Terör örgütü El Kaide’nin Somali kolu Eş-Şebab, son 10 yılda kontrol ettiği toprakları kaybetti. Örgütün bazı üyeleri de ABD hava saldırıları nedeniyle ülkeden kaçtı. Bununla birlikte analistlere göre Somali’deki merkezi otoritesinin zayıflamasına rağmen terör örgütü, önemli bir risk olmaya devam ediyor. Örgütle mücadele için yıllarca devam eden maliyetli çabalara rağmen Eş Şebab, Mogadişu’nun kalabalık bir bölgesinde bomba yüklü bir aracı infilak ederek, geçen cumartesi günü 2 Türk mühendis de dahil, 81 kişinin ölmüne neden oldu. Eş Şebab, geçen pazartesi günü saldırının sorumluluğunu üstlendi. Örgütün sözcüsü Ali Muhammed, yayınladığı sesli bir mesajda, “örgütün Türk vatandaşlarını hedef aldığını” açıkladı. Eş Şebab, Somali devletiyle ve onu destekleyen yabancılarla mücadele etmek zorunda olduklarını iddia ederken, saldırıda ölen siviller için de özür diledi. Örgüt sözcüsü, “Somalili Müslüman toplumumuzun yaşadığı kayıplar dolayısıyla derin üzüntü duyuyoruz. Yakınları öldürülen, yaralanan veya mülkleri tahrip olan Müslümanlara baş sağlığı diliyoruz” açıklamasında bulundu. Ali Muhammed, bomba yüklü aracın, konvoyu hedef almak istediği sırada kontrol noktasında durdurulduğunu ve bu nedenle Allah’ın isteğiyle birçok sivilin de hayatını kaybettiğini ifade etti. Eş Şebab terör örgütü, tabanını kaybetme korkusuyla, sivil kayıplarla sonuçlanan saldırıların sorumluluğunu genelde kabul etmiyor. Söz konusu saldırıda ölenler arasında, 2 Türk vatandaşının yanı sıra, saldırı anında bir otobüste yer alan 16 üniversite öğrencisi de yer alıyor. Bu bağlamda terör örgütü sözcüsü Muhammed, “Türkler bizim düşmanımızdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, onlar ülkemizden çekilinceye kadar savaşmayı bırakmayacağız” dedi. Türkiye, Somali’nin en büyük bağışçı ve yatırımcıları arasında yer alıyor. Aynı şekilde iki ülke arasındaki tarihsel ilişkiler de devam ederken, Türk şirketler Mogadişu limanı ve havaalanını işletiyor. Eylül 2017’de Türkiye, Somali’de en büyük yabancı askeri eğitim merkezini açtı. Ancak bu varlık, birçok defa Eş Şebab örgütünün hedefi haline geldi. ABD, geçen pazar günü Somali’de terör örgütünü hedef alan 3 operasyonda 4 teröristin öldürüldüğünü açıkladı. Öte yandan Kenya’nın başkenti Nairobi merkezli Sahan Merkezi direktörü Matt Braden, “Eş Şebab Hareketi’nin asıl özelliği, değişen şartlara uyum sağlayarak hayatta kalma yeteneğidir” dedi. Braden, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Örgütün liderleri, insansız hava araçlarının saldırılarında ve komanda baskınlarında öldürüldü. Birçok bomba üreticisi de öldü. Bununla birlikte terör örgütü, geleneksel bir savaş yürütmeyi, bomba üretmeyi, gizli ve etkili bir mali-idari alt yapı oluşturmayı sürdürüyor” ifadelerini kullandı. Braden, El Kaide’ye bağlı yerel örgütün, Somali ve bölgedeki diğer ülkelerde ağır hasarlara yol açma yeteneğinin, merkezi hükümetin kırılganlığını yansıttığını belirtti. Eş Şebab Hareketi, 10 yıl boyunca altın çağını yaşadı. Uluslararası açıdan desteklenen Mogadişu hükümeti, başkentin sadece küçük bir alanını kontrol ederken Eş Şebab, Mogadişu’nun büyük bir bölümü de dahil önemli şehirlerin kontrolünü eline geçirdi. Somali, Siad Barre’nin askeri rejiminin 1991 yılında devrilmesi sonrasında bir kaosa sürüklendi. O dönemde Somali’de, kıtlık ve onlarca yıl boyunca devam eden kabile savaşları baş gösterdi. Eş Şebab Hareketi, uluslararası açıdan desteklenen hükümete karşı İslami Mahkemeler Birliği (İMB) örgütünün gençlik kanadı olarak ortaya çıktı. İMB daha sonra örgütün gençlik yapılanmasının Arapça ismi olan Eş Şebab kelimesiyle tanınır oldu. 2004 yılında kurulurken, Somali’nin büyük bir kısmını kontrolü altına aldı. Ancak 2011 yılının ikinci yarısında, Afrika Birliği’ne bağlı Somali’de Barışı Koruma Misyonu (AMISOM) güçleri tarafından Mogadişu’daki son kalesinden çıkarılması sonrasında hareketin gücü azalmaya başladı. O günden bu yana Eş Şebab teröristleri, kalelerinin çoğunu terk etmek zorunda kaldı. Ancak halen geniş alanların kontrolünü ellerinde bulundurmaya devam ediyorlar. Eş Şebab, geniş bir istihbarat ağı aracılığıyla şehir merkezindeki varlığını da koruyor. Uluslararası Kriz Grubu’ndaki Afrika Boynuzu işlerinde uzman olan Moretti Motiga, “Seçenekler sunarak veya zorlayarak destek kazandılar. Vergi ve gasp yoluyla istikrarlı finans kaynakları var” dedi. Geçen Kasım ayında Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı uzman bir grup tarafından yayınlanan bir raporda, grubun mafya yoluyla topladığı vergi sisteminin, harekete, Mogadişu limanı gibi kontrol etmediği alanlarda bile gelir sağladığı belirtildi. Hareketin, hükümet kurumlarına sızma yeteneğinin bir göstergesi olarak, geçen Temmuz ayında Mogadişu’daki devlet dairelerinde bir intihar bombacısının kendisini infilak ettiği ve şehirdeki belediye başkanının ölmesine yol açtığı aktarıldı. İntihar eylemcisi, sahte bir kimlikte faaliyet gösteriyordu. Harekete mensup militanlar, yerel olarak patlayıcı madde üretmeyi sürdürdü. Hareket, 2017 yılında 512 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir intihar eylemi gibi son yıllarda çok sayıda kanlı saldırı gerçekleştirdi. Aynı şekilde Eş Şebab, 2011 yılında Somali’ye gönderilen birliklere yanıt olarak, birçok yıkıcı saldırıya tanık olan Kenya’da başta olmak üzere bölgedeki ağını genişletmeyi de başardı. Ocak 2019’da Nairobi’deki lüks bir oteli kuşatarak 21 kişinin ölmesine neden oldu. Saldırının faillerinin, Kenya’da doğan Eş Şebab militanları olduğu ifade edildi. Eş Şebab örgütü, Uganda da dahil olmak üzere birçok Doğu Afrika ülkesinde terör saldırıları düzenledi. 2015 yılında AMISOM kuvvetlerinin saldırıların önüne geçmesinden bu yana hareket, kontrol ettiği toprakları da kaybetmeye başladı. Bu çerçevede Motiga, Eş Şebab Hareketi’ne karşı mücadelede yapılan en büyük hatalardan birinin, ilerleyen sürece dair uygun bir plan ortaya koyulmaması olduğu belirtti. 2021 yılında planlanan, Barışı Koruma Misyonu’na mensup yaklaşık 20 bin askerin ülkeden ayrılması hususunda açıklamada bulunan analistler, ulusal ordunun bu duruma hazır olmadığını söyledi. Analistler, ulusal ordunun İngiltere, Türkiye ve Avrupa Birliği aracılığıyla ayrı eğitim programları düzenliyor olabileceğini de söyledi. Matt Braden ise, “Afrika Birliği güçlerinin geri çekilmesiyle, Eş Şebab ile mücadele edebilecek tutarlı bir güvenlik gücünün ortaya çıktığını görememekteyiz” dedi. Braden, hükümetin 2020 yılında yapılması planlanan parlamento seçimlerinde ve 2021 yılında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden kazanma şansını güçlendirmek amacıyla yerel yönetimleri kontrol etmeye odaklandığını vurguladı. Matt Braden, Eş Şebab’a karşı operasyonlardan ziyade Galmudug bölgesinde seçim sürecini güvence altına almak için çok sayıda polis ve ulusal ordu kaynağına yöneldiğini ifade etti. Ülkede hala anayasa eksikliği yaşandığı göz önüne alındığında Somali’ye bir geçiş hükümeti önderlik ediyor. Sahan Merkezi direktörü Matt Braden, anayasanın tamamlanması ve ülke federasyonunun yapısı ile ilgili anlaşma hususunda önceki hükümetlerin çatısı altında müzakerelerin başlatıldığına, ancak mevcut hükümetin görüşmeleri asıya aldığına dikkati çekti. Nisan 2017’den bu yana 800’den fazla kişinin ölmesine neden olan, ABD Başkanı Donald Trump dönemindeki ABD hava saldırılarında artış yaşanıyor olmasına rağmen gözlemciler, Eş Şebab Hareketi’nin, 2020 yılı sonrasında yıkımını sürdüreceğine inanıyor. Bu çerçevede Moretti Motiga, Eş Şebab örgütünün şu anda 10 yıl öncesinde olduğu gibi güçlü bir konumda olduğunu vurguladı.
مشاركة :