Rusya Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Müdürü Alexander Voronkov, Arap ülkelerinin barışçıl nükleer enerji teknolojisinden daha fazla yararlanması gerektiğini düşüncesinde. Şarku’l Avsat’a konuşan Voronkov, bölgenin nükleer enerji ve teknoloji alanındaki muazzam potansiyelinin farkında olmadığını ifade etti. Aynı zamanda Rosatom’un Arap ve Kuzey Afrika ülkelerine aktif destek sağlamaya hazır olduğunu belirtti. Rus devletine ait nükleer enerji uzmanı Rosatom, Akdeniz kıyılarındaki Mısır şehri Dabaa’da bir nükleer santrali faaliyete geçirme çalışmalarını yürütüyor. Toplam 4 bin 800 megawatt kapasiteli bu nükleer santral, her biri bin 200 megawatt kapasiteli 4 farklı nükleer reaktörden oluşuyor. İlk reaktörün deneme çalışmasının 2016’da yapılması planlanıyor. Arap dünyasının sıcak iklime sahip olması bu konuda akıllarda soru işareti bırakırken, Voronkov ise bölgenin iklim koşulları göz önüne alınarak tasarlanan Mısır nükleer santralinin yüksek güvenlik oranlarını vurguluyor. Voronkov, e-posta vasıtasıyla yaptığı açıklamalarında Rosatam’ın yabancı ortaklarına, VVER-1200 tipi reaktörlü üçüncü nesil nükleer santrali projesini sunduğunu belirtti. Novovoronej ve St. Petersburg’daki üç nükleer santralin de aynı reaktörle çalıştığına değindi. Türkiye ve Bangladeş gibi diğer ülkelerdeki projeleri de hatırlatan Voronkov, VVER tipi reaktörlerin itibarlarının yüksek olduğunu, bunun tekrar tekrar onaylanan yüksek güvenlik derecesine dayandığını ifade etti. Voronkov, açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “Herhangi bir ülkede bir nükleer santral projesi söz konusu olduğunda, bu santralleri işletmek için projenin mali planından kalifiye personelin mevcudiyetine kadar birçok koşul göze alınır. İlk aşamada belirlenen kritik kararlardan biri ise projeye uygun saha seçimidir. Bunun için jeolojik, jeofizik, hidrojeolojik süreçler, meteorolojik koşullar ve ülkenin doğası üzerine bir çok çalışmalar yapılır” Dabaa’daki santralin sözleşmeleri imzalanmadan önce de bu koşulların dikkatlice ele alındığını belirten Voronkov, santralin inşa edileceği alan için 2019’un baharında Mısır Nükleer Enerji Kurumu’ndan ruhsat alındığını açıkladı. Bu ruhsat, alanın nükleer santral inşa etmek için gerekli olan tüm koşulları sağladığı anlamına geliyor. İnşaat sürecinin ise 2020’nin ikinci yarısında başlaması planlanıyor. Bununla birlikte Volonkov, Rosatom’un Arap ülkeleri gibi sıcak iklimli ülkelerde nükleer santral inşa etme konusunda başarılı bir deneyime sahip olduğunu dile getirdi. Rosatom, nükleer enerji geliştirme alanında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) işbirliği anlaşmaları imzaladı. Voronkov bu işbirliklerinin Mısır’dakine benzer olup olmayacağı konusunda ise şu açıklamalarda bulundu: “Nükleer santral projelerinden her biri, tamamen bireyseldir. Bu, finansal planda da böyle. Tüm bu projeler, satıcının kabiliyetindense devletin kendi ihtiyaçlarına ve projenin gerekliliğine bağlı.” Mısır ve Rusya, 2015’te Dabaa nükleer santrali inşasına dair işbirliği anlaşması imzalamıştı; Rusya’nın Mısır’a 25 milyar dolar değerinde kredi sağlayacak olması da anlaşma dâhilindeydi. Voronkov bu konuda ise “Rosatom, müşterileri için özel seçilen çeşitli finansman seçenekleri konusunda da geniş tecrübelere sahip” ifadelerini kullandı. Voronkov, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: “Rusya, atom enerjisinin barışçıl kullanımı için bölge ülkeleriyle işbirliği içinde. BAE, Suudi Arabistan, Ürdün, Cezayir, Tunus ve Sudan ile hükümetler arası işbirliği anlaşmalarımız var. Atom enerjisinin barışçıl kullanımı konusunda aynı zamanda Fas ile işbirliğine dair de bir uzlaşı belgesi imzalandı” Voronkov’un açıklamalarına göre Rosatom, enerji alanında ya da hârici alanlarda ortaklarına çok çeşitli işbirlikleri sunuyor. Düşük güçlü nükleer tesisler, nükleer tıp, radyasyon teknolojisi, su arıtımı, nükleer araştırma merkezleri ve radyasyon güvenliğine dayalı sistemler bu alanlardan yalnızca bazıları.
مشاركة :