Cezayirde önümüzdeki perşembe günü yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimleri için yürütülen seçim kampanyaları, üç haftanın ardından dün itibariyle sona erdi. Halkın geniş bir kesiminin seçimlere karşı çıkması sebebiyle beş aday mitinglerini aktif bir şekilde gerçekleştirme noktasında zorlandılar. Halk siyasi sistemin kapsamlı bir şekilde değişmesini talep ediyor. Kanunda oylamadan üç gün önce seçim yasaklarının başladığı belirtiliyor ve adayların söz konusu süre içerisinde propaganda yapması yasaklanıyor. Yurt dışında yaşayan Cezayirliler için oy kullanma işlemi cumartesi günü başladı. Perşembe gününe kadar oylarını kullanabilecekler. Ayrıca çöl bölgeleri gibi uzak yerlerde yaşayan Cezayirlilerin oy kullanma işlemi de pazartesi günü başladı. Ulusal Seçim Otoritesi Başkanı Muhammed Şerefi, toplam seçmen sayısının 24 milyon 474 binin üzerinde olduğunu duyurdu. Bunların 914 bini yurt dışında oy kullanacak. Seçimde 5 aday yarışıyor: -İzzeddin Meyhubi (Demokratik Ulusal Topluluk / Eki Kültür Bakanı) - Abdulkadir Bin Karine (Ulusal İnşa Hareketi Başkanı / Eski Turizm Bakanı) - Abdülmecid Tebbun (Bağımsız / Eski Başbakan ve İmar Bakanı) - Ali Bin Flis (Özgürlüklerin Öncü Partisi Genel Sekreteri/ Eski Başbakan) - Abdülaziz Belaid (Müstakbel Cephesi Partisi Başkanı) Ülkedeki en büyük İslamı eğilimli partisi olan Barış Toplumu Hareketi’nin dün beş adaydan hiçbirini desteklemeyeceğini açıklaması ise dikkat çekiciydi. Barış Toplumu Hareketi, adaylar arasındaki partisinin saflarında bakanlık görevini yapmış olan Abdulkadir bin Karine’yi de desteklemiyor. Barış Toplumu Hareketi dünkü toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada seçimlerle ilgili son kararı verdi ve beş adaydan herhangi birini desteklemeyeceğini duyurdu. Barış Toplumu Hareketi’nin önde gelen yöneticilerinden Abdulkadir bin Karine’ye (eski Cumhurbaşkanı Liamine Zeroual döneminin Turizm Bakanı) ayrı bir parantez açmak gerekir. Abdulkadir bin Karine, 2012 yılında bir grup yönetici ile birlikte Barış Toplumu Hareketi’nin saflarından ayrıldı ve “Ulusal İnşa Hareketi” olarak adlandırdığı bir parti kurdu ve şu anda da partinin adayı olarak seçimlere giriyor. Barış Toplumu Hareketi’nin yöneticilerinden olan Nasır Hamdaduş, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Önceliğimiz, partinin binlerce sayıdaki destekçilerinin beş adaydan birini seçmekte özgür olup olmadıklarını netleştirmek” dedi. İslami eğilimli Adalet ve Kalkınma Cephesi önceki gün yaptığı açıklamada herhangi bir adayı desteklemeyeceğini duyurdu. Abdulkadir bin Karine, kendisinin İslamcı bir aday olmadığını, Cezayir toplumunu temsil eden tüm kesimlere ait olduğunu belirtti. Dün, seçimlere hazırlık bağlamında başkentteki bir askeri tesise ziyarette bulunan Cezayir Genelkurmay Başkanı Korgeneral Ahmed Kayid Salih duruma dair şu açıklamalarda bulundu: “Cezayir’in güçlü, güvenli, istikrarlı ve gelişmiş olmasını asla istemeyen taraflar var. Bu taraflar aşağılık hedeflerine ulaşmak için umutsuzca çaba gösteriyorlar. İç cephenin dayanıklılığını ve Cezayir halkının sosyal dokusunun uyumunu sarsmak için kötü niyetli ve kurnazca adımlar attılar. Halka karşı bütün girişimleri hayal kırıklığı, başarısızlık ve hüsranla sonuçlandı.” Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin başarı ile gerçekleştirilmesinin sağlanması için yasal bütün hazırlıkların yapılacağını ve güvenlik önlemlerinin alınacağını vurgulayan Kayid Salih açıklamasının devamında “Cezayir halkının seçim hakkını güvenli, sakin ve huzurlu bir atmosferde tam bir özgürlük ve şeffaflık içerisinde kullanmasını sağlayacağız” dedi. Binlerce gösterici yönetimin kendi ömrünü uzatmak için seçime gittiğini iddia ederek seçimlerin meşruiyetini kabul etmiyor ve seçimlerin yenilenmesini engelleme tehdidinde bulunuyor. Kayid Salih’in, bu açıklamalar ile söz konusu göstericilere üstü kapalı bir şekilde cevap verdiği belirtiliyor. İktidar düşüncesinin olmadığını bir kez daha yineleyen Cezayir Genelkurmay Başkanı açıklamasına şöyle devam etti: “Cezayir ordusu yönetiminin Cezayir’e ve halkına hizmet etmek dışında siyasi bir arzusunun olmadığını tekrar söylüyorum. Bu kritik ulusal görevi üstlenecek olan seçimlere bütünüyle şeffaf ve özgür bir ortamda güçlü bir şekilde katılım gösterecek olan halktır.” Cezayirli göçmenler için oy kullanma işleminin başlamasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Kayid Salih, “Bu, işbirlikçilere ve Cezayir halkının asaletinden ve tüm zorlukları aşma kabiliyetinden şüphe edenlere güzel bir cevap olacak” dedi. Siyasi analistler bugün eski Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika rejiminin sembol isimleri hakkında kararın çıkmasını bekliyor. Savcılık dün, Buteflika döneminde yönetimde görev alan eski yetkililere 10 ila 20 yıl arasında değişen cezalar verilmesini talep etti. Savcılık, "otomotiv montaj fabrikaları" ve "Buteflikanın seçim kampanyasının finanse edilmesi" gibi yolsuzluk davalarında yargılanan eski başbakanlar Ahmed Uyahya ve Abdülmelik Sellal hakkında 20 yıl hapis talep etti. Ayrıca eski sanayi bakanları Yusuf Yusufi ve Mahcub Bidde hakkında 15 yıl, Buteflikanın seçim kampanyası müdürü ve eski ulaştırma bakanı Abdulgani Zalan ve eski Turizm Bakanı Nouria Yamina Zerhouni hakkında 10 yıl hapis cezası istedi. Savcılık, Cezayir adaletinden kaçan eski Sanayi ve Maden Bakanı Abdusselam Buşevarib hakkında da uluslararası yakalama emrinin yanı sıra 20 yıl hapis isteminde bulundu. Başsavcılık, iş adamları Muhammed Bayeri, Hasan el-Arabavi ve Ahmed Mazuz için de 10 yıl hapis cezası istedi. Söz konusu isimler seçim kampanyasını gizlice finanse etmek karşılığında haksız kazanç elde etmekle suçlanıyor. Ayrıca, 18 Nisan 2019daki seçimlerde Buteflikanın seçim kampanyası için para toplamakla suçlanan iş insanı Ali Haddad hakkında 10 yıl hapis cezası istendi. Haddad, Said Buteflikanın talebi üzerine seçim kampanyası sırasında 700 ila 800 milyon dinar (yaklaşık 5,7 milyon euro) arasında para topladığını itiraf etti. Diğer yandan eski cumhurbaşkanının danışmanı ve erkek kardeşi ise mahkemede ifade vermeyi reddetti. Cezayir’in 1962’de bağımsızlığına kavuşmasından bu yana ilk kez üst düzey siyasi yetkililer yargılanıyor. Buteflikanın ordu ve eşsiz halk protestosunun baskısı karşısında 2 Nisanda istifa etmesinin ardından yolsuzlukla mücadele soruşturması başladı. Soruşturma, başta Buteflika ailesi olmak üzere üst düzey yetkililere ve yönetime yakın iş adamlarına kadar uzandı.
مشاركة :