Savaştan diplomasiye... İranın Süleymani suikastına verebileceği olası cevaplar

  • 1/7/2020
  • 00:00
  • 2
  • 0
  • 0
news-picture

İranlı liderler, ABD Başkanı Donald Trumpın emriyle öldürülen İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü komutanı General Kasım Süleymani’nin intikamını almak için söz verdiler. İran Rejiminin Lideri Ayetullah Ali Hamaney ve ABD Başkanı Donald Trump ağır ve öfkeli sözler sarf etme devam ediyorlar. Ancak kapsamlı bir savaşa istekli olduklarına dair herhangi bir sinyal vermiyorlar. Askeri bir çatışma ihtimali yok değil. ABD’nin son hamlesinden sonra Hamaney eğer sükunet çağrısı yaparsa içeride halkının ve bölgede ise Tahran’ın vekillerinin gözünde zayıf görünebilir. Bu yüzden intikam seçeneğine başvurabilir, ancak bu küçük ölçekte ve sınırlı bir eylem şeklinde gerçekleşir.Tahran’ın önünde hangi seçenekler var? İşte bunlardan bazıları; Carnegie Barış Vakfı’nın kıdemli bir üyesi olan Karim Sadjadpour, Hamaney’in vereceği cevabı iyi ölçüp biçmesi gerektiğini söyledi. Zayıf bir tepki saygınlığını kaybetmesine yol açabilir, abartılı bir tepki ise kan dökülmesine sebebiyet verebilir. ABD Savunma İstihbarat Örgütü DIA tarafından Aralık ayında yayınlanan bir raporda İranın 3 ana askeri yeteneğe bağlı olduğu belirtildi. Bunlar; Balistik füze programı, Körfezde denizciliği tehdit edebilecek donanmaya sahip olması ve Suriye, Irak ve Lübnan gibi ülkelerde kendisine tabi silahlı grupların bulunması. İran, ABDnin Körfezdeki askeri üslerini ve baş düşmanı İsraili vurabilecek hassas güdümlü füzelere, seyir füzelerine ve İHA’lara sahip olduğunu söylüyor. Tahran veya bölgedeki kolları Körfez’deki ve Kızıldenizdeki petrol tankerlerinin yanı sıra Hint Okyanusunu Süveyş Kanalı üzerinden Akdenize bağlayan petrol veya petrol dışı nakliye hatlarına saldırabilir. Askeri bir çatışma veya artan gerginlikler dünya petrol üretiminin beşte birinin geçtiği arter olan Hürmüz Boğazındaki nakliye trafiğine zarar verebilir. Bir damla petrolün bile geçişinin durmasının sonuçları olur. Herhangi bir arz kesintisi ham fiyatları keskin bir şekilde artırabilir. Yasal açıdan İran su yolunu tek taraflı olarak kapatamaz, çünkü buranın bir kısmı Umman karasularına aittir. Ancak gemiler Devrim Muhafızlarının sorumluluğu altındaki İran sularından geçiyor. Tahran, ABD ve müttefikleriyle yüzleşmek için füzeler, İHA’lar, mayınlar ve sürat tekneleri kullanabilir. ABDli yetkililer, boğazın kapatılmasının kırmızı bir çizginin ihlali olduğunu ve Washingtonun yeniden açmak için gerekli önlemleri alacağını söylüyor. Orta Doğudaki Amerikan güçlerinin etrafı tehlike ile kuşatılmış olabilir. İran, en gelişmiş ABD silahlarına karşı çoğunlukla geleneksel olmayan planlara ve bölgedeki vekillerine güveniyor. İran, müttefiklerine silah ve teknik uzmanlık kazandırdı. Husiler Yemende İran yapımı füzeler ve uçaklar kullandılar. Iraktaki İran destekli silahlı gruplar, Amerikan kuvvetlerinin bulunduğu üslere saldırdılar. İran haziran ayında, bir Amerikan İHA’sını füzeyle düşürdü. Bu gelişme her iki tarafı da doğrudan çatışmanın eşiğine itti.“İran sabırlıdır” Washingtondaki Arap Körfez Ülkeleri Enstitüsünün kıdemli bir üyesi olan Ali Alfoneh, İranın hızla hareket etmesinin olası olmadığını söyledi. Alfoneh, “İranın, General Süleymani süikastınin ardından misilleme yapmak veya intikam almaktan başka çaresi yok, ama İran İslam Cumhuriyeti sabırlıdır. Verilecek cevabın zamanı ve doğasını bu saatten sonra bilemeyiz” dedi. İran ve müttefikleri bölge dışında da güçlerini gösterebilirler. 1994 yılında Lübnan Hizbullah’ının bir üyesi Buenos Aireste bir Arjantin Yahudi Derneği binasını havaya uçurmuş ve 85 kişiyi öldürmüştü. Carnegie Barış Vakfı üyesi Karim Sadjadpour, "Gerçekleşmesi en olası seçenek Tahran’ın, ABD ve müttefiklerinin çıkarlarına yönelik bölgesel ve hatta küresel düzeyde vekalet saldırılarında bulunmaya devam etmesidir. İran Avrupa, Afrika, Asya ve Latin Amerikada geçmişte çokça bu tür saldırılar gerçekleştirmiş ve çeşitli derecelerde başarılar elde etmiştir" şeklinde konuştu. İranlı liderler, hedeflere ulaşabilmek için diplomasiye açık kapı bırakma konusunda daha önceden birtakım deneyimlere sahipler. Özellikle de ülke ekonomisi Amerikan yaptırımlarının baskısı altında inliyorken! Reuters kıdemli bir bölgesel diplomatın şu sözlerini aktarıyor: “İran ve Amerika geçmişte Afganistan, Irak ve başka yerlerde birlikte çalıştılar. Ortak çıkarları ve ortak düşmanları var. Askeri çatışma her iki taraf için de pahalıya mal olacak, ancak diplomasi birçok sorunu çözebilir ve seçeneklerden biri olarak karşımızda duruyor. Washington, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmaya dönmediği ve 2018de anlaşmadan çekilmesinin ardından Tahrana uyguladığı tüm yaptırımları kaldırmadığı sürece İran, ABD ile herhangi bir görüşmeyi kabul etmeyecek.” ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Süleymaninin öldürülmesinin ardından yaptığı açıklamada Washingtonun tansiyonu düşürmeye kararlı olduğunu söyledi. Sadjadpour, "Birçok kişi tarafından üçüncü bir dünya savaşı için spekülasyonlar yapılırken, İran tarihinin son 40 yılı, İran İslam Cumhuriyeti için en önemli şeyin hayatta kalmak olduğunu ortaya koyuyor. Tahran, ABD ile topyekün bir savaşın maliyetini karşılayamaz, özellikle de Süleymani’nin yokluğunda yıpratıcı ekonomik yaptırımlar ve iç karışıklıklarla ile karşı karşıya kalmışken!" açıklamasında bulundu.

مشاركة :