan imajını düzeltmek için yaptığı bu ziyaret ters tepti ve durumlar daha da kötü bir hal aldı. Protesto gösterilerinin şiddetlenmesi ve Sistani’nin siyasi partilere ‘hükümetten güvenoyunu çekme’ çağrısı üzerine Başbakan Abdulmehdi istifa etti. Irak Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da Necef’teki büyükelçilik binasının ateşe verilmesi kınandı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, “Saldırı, Iraktaki bazı şehirlerimizde gerçekleşen gerçek gösterilere yabancı kişiler tarafından gerçekleştirildi. Buradaki amacın açık olduğunu görüyoruz. Bu da Irak ve İran arasındaki tarihi ilişkilere zarar vermektir” denildi. Şarkul Avsatın Independent Arabiadan aktardığı bilgilere göre bakanlık, ayrıca haklı taleplere dayanan gösterilerin amacından saptırılması girişimlerine karşı uyardı. Haşdi Şabi Komutanı Ebu Mehdi el-Muhendis, konsolosluk binası yakınlarındaki Ali es-Sistani’nin evine işaret ederek, ‘dini merci Ayetullah es-Sistani’ye saldırma girişiminde bulunanlara karşı tüm gücüyle karşı duracağını ifade etti. Tahrir Meydanı’nda ve en son Necef’teki şiddet olaylarının Irak siyasetinde oluşturduğu çatlak Şiilerin çoğunlukta yaşadığı Necef ve Kerbela’daki gösterilerde kendini gösterdi. ABD’nin 2011’de Irak’tan çekilmesi, İran’ın ülkedeki nüfuzuna kapı araladı. İran’ın Irak üzerindeki hegemonyası günden güne halkın aç kalmasına ve kaosa sürüklenmesine neden oldu. Tüm bunların farkında olan Irak halkı bu durumu tersine çevirme ve Velayet-i Fakih’in zincirini kırmaya çalışıyor.
مشاركة :