İranın Londra Büyükelçisi Hamid Baidinejad, dün İngiliz hükümetini nükleer anlaşmanın yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdı. Aynı zamanda İngiltere Başbakanı Boris Johnsonın İrana yönelik dış politikasının “iki ülke arasındaki ilişkilerde gerginliği azaltmak için çaba sarf etme” yönünde olduğunu belirtti. Bununla beraber, Londranın Tahranı Brexit sonrasında “büyük bir pazar” olarak gördüğüne dikkat çekti. İran resmi haber ajansı IRNAya açıklama yapan Baidinejad, Johnson hükümetinin Tahran ve Londra arasındaki “ekonomik ilişkileri güçlendirmeyi dört gözle beklediğini” söyledi. Söz konusu açıklamalar, ABD Başkanı Donald Trump ile İngiltere Başbakanı Boris Johnson yakınlaşmasının Londranın Tahranla yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesine yol açacağı konusundaki endişelerinin artmasının ardından geldi. Baidinejad, İngiltere eski Başbakanı Jeremy Hunt ile Boris Johnson arasındaki görüş farkına da değinerek İran ile İngiltere arasındaki gerilimi arttırmakla Hunt’ı suçladı. Baidinejad, açıklamalarına şu ifadelerle devam etti: “İngilizler, nükleer anlaşmaya uluslararası güvenlik sorunları ve Avrupa ekonomik ilişkileri çerçevesinde bakıyor. Avrupalılar, uluslararası güvenlik alanındaki bu önemli başarıyı sürdürmek ve INSTEX mekanizması açılışında ile ilerlemek için mevcut koşulların iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyor.” İran’ın daha önceden açıkladığı gibi, Baidinejad da ülkesinin nükleer anlaşma konusundaki yükümlülüklerini azaltma politikasını sürdüreceğinin altını çizdi. Bu politikanın Avrupalılar tarafındaki koşullara bağlı olarak değişebileceğini vurgulayan Baidinejad, şöyle söyledi: “Birleşik Krallık hükümetinden yükümlülüklerini nükleer anlaşma kapsamında yerine getirmesini bekliyoruz. Kalan üyelerin nükleer anlaşmanın yükümlülüklerine uymamaları durumunda, İranın bu anlaşmayı korumak için atacağı etkili adım nükleer yükümlülüklerini azaltmak olacak.” Baidinejad, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrıldıktan sonra ABD ve Hindistan gibi ülkelerle ticari ilişkiler kurma ve büyük anlaşmalar yapma konusundaki önceliklerine değindi. Aynı zamanda bu dönemde İngiltere’nin İran’a imtiyazı konusundaki iyimserliğini de dile getirdi. Bu konuda ise şöyle söyledi: “İngiltere’nin son iki ya da üç yıldaki İran temaslarına bakılırsa, İngilizlerin İranı ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinde büyük bir pazar olarak gördüğü ortada.” Söz konusu açıklamalardan bir gün önce de İngiliz Kraliyet Donanması Komutanı Oramiral Tony Radakin, İran’ın İngiltere’nin Körfez’deki seyrüsefer özgürlüğüne yönelik tehdidinin devam ettiğini açıklamıştı. İran’ın saldırgan davranışlarda bulunduğu taktirde İngiliz müdahalesinin gerekli olacağını da eklemişti. Radakin, BBC’ye verdiği röportajda, İngiltere’nin Körfez’deki deniz güvenliği sağlamak için “Korucu Operasyon” olarak bilinen ABD liderliğindeki koalisyonla çalışmaya devam edeceğini söyleyerek, Fransa’nın bu konudaki girişimlerini de memnuniyetle karşılamıştı. Baidinejad ise bu konuda yaptığı açıklamada şu ifadelerde bulundu: “İran ve İngiltere’nin bölgeye dair görüşleri birbirinden farklı. İngilizler şuan bizim bölgemizde bulunuyor. Biz ise herhangi bir yabancı devletin varlığını bölge güvenliği için yararlı ve etkin bir unsur olarak görmüyoruz. Bölge güvenliği, bölgesel devletlerin kendileri tarafından sağlanmalı. İran’ın “Barış Sembolü” projesi kapsamında sunduğu girişim, bölge ülkeleri tarafından bölgedeki güvenlik ve barışı sağlayacak koşullar yaratmaya dayanıyor.” Baidinejad, İngiltere hükümetinin bölgenin güvenliği konusunda bölge ülkelerinin yolunu izleyerek girişimlerine dâhil olması ve burada yabancı bir askeri varlıktan kaçınmasını tavsiye etti. Ağustos ayında İngiliz hükümeti, Basra Körfezindeki taşımacılık faaliyetlerini korumak için Körfez’deki ABD liderliğindeki seyrüsefer güvenliği ittifakına katılmıştı. katılmaya karar verdi.
مشاركة :